Marcel Proust en Turquie
Path From Pain to Creation
Emine Tevfika İkizIn this article, we will first focus on Sigmund Freud and how illnesses are explained in the psychoanalysis he practiced. In doing so, it is aimed to show Freud’s illnesses and how he had to deal with them. The life of Marcel Proust, one of the master writers of French literature, affected his mental life, and his connection with his creative capacity will be analyzed. As a result of a series of illnesses that started at a very young age, Proust chose an introverted life, and his dependent relationship with his mother and the expression of his psychological pain will be tried to be understood from a psychoanalytic point of view. Based on S. Freud’s idea of combining psychic and physical pain and combining these two types of pain, it becomes essential how the sublimation mechanism is positioned in the person to overcome these feelings. A detailed examination of the sublimation mechanism draws attention to the differences between various psychoanalysts in explaining the concept of sublimation. The study, which continues with the idea that not every creation can be creative in the continuation of the sublimation mechanism, various psychoanalysts after Freud aim to open areas of reflection on how the artists follow a path with their sufferings. In Freud’s view, there is, in fact, an indissoluble link between suffering and the work of thinking (or writing as a particular type of thinking), which makes the former the primum ways of the latter, like the treatment for which it is the ‘main driving force’, or even creation itself, as is the case for many creators and artists.
Acıdan Yaratıya Gi̇den Yol
Emine Tevfika İkizBu yazıda öncelikle Sigmund Freud ve uygulayıcısı olduğu psikanaliz tedavisinde hastalıkların nasıl açıklandığı üzerinde durulacaktır. Bunu yaparken de Freud’un hastalıkları ve onlarla nasıl başa çıkmak durumunda kaldığının gösterilmesi hedeflenmektedir. Fransız edebiyatının usta yazarlarından Marcel Proust’un hayatında çeşitli hastalıklarının ruhsal hayatını nasıl etkilediği ve yanı sıra yaratım kapasitesi ile olan bağı irdelenecektir. Oldukça küçük yaşlarda başlayan bir dizi hastalığı sonucunda içine kapalı bir yaşam seçen Proust’un annesi ile olan bağımlı ilişkileri, ruhsal acılarını ifade biçimleri psikanalitik bakış açısı ile anlaşılmaya çalışılacaktır. S. Freud’un ruhsal ve fiziksel acıyı bir arada düşünmesi bu iki acı türünü birleştirmesi fikrinden hareketle kişide bu duygulanımların üstesinden gelmede yüceltme mekanizmasını nasıl konumlandığı önem kazanmaktadır. Yüceltme düzeneğinin detaylı olarak irdelenmesi çeşitli psikanalistlerin yüceltme kavramını açıklamadaki farklılıkları dikkat çekmektedir. Freud sonrası çeşitli psikanalistlerin yüceltme düzeneğinin devamında her yaratının yaratıcılık olamayacağı fikri ile devam eden çalışma sanatçıların acıları ile nasıl bir yol izlediği üzerine düşünme alanları açmayı hedeflemektedir. Freud’a göre, aslında acı çekme ile düşünme işi (ya da düşünmenin özel bir türü olarak yazma) arasında çözülmez bir bağ vardır; bu da birincisini, ‘ana itici güç’ olduğu tedavi gibi, hatta birçok yaratıcı ve sanatçı için olduğu gibi yaratımın kendisi gibi, ikincisinin ilk başta hareket ettiren güç olduğu söylenebilir.