Marcel Proust en Turquie
The Madeleine Dipped in the Tea: The Role of the Sense of Taste in the Construction of the Maternal
Barış Özgen ŞensoyWhen the narrator of In Search of Lost Time tastes a madeleine, a process resembling free association begins. The psychoanalytic approach should explore infantile sexuality in this process. A psychoanalytic perspective on the aftermath of the madeleine emphasizes many points about mastery and especially the domination of the mother. The sensation of taste reveals many elements and dynamics regarding the representation of the mother conveyed by the narrator. The presence of cold in the background emphasizes the importance of reaching out to the mother and benefiting from her positive representation to restore the bodily ego that is overwhelmed by external stimuli. Afterward, the narrator’s mind turns to the bedridden Aunt Leonie, indicating the desire to dominate the mother. Then, Françoise’s emergence reveals the importance of the maternal figure who does not hesitate to use her aggressive drives to be nurturing and vitalizing. The narrator then thinks of Combray, showing that the representation of the mother makes it easier to engage with the external reality. In the case of adults, taste provides much data about how the mother is remembered, the environment of the mother, and maternal origins. In this respect, it is closely related to involuntary memory as well as to the way the mother is remembered and described. Taste plays a dual role in structuring the representation of the mother for the infantile mind: It both establishes the illusion of mastery and emphasizes the mother’s absence.
Çaya Banılan Madlen: Annesel Yapılandırmada Tat Duyumunun Yeri̇
Barış Özgen ŞensoyKayıp Zamanın İzinde’nin Anlatıcı’sının madleni tatmasıyla beraber serbest çağrışımı andıran bir süreç başlar. Psikanalitik yaklaşım ise bu süreçteki çocuksu cinseli araştırmalıdır. Madlen tadımı sonrası anlatılanları psikanalitik bir perspektiften ele alınca, hakimiyet ve özellikle anne üzerinde tahakküme dair birçok nokta ön plana çıkar. Tat duyumu, Anlatıcı’nın ilettiği anne temsiline dair birçok unsur ve dinamiğin ortaya çıkmasına vesile olur. Geri planda üşümenin olması dışsal uyaranlar karşısında zorlanan bedensel benliğin yenilenmesi için anneye yaklaşmanın ve olumlu anne temsilinden faydalanmanın önemini vurgular. Sonrasında Anlatıcı’nın zihninin bir yatalak olan Leonie Hala’ya gitmesi anneye hükmetme arzusuna işaret eder. Daha sonra Françoise’nın belirişi besleyici ve canlandırıcı olmak için saldırgan dürtülerine temas etmekten çekinmeyen anne temsilinin önemini ortaya koyar. Bu iki temsile ulaşan Anlatıcı’nın sonrasında aklına Combray’in düşmesi anne temsilinin desteklenmesiyle dış gerçekliğe yönelmenin kolaylaştığını gösterir. Yetişkinler söz konusu olduğunda tat annenin hatırlanış biçimine, bununla birlikte anneyle ilişkili çevre ve annesel kökenlere dair birçok verinin ortaya çıkmasını sağlar. Bu açıdan istemsiz bellekle olduğu kadar annenin hatırlanma ve anlatılma biçimiyle yakından ilişkilidir. Tat çocuksu zihin açısından anne temsilinin yapılandırılmasında ikili bir rol oynar: Hem hakimiyet yanılsamasını tesis eder, hem de annenin yokluğunu vurgular. Annenin olumlu ve olumsuz özgün yanları tat aracılığıyla hatırlanır ve bu anılar aracılığıyla annesel temsil yapılandırılır. Bu açıdan anneye ve annesele dair yapılandırmalarda bir kaynak olarak yararlanılır.