Materiality of Mehmet II Smelling A Rose Based on Gentile Bellini’s Painting with Cultural Perspective
Tuğba BatuhanThis paper examines the painting of Mehmet II, which was painted by Sinan Bey/ Şiblizade Ahmed based on the painting by Gentile Bellini. Those works of art show Mehmet the Conqueror in the same perspective by using different materials and styles of painting. Mehmet II is depicted as the Conqueror of Constantinople in this painting and the painting also includes concepts of Ottoman culture. This paper illustrates the ways in which particular Western elements of art commingled with traditional Turkish art imagery to depict the Sultan’s power over Constantinople. Both paintings represent different aspects of Mehmet the Conqueror. Both painters convey their own cultural consciousness and impressions in their paintings. Even though, Gentile Bellini and Şiblizade Ahmed made a similar artistic creation, they present different perspectives of Mehmet II within their own cultural framework. In addition, this paper shows how a local artist was inspired by a foreign artist. Furthermore, the two paintings are explained based on the objects and features used. In conclusion, this study shows that both paintings are also arranged within their own long memory and different social, cultural, and historical point of views to materiality.
Gül Koklayan II. Mehmet Tablosunun Gentile Bellini’nin Tablosu Temelinde Kültürel Açıdan Önemi
Tuğba BatuhanBu makale, Sinan Bey veya Şiblizade Ahmed tarafından Gentile Bellini’nin resmine dayanarak yapılan Fatih Sultan Mehmet’in tablosunu ele almaktadır. Bu sanat eserleri Fatih Sultan Mehmet’i, farklı malzeme ve stiller kullanmalarına rağmen aynı açıdan göstermektedir. Fatih Sultan Mehmet Konstantinopolis’in Fatihi olarak resmedilmekle birlikte, bu resimler Osmanlı kültürel kavramlarını da içermektedir. Makalede, belirli Batı sanatı öğelerinin, Sultan’ın Konstantinopolis üzerindeki gücünü tasvir etmek için geleneksel Türk sanat imgeleriyle nasıl bir araya getirildiğini de göstermeye çalışmaktadır. Fatih Sultan Mehmet’in yer aldığı bu iki tabloda, Sultan’ın bir saray ressamı ve bir yabancı ressam tarafından farklı yönleri tasvir edilmektedir. Burada, her iki ressamın da sahip oldukları kültürel bilinci ve izlenimi resimlerine aktardıkları görülmektedir. Gentile Bellini ve Şiblizade Ahmed, benzer sanatsal eserler ortaya çıkarmış olsalar da Fatih Sultan Mehmet’i kendi kültürel çerçeveleri içinde farklı bakış açısıyla sunmaktadırlar. Ek olarak, bu makale yabancı bir sanatçının yerel bir ressama nasıl ilham kaynağı olduğunu da göstermektedir. Ayrıca, iki resim sanatçıların kullanıldıkları nesnelere ve özelliklere dayanarak açıklanmıştır. Sonuç olarak, bu çalışma her iki resmin kendi sahip olduğu uzun süreli bellek ve farklı sosyal, kültürel ve tarihsel bakış açıları içinde düzenlendiğine işaret etmektedir.
Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmet, sanatı seven, sanatçılara değer veren ve destekleyen bir kişiliğe sahipti. Sanata duyduğu ilginin yanı sıra bu alanda kendisini daha fazla geliştirebilmek adına dersler aldı. Aynı zamanda, hümanist entelektüel eğilimlerin de takipçisiydi. Bunların yanı sıra, çok yönlü kişiliği ile mimari tasarım, bronz döküm ve resimde perspektif konularının da takipçisi olduğu ve hayatının son on yıllık döneminde birçok İtalyan ve Yakın Doğu sanatçısı ile ilgili farkındalığının arttığı bilinmektedir. Kendisi özellikle İtalya ve İtalyan sanatçılarına odaklanmıştı. Sadece Fatih Sultan Mehmet değil onun oğlu II. Bayezid, 1502 ve 1506 yıllarında, Leonardo ve Michelangelo gibi usta isimleri İstanbul’a davet etti. Ancak, II. Bayezid’ın daha çok mühendislik alanındaki girişimleri öne çıkmıştır. Osmanlı padişahları içinde sanatla ilgilenen tek isim Fatih Sultan Mehmet değildir fakat 16. yüzyılda İstanbul’a figür sanatçılarının davet edilmediği de anlaşılmaktadır. 1578 tarihlerinde Sokullu Mehmet Paşa’nın sanat alanında girişimlerinin olduğu ve devlet albümü hazırlatmaya çalıştığı bilinmektedir. Aynı zamanda, 1575 ve 1578 yıllarında Paolo Giovio tarafından Osmanlı sultanlarının tasvirlerinin yer aldığı iki kitap yayınlanmıştır. Osmanlı Devleti’nde Fatih Sultan Mehmet ve Kanuni Sultan Süleyman dışındaki diğer sultanların fiziksel ikonografisi yoktur. Bu nedenle, Fatih Sultan Mehmet portreleri Osmanlı sanat tarihi içinde önemli bir yere sahiptir.
Bu çalışmada Fatih Sultan Mehmet’in iki ressam, Gentile Bellini ve Şiblizade Ahmed, tarafından yapılmış olan portreleri incelenerek eserlerin benzer ve ayrışan yönleri gözler önüne serilmektedir. Aynı zamanda Gentile Bellini’nin tablosu (Fatih Sultan Mehmet Portresi) temelinde Şiblizade Ahmed’in tablosu (Gül Koklayan Fatih Sultan Mehmet Portresi) değerlendirilmektedir. Çalışma, Fatih Sultan Mehmet’le ilgili sadece iki tabloyla sınırlandırılmıştır. Bu sanat eserleri Fatih Sultan Mehmet’i farklı etkilere sahip aynı bakış açısıyla göstermektedir.
Gentile Bellini’nin eserinde Fatih Sultan Mehmet Konstantinopolis’in Fatihi olarak tasvir edilmiş ve Osmanlı kültürel kavramlarıyla beraber ele alınmıştır. Bu tablo, Fatih’in batı Avrupa tarzında resmedilmiş bir görüntüsüdür. Bellini, Fatih’in portresini yapmaya İstanbul’da başlamış ancak Venedik’te tamamlamıştır. Tablonun ne zaman yapıldığı ile ilgili net bir bilgi bulunmamakla birlikte, Bellini’nin hayatına dayanarak tablonun 1480’lerde yapıldığı düşünülmektedir. Gentile Bellini’nin tablosu batı öğeleri ve Türk sanat imgelerini bir araya getirerek Fatih’in Konstantinopolis üstündeki gücünü göstermektedir.
Osmanlı saray ressamları arasında yer alan Sinan Bey, büyük ihtimalle Avrupalı bir ressamdan eğitim almıştı. Gül Koklayan Fatih Sultan Mehmet Portresi gibi minyatür resimler üzerinde çalışmıştı. Osmanlı saray ressamı olarak doğu ve batı kültürlerinin sentezini resimlerde uygulayan sanatçı, sahip olduğu bilgilerini Şiblizade Ahmed gibi öğrencilerine aktarmıştır. Sinan Bey hakkında çok fazla bilgi bulunmamasına rağmen Şiblizade Ahmed’in portre çalışmalarında çok başarılı olduğu bilinmektedir. Hatta Şiblizade Ahmed’in portre yapımında Bellini kadar usta bir sanatçı olduğu da söylenmektedir. Bu açıdan düşünüldüğünde Fatih Sultan Mehmet’in gül koklarken yapılan portresi Şiblizade Ahmed tarafından resmedilmiş olabilir. Ancak, kaynakların büyük bir çoğunluğu tarafından bu tablonun Sinan Bey’e atfedildiği bilinmektedir. Aynı zamanda kesin olmamakla birlikte tablonun 1480 tarihinde yapıldığı düşünülmektedir. Ayrıca bu noktada Şiblizade Ahmed’in Avrupa tarzı portre yapımını ikinci kaynaktan, yani hocası Sinan Bey’den öğrendiği de göz ardı edilmemelidir.
Her iki tablo da Fatih Sultan Mehmet’i farklı bakış açılarından temsil etmektedir. Sultanın fiziksel özellikleri hemen hemen iki tabloda da benzerlik göstermektedir. Bununla beraber, Gentile Bellini tablosunda Konstantinopolis’i fetheden ve Bizans hükümdarlığını ve kültürünü yok eden bir sultanı tasvir etmiştir. Bu da üstünlüğü ve gücü elinde tutan Fatih Sultan Mehmet’in Avrupa ve Avrupalı gözünde resmedilmesi anlamına gelmektedir. İki tablonun ortak özelliği olarak Fatih’in duygularını belli etmeyen bir tavırda çizildiği ve herhangi bir yüz ifadesine yer verilmediği görülmektedir. Ancak bununla beraber, Gentile Bellini tarafından resmedilen portre, Fatih Sultan’ın gerçek bir görüntüsü olmayabilir. Çünkü, 1480’li yıllarda II. Mehmet’in hasta yatağında olduğu bilinmektedir ve bu nedenle Bellini’nin Sultan’ı görerek portreyi yapmış olması düşük bir ihtimaldir. Sinan Bey’e atfedilen tablonun ise Gentile Bellini’nin tablosundan dönüştürüldüğü bilinmektedir. Ve belki de bu yüzden Sinan Bey’e atfedilen tabloda Sultan’ın yüzü ifadesiz bir şekilde resmedilmiş ve iki tablo arasında çok fazla benzerlik yer almıştır.
Sonuç olarak, Gentile Bellini ve Sinan Bey/Şiblizade Ahmed’in tabloları kullanılan materyal temelinde renkler ve objeye dayanmaktadır. Bu tablolarda yer alan bütün özelliklere bakıldığında sanatçı ve resim arasında kutsal bir sınır vardır. Tablo var olan maddi zenginliği içerisinde yorumlanabilirken aynı zamanda sahip olduğu şuur içinde her zaman canlı kalmayı başaracaktır. Bir resmin sahip olduğu şuur onun fiziksel varlığıdır. Sanat eserinin içerisinde sahip olduğu yan anlamlar daima diğer insanlar için sır olarak kalacaktır. Bu doğrultuda, Fatih Sultan Mehmet Portresi ve Gül Koklayan Fatih Sultan Mehmet Portresi sahip oldukları belleği var oldukları cismani hâlleriyle taşımaktadırlar. Bu iki tablo sahip oldukları bakış açılarıyla Fatih Sultan Mehmet’in önemini ortaya koymaktadır. Ayrıca, Avrupalı bir ressamın yaptığı portre üzerinden yerel sanatçıya nasıl ilham kaynağı olduğunu göstermesi açısından da oldukça değerlidir.
Bu çalışmada benzer ve farklı yönleri açısından iki tablo ele alınmış ve aynı zamanda her birinin özelinde önemi değerlendirilmiştir. Ayrıca her iki tablonun yapıldığı tarihten bugüne kadar getirdikleri hafızanın önemine değinilmiştir. Son olarak, Gentile Bellini’nin tablosunun ve Şiblizade Ahmed’in tablosunun farklı sosyal, kültürel ve tarihsel tutumları içinde nasıl yapılandırıldıkları incelenmiştir.