The 1st International Prof. Dr. Fuat Sezgin Symposium on History Of Science in Islam Proceedings Book
Mathematical Distribution of the World from Islamic Geographers to Ottoman Geographers: Real (Seven) Climate
İlhami DanışAmong the geographical studies on the better understanding and recognition of the earth, the evaluations based on a mathematical position are very crucial. Today, this mathematical positioning based on latitude and longitude has been conceptualized as latitude and longitude by Islamic geographers. The basis for this is the division of the earth into seven or eight geographic regions. Islamic geographers accepted the northern half of the world as settled. They divided this part from the equator into seven, and called each section a ‘climate’. These climates were named true climates. This division, by some researchers, was based on Batlamyus (Ptolemy), and hence the Greeks, and by some researchers on Iranian geographers. However, it was the Islamic geographers who developed and spread this. Ibn Hurdazbih, Mesûdî, İbn Havkal, Makdisî were some of these geographers. At this point, the famous Islamic geographer who offered innovations as methods was Ebü’l-Fidâ. Ebü’l-Fidâ, who evaluated every city based on the real climate in his work titled “Takvîmü’l-büldân”, also affected the geographers after him. Ottoman geographers also wrote their own works based on this method. Ottoman geographers; Mustafa b. Ali el Muvakkit (Tuhfetü’z-zamân ve harîdetü’l-evân) Âşık Mehmed (Menâzırü’l-avâlim), Mehmed Suûdî (Târîh-i Hind-i Garbî), Sipâhîzâde Mehmed (Evzahu’l-mesâlik), Kâtib Çelebi (Cihânnüma), and Evliya Çelebi (Seyahatnâme) differentiated and defined the earth and cities from the true climate perspective. Within the scope of this study, the essence of true climates, the sources on which they are based, the definitions of Islamic and Ottoman geographers about the true climate and the methods of using true climates; will be discussed through examples and figures. At the end of the study, it is aimed to present a perspective on the naming and classification of current geographic locations in the past.
İslam Coğrafyacılarından Osmanlı Coğrafyacılarına Yeryüzünün Matematiksel Taksimi: Hakiki (Yedi) İklim
İlhami DanışYeryüzünün daha iyi anlaşılır ve tanınabilir olması üzerine yapılan coğrafi çalışmalar içerisinde matematiksel konuma dayanan değerlendirmeler oldukça önemlidir. Günümüzde enlem ve boylamlar üzerinden yapılan bu matematiksel konumlandırma İslam coğrafyacıları tarafından tûl (enlem) ve arz (boylam) olarak kavramsallaştırılmıştır. Bunun da temelinde yeryüzünün matematiksel olarak yedi veya sekiz (bazen daha fazla) coğrafi bölgeye ayrılması bulunmaktadır. İslam coğrafyacıları dünyanın kuzey yarısı meskûn kabul edip bu kısmı ekvatordan itibaren yediye bölmüş ve her bir bölüme ‘iklim’ demişlerdir. Bu iklimler ise ekālîm-i hakīkıyye (hakiki iklimler) olarak adlandırılmıştır. Bu taksim bazı araştırmacılarca Batlamyus’a ve dolayısıyla Yunanlılara, bazılarınca İran coğrafyacılarına dayandırılmaktadır. Ancak bunu geliştiren ve yayan İslam coğrafyacıları olmuştur. İbn Hurdazbih, Mesûdî, İbn Havkal, Makdisî bu coğrafyacılardan bazılarıdır. Bu noktada metot olarak yenilikler sunan Batlamyus geleneğinin son temsilcisi olarak da gösterilen ünlü İslam coğrafyacısı Ebü’l-Fidâ’dır. Takvîmü’l-büldân adlı eserinde her şehri hakiki iklim üzerinden değerlendiren Ebü’l-Fidâ, bu hususta kendinden sonraki coğrafyacıları da etkilemiştir. Osmanlı coğrafyacıları da bu metot üzerinden kendi eserlerini kaleme almışlardır. Mustafa b. Ali el Muvakkit (Tuhfetü’z-zamân ve harîdetü’l-evân) Âşık Mehmed (Menâzırü’l-avâlim), Mehmed Suûdî (Târîh-i Hind-i Garbî), Sipâhîzâde Mehmed (Evzahu’l-mesâlik), Kâtib Çelebi (Cihânnüma), Evliya Çelebi (Seyahatnâme) gibi Osmanlı coğrafyacıları yeryüzünü ve şehirleri hakiki iklim üzerinden ayrıştırmakta ve tanımlamaktadır. Bu çalışma kapsamında hakiki iklimlerin mahiyeti, dayandırıldığı kaynaklar, İslam ve Osmanlı coğrafyacılarının hakiki iklime dair tanımları ve hakiki iklimleri kullanma metotları; örnekler ve şekiller üzerinden ele alınacaktır. Çalışmanın sonunda günümüz coğrafi konumların geçmişteki adlandırma ve sınıflandırmasına ilişkin bir perspektif sunulması amaçlanmaktadır.