İstanbul fethinden 17 yıl sonra (1470) tamamlanan Fatih Külliyesinin içindeki Tip medresesi ve şifahâne (Bimaristan-ı Ebulfeth); araya İkinci Bayezid’in Edime Darüşşifâsı (Bîmâristan-ı Bayezid - 1485) girmiş olmakla beraber; İstanbul’da Osmanlı İmparatorluğunun Tip mektebi ve hastanesini temsil eden başlıca müessese olarak on altıncı yüz yıla Kadar gelmiştir. Bu tarihte Kanunî Sultan Süleyman’ın bir külliye (Üniversite) içinde matematik medresesi, Dâriilhadîs ile beraber bir de Tıp medresesi ve Darüşşifa yaptırması bazı tahminlerin aksine - Fatih şifâhânesinin veya tüm olarak külliyetlin kudretten düşmüş olmasını karşılamak gibi bir zaruretten doğmuş değildir. Bu tarzı izah, Anadolu'da Selçuk ve Osmanlı devirlerinde yeni bir diyar fethedildiği zaman ondan evvelki şehirde kurulmuş olan hastanelerin terk veya ihmal edilerek yeni merkezde yenisinin açılması misâlinden alınmış bir kopya fikirdir. Tam aksine Kanunî devri (1520 - 1566) her bakımdan bir yükselme ve büyüme devridir. Şehri imar fikriyle birleştirilen yeni bir külliye ve onun içinde Tın medresesi ve şifahâne kurmak karan, bu büyüme ve yükselmenin icaplarından ve Padişahın çevresinin bilgi seviyesinin pek yüksek oluşundan doğmuş olmalıdır. Başka bir deyişle Süleymaniye; yurdun ihtiyacına, bilhassa matematik ve Tıp bilgileri bakımından artık yetmeyen Fatih’in bir yardımcısı olmuştur. Zira bu genişlikteki bir devlette matematik, bioloji ve tıp bilgisine ihtiyaç, ön plânda kendini göstermiştir. |