The City in History in Respect of Human and Space
A Study of Urban History at the Centre of Ideological Conflicts: Artvin and its Surroundings
Onur GüvenThe Eastern Black Sea Region has been influenced by various communities and cultures throughout history. In this context, Artvin, located at the point where Anatolia meets Caucasus, is strategically important. Outside of Artvin, the region, which includes some parts of Erzurum, Kars, and Ardahan, was called Tao-Klarceti in ancient times. For a long time, this regiom was under the control of Georgians. The churches and monasteries they built here brought the region to a very important position for Georgians. As a result of the activities of, first, the Kipchaks, then, the Seljuks, and Ottomans, the Tao-Klarceti Region became a Turkish homeland. The rewriting project of Georgian history, which started in the Stalin period, suggested in the works prepared in the 1940s, that according to Xenophon’s book Anabasis, non-Greek communities of the region were of Georgian origin. Therefore, it has been claimed that the autochthonous peoples in the Eastern Black Sea Region are Georgians. Particularly, Artvin and its environs were influenced by intense Georgian propaganda. At that time, Turkish researchers worte articles stating that these claims had no scientific basis. Georgian Turkologists have since studied the region through the lens of ethnic nationalism. In this study, an analysis is made by comparing the opinions of Turkish researchers in the region and the studies of Georgian Turkologists. This analysis is carried out by searching the Georgian literature, in particular. In addition, this study discusses problems encountered in field research, such as the mistake of describing the words that the people of the region do not know, signifying the meaning to be Georgian and Armenian, all of which is based on previous fieldwork in Artvin.
İdeolojik Çatışmaların Odağında Bir Şehir Tarihi İncelemesi: Artvin Ve Çevresi
Onur GüvenDoğu Karadeniz, tarih boyunca çeşitli toplulukların ve kültürlerin etkisi altında kalmış bir bölgedir. Bu çerçevede Anadolu’nun Kafkasya ile buluştuğu noktada yer alan Artvin, stratejik açıdan önemli konumdadır. Artvin’in dışında Erzurum, Kars ve Ardahan’ın bir kısmını kapsayan bölgeye eski dönemde Tao-Klarceti denmekteydi. Uzun bir dönem bu coğrafya Gürcülerin yönetimi altında kalmıştır. Onların burada yapmış oldukları kiliseler ve manastırlar, sahayı Gürcüler nezdinde oldukça önemli bir pozisyona getirmiştir. İlk önce Kıpçaklar daha sonra Selçuklular ve Osmanlıların faaliyetleri neticesinde Tao-Klarceti Bölgesi, Türk yurdu hâline gelmiştir. İlerleyen dönemde Ardahan, Artvin gibi yerler kesin olarak Türk topraklarına katılınca bu durum bazı Gürcü çevrelerini derinden sarsmıştır. Stalin döneminde başlayan Gürcü tarihini yeniden yazma projesi kapsamında 1940’lı yıllarda hazırlanan eserlerde, Ksenophon’un Anabasis kitabına atfen Grek kökenli olmayan toplulukların Gürcü menşeli olduğu tezi ortaya atılmıştır. Bundan dolayı Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki otokton halkların Gürcüler olduğu ileri sürülmüş, kadim halk bahsinden hareketle bölgenin Gürcistan’a iade edilmesi talebinde bulunulmuştur. Özellikle Artvin ve çevresi yoğun bir Gürcü propagandasına maruz kalmıştır. Dönemin önde gelen Türk bilim insanları bu iddiaların ilmi dayanağı olmadığına dair yazılar kaleme almışlardır. Gürcü Türkologlar ise ileri sürdükleri tezlerle bölge üzerinde etnik milliyetçilik yapmışlardır. Bu çalışmada, söz konusu coğrafya üzerinde Türk araştırmacıların ortaya koydukları görüşler ve Gürcü Türkologların çalışmaları karşılaştırılarak bir analiz yapılacaktır. Bu analiz bilhassa Gürcü literatürünün taranmasıyla gerçekleştirilecektir. Ayrıca daha önce Artvin’de yaptığımız saha çalışmasından hareketle yöre halkının anlamını bilmediği kelimeleri Gürcüce ve Ermenice olarak tanımlaması yanlışlığı gibi, saha araştırmasında karşılaşılan problemlerden de bahsedilecektir.