The Portugal Synagogue: Ιn Light of Its History and Architecture
Şakir Çakmak, Siren BoraThe Portugal Synagogue is one of the oldest synagogues in Izmir, built by the Portuguese Jews possibly in the 1630s, in the Ottoman Period. It is located within the Bazaar neighbourhood, one of the first places in Izmir where the Jewish community settled after the province was conquered by the Ottoman Empire. Being very close to the coast and the inner harbour, this area was very attractive for the Portuguese Jews as the majority of the community was engaged in trade. In addition, it seems that the Jewish Quarter of Izmir had evolved around the Portugal Synagogue in the Ottoman period. Probably due to the strong commercial activity in the area, the synagogue was located in the very centre of the city’s Jewish neighbourhood. The Portugal Synagogue witnessed disastrous fires (major ones in 1772 and 1841) and earthquakes (major ones in 1688 and 1778), and many historical events including Sabbatai Tsevi’s occupation of the synagogue. In the Turkish Republic Period, the synagogue was severely damaged by a fire in 1976 destroying the whole ceiling and all the woodwork. The building, which had mostly lost its authentic features in the fire and due to the interventions that followed, was restored in 2017-18 reviving the structure in its original form. The restoration works were carried out following a ground survey, in accordance with the layers under the existing plaster and by using evidence and information obtained from old photographs and from people who had seen the structure when it was still in use as a synagogue, including those who had once worked there. In this article, the historical and architectural features of Izmir Portugal Synagogue have been introduced in detail and have been given information about restoration works.
Tarihi ve Mimari Özellikleriyle Portugal Sinagogu
Şakir Çakmak, Siren BoraOsmanlı Dönemi İzmir’inin en eski sinagoglarından biri olan Portugal Sinagogu, Portekiz kökenli Yahudiler tarafından tahminen 1630’lu yıllarda inşa edildi. İnşa edildiği yer, İzmir, Osmanlılar tarafından fethedildikten sonra Yahudilerinin ilk yerleştiği bölgelerden biri olan Pazar yeriydi. Aynı zamanda, sahile ve İç Liman’a oldukça yakın bir konuma sahip olan bu bölge, büyük bir çoğunluğu ticaretle uğraşan Portekiz kökenli Yahudiler için oldukça cazipti. Öte yandan, Osmanlı Dönemi İzmir Yahudi Mahallesi, âdeta Portugal Sinagogu çevresinde şekillenmişti. Muhtemelen bölgenin güçlü ticari aktivitesinden dolayı, sinagog, kentteki Yahudi yerleşim alanının tam merkezinde yer alıyordu. Portugal Sinagogu, büyük yangın (başlıca 1772 ve 1841) ve deprem (başlıca 1688 ve 1789) felaketlerine, Sabetay Tsevi’nin sinagogu işgali dâhil pek çok tarihi olaya şahit oldu. 1976 yılında geçirdiği yangında büyük hasar gördü, tavanı ve tüm ahşap doğramaları yok oldu. Yangın ve sonrasındaki kötü müdahalelerle özgünlüğünü büyük ölçüde yitiren yapı, 2017-2018 yıllarında gerçekleştirilen restorasyon çalışmaları ile aslına uygun bir şekilde ayağa kaldırıldı. Restorasyon çalışmaları, yapıyı sinagog olarak kullanıldığı yıllarda gören, hatta görev yapan kişilerin verdiği bilgiler, eski fotoğraflar, sıva raspaları ve zemin araştırmaları ile elde edilen bulgulardan hareketle hazırlanan projeler doğrultusunda gerçekleştirilmiştir. Bu makalede, İzmir Portugal Sinagogu’nun tarihi ve mimari özellikleri ayrıntılı olarak tanıtılmış ve restorasyon çalışmaları hakkında bilgi verilmiştir.
Sinagog kelimesinin etimolojik kökeni Grekçe συναγωγή/sunagogidir. Sinagog, yaklaşık olarak İ.Ö. 7. yüzyıldan itibaren İsrail topraklarında ve ardından sürgün yıllarında diasporada inşa edilen Yahudiliğe özgü çok fonksiyonlu kurumsal dini yapıları ifade eder. Bu yüzden sinagog, sadece התפילה בית) beit hatefila/dua evi) değildir. Dua evi fonksiyonuna ilave olarak, hem הכנסת בית) beit haknesset/toplantı evidir) hem de המדרש בית) beit hamidraş/eğitim evidir). Ayrıca דין בית) beit din/yargıçlar kurulu/ mahkeme) tarafından toplantı mekânı olarak da kullanılmaktadır. Söz ettiğimiz son üç fonksiyon, çoğunlukla yapı kompleksine dâhil olan müştemilatta (ek bölümlerde) icra edilmektedir. Öte yandan Osmanlı sınırları içerisindeki bazı kentlerde, söz konusu müştemilatın, gereksinme duyulduğu takdirde hastane ya da hapishane olarak kullanıldığı görülmektedir. Dolayısıyla bu makalede, öncelikle, Yahudiliğin ve Osmanlı Yahudi toplumunun vazgeçilmezi olan, çok işlevli kurumsal bir dini yapı ele alınmıştır. Bu yapı, bir yandan diaspora Yahudilerine ortak bir kimlik kazandırıp aidiyet sağlamakta ve bu aidiyeti koruma altına almakta, diğer yandan, gerek kent ve gerek diaspora coğrafyası bağlamında Yahudi topluluklarını âdeta bir tutkal gibi birleştirmekte ve bir arada tutmaktadır. O hâlde sinagogların, inşa edildikleri kentlerdeki Yahudi mahallesinin (Juderia’nın) tam merkezinde konumlanması ve mahallenin dini-toplumsal aidiyetini vurgulaması kaçınılmazdır.
Osmanlı Dönemi İzmir’inin en eski sinagoglarından biri olan Portugal Sinagogu, Portekiz kökenli Yahudiler tarafından 17. yüzyılın ilk yarısında (tahminen 1630’lu yıllarda) inşa edilmiştir. İnşa edildiği yer, İzmir, Osmanlılar tarafından fethedildikten sonra Yahudilerin ilk yerleştiği bölgelerden biri olan Pazar (Çarşı) yeriydi. Aynı zamanda, sahile ve İç Liman’a oldukça yakın bir konuma sahip olan bu bölge, büyük bir çoğunluğu ticaretle uğraşan Portekiz kökenli Yahudiler için oldukça cazipti. Muhtemelen bölgenin güçlü ticari aktivitesinden dolayı sinagog, 17. yüzyılın ikinci yarısından itibaren kentteki Yahudi yerleşim alanının tam merkezinde kalmıştı. Söz gelimi Sabetay Tsevi tarafından 1650’li ya da 1660’lı yıllarda kullanıldığı düşünülen ev, Portugal Sinagogu’nun tam karşısındaydı. 19. yüzyılın ilk yarısında inşa edilen Hahamhane ve Rothchild Hastanesi ise, sadece on metre ilerideydi. Yine aynı yüzyılın eseri, ihtişamlı yapı Lazaretto, Havra Sokağı’nın Dikilitaş Sokak ile birleştiği noktadaydı. Havra Sokağı ile Hahamhane’yi birbirine bağlayan ve Rothschild Hastanesi yakınından son bulan Bohor Levi Sokak, Portugal Sinagogu’na teğet geçiyordu. Diğer sinagoglar ise, Portugal Sinagogu’na yakın mesafede inşa edilmişlerdi. 19. yüzyılın ikinci yarısında adları belirlenen Yahudi mahalleleri “Bene İsrael (İstiklal)”, “Çavez (Kurtuluş)”, “Tsontsino (Sakarya)”, “Hahambaşı (Güzelyurt)”, “Efrati (Güneş)”, “Yeni” ve “Hurşidiye”, Portugal Sinagogu’nun çevresini âdeta bir halka gibi sarmıştı. Yaklaşık olarak Portugal Sinagogu ile aynı tarihlerde inşa edildiğini belirlediğimiz diğer sinagog, Pinto Sinagogu’dur. Yeri, Smyrna Agorası kazı alanının hemen yanında Kadifekale eteğindeydi. Yahudi mahalleleri sinagoglar çevresinde şekillendiğine göre, İzmir Yahudilerinin 1630’lu yıllarda saptayabildiğimiz ilk yerleşim alanı, Portugal ile Pinto sinagogları arasında kalan topografyaydı. İzmir Yahudi Mahallesi’nin 1640 yılından itibaren yayıldığı alan, belli başlı sosyal ve dini yapıların inşa tarihlerinden yola çıkarak belirlenebilmektedir. Pazar yerinde bulunan Neve Şalom Sinagogu’nun kuruluş tarihi 1640’lı yıllardı. 1660 yılında Senyora (Giveret) Sinagogu inşa edilmişti. Senyora ve Neve Şalom Sinagogları arasındaki alanda 1660’lı yıllarda Orehim (Foresteros) ve Algazi sinagogları inşa edilmişti. Sinagogların yer aldığı ulaşım hattı ise, Havra Sokağı olarak tanımlanmıştı. Demek ki İzmir Yahudi Mahallesi, 1630 ile 1660 yılları arasında Portugal Sinagogu çevresindeki bölgede biraz Smyrna Agorası’na doğru, ama özellikle Pazar yeri ve İç Liman yönüne doğru yayılarak genişlemişti. Portugal Sinagogu’nun kentin ekonomik aktivitesi içerisindeki merkezi ve stratejik konumu, İzmir Yahudi Mahallesinin de onun çevresinde gelişip büyümesini sağlamıştı. O hâlde Portugal Sinagogu, İzmir Yahudi Mahallesinin kuruluş aşamasındaki başlangıç noktalarından biriydi.
Portugal Sinagogu, 12 Aralık 1665 tarihinde, Sabetay Tsevi ile ilişkili olayların tam merkezinde yer aldı. Olayların fitilini ateşleyen faktör, İstanbul Hahambaşılığının, Sabetay Tsevi’ye ilişkin herem (uzaklaştırma/aforoz) kararı verdiği ve lanetlediği mektubun İzmir Yahudi toplumuna okunmasıydı. Tsevi karşıtı olarak, Hayim Pena hedef seçildi. Şabat sabahı, Portugal Sinagogu’na ibadete giden Hayim Pena, ona büyük bir öfke duyan Sabetay Tsevi’nin, beş yüz müridi ile birlikte sinagogu basmasına neden oldu. Bu olaydan sonra Portugal Sinagogu, Sabetaycıların İzmir üssü olarak anıldı. Sinagog, İzmir’i yerle bir eden 1688 depreminde yıkıldı. 1772 ve 1841 yangınlarında ise, tamamen yanıp kül oldu. Her seferinde sinagog tekrar inşa edildi. 1976 yılında geçirdiği yangında büyük hasar gördü, tavanı ve tüm ahşap doğramaları yok oldu. Yangın sonrasında uzun yıllar depo olarak kullanılan yapının zemini ve duvarları çimento sıva ile kaplanmış, doğu ve kuzey duvarlarındaki tüm niş ve pencereler kapatılmıştı. Güney cephesinin doğu ucundaki pencere bir giriş açıklığına dönüştürülmüş, avlunun kuzey duvarındaki giriş açıklığı örülerek iptal edilmişti. Yangın ve sonrasındaki kötü müdahalelerle özgünlüğünü büyük ölçüde yitiren yapı, 2017-2018 yıllarında gerçekleştirilen restorasyon çalışmaları ile özgün hâline uygun bir şekilde ayağa kaldırıldı. Restorasyon çalışmaları, yapıyı sinagog olarak kullanıldığı yıllarda gören, hatta görev yapan kişilerin verdiği bilgiler, eski fotoğraflar, sıva raspaları ve zemin araştırmaları ile elde edilen bulgulardan hareketle hazırlanan projeler doğrultusunda gerçekleştirildi ve 2019 yılından itibaren bir sivil toplum kuruluşu tarafından sosyal-kültürel tesis olarak kullanılmaya başlandı.