22. SAYI İÇİN MAKALE ÇAĞRISI


22. SAYI İÇİN MAKALE ÇAĞRISI

DEMOKRASİ KÜLTÜRÜ

Bugün şunu artık çok iyi biliyoruz, yöneticilerin özgürce seçimi kuşkusuz her zaman gerekli olmakla birlikte, demokrasiyi oluşturmak için yeterli değil.. Çünkü demokrasi, yalnızca bir siyasal düzen durumu değil, daha çok toplumsalı usçullaştırma ve özgürlüğe bağımlı kılma yönünde verilen sürekli bir mücadele hali. Özgürlük yolunu açık tutan da us ile özne’nin bitmeyen diyaloğu. Dolayısıyla demokrasi, Tek’in utkusu ya da halkın hükümdara dönüşmesi olamaz. Tam tersine kurumların bireysel ve toplumsal özgürlüğe bağımlı kılınması olarak kabul görmelidir. Bu özgürlüğü bir yandan ekonomik-siyasal iktidara, öte yandan da geleneğin baskısına karşı koruyacaktır. Ancak özgürlük ruhu aynı zamanda içinde yer aldığı yasaya saygı duyulmasını da taşımalıdır. Dolayısıyla açıktır ki demokrasi sivil barışla olasıdır..

Jean-Jacques Rousseau’nun Toplum Sözleşmesi’nde (1965) belirttiği gibi, demokrasinin güçlü olması için koşullarda belli bir eşitliğin gerekliliği tartışma götürmez. Bugün tüm dünya demokrasiyi artık bir yaşama biçimi olarak görmekte. Ancak, şimdi, bunun kişisel bir yaşam biçimi, kişisel davranış için etik ölçülerini ortaya koyan bir yordam olduğunu da göstermenin zamanı.

Bilindiği üzere, topluluk hem katılımdan doğar, hem de katılımı olanaklı kılar. Toplulukta katılım ise yurttaşlıkla olur. Dolayısıyla, topluluk ve katılım tek bir toplumsal varoluşun, tek sözcükle, yurttaşlığın görünüşleridir.

Kuram gereği demokrasi, özgür, eşit ve sorumlu yurttaşlar öngörür. Özgürlük ve eşitlik ise hem demokrasiye hem de yurttaşlığa bağlıdır. Dolayısıyla, demokrasinin ancak yetkin ve sorumlu yurttaşlarla yaşatılabileceği açıktır. Oysa ki, yaşamının çeşitli alanlarındaki süreçler, onun, üyeliğinin ötesinde, sorumlu yurttaş olabilme, kalabilme olanakları ve gücünü çoğu zaman zorlamakta. Önemli bir nokta olarak altını çizmek gerekir, sorumlu yurttaş olabilmenin koşullarından biri kurumlar ve kuruluşların işleyişlerinin demokratik olmasıdır.

Modern durumun özgürlük ve demokrasiyle nitelendiği ve bu niteliğin yine aynı özgürce biraraya gelme ilkesine yaslanan kurumlar tarafından korunduğu savunulur. Dolayısıyla demokrasiyi açık uçlu ve sürekli gelişmekte olan bir süreç olarak kavramak önemli. Ve artık, modern demokrasinin par excellence işleyebilmesi için sosyo-politik değerlerle ahlaki değerlerin birlikte yaşatılmasını da düşünmek gerekli. Ekonomik çıkarımlardan daha çok, alışkanlıklara dayalı karşılıklı ilişkiler, ahlaki yükümlülükler, topluma karşı görevler gibi değerleri ön plana çekerek bu kültürü geliştirmek olanaklı durmakta.

Aslında bugün demokrasi kültüründe yaşanmakta olan sorunların büyük oranda sosyal sermaye unsurunun eksikliğine dayandığı açık. İletişimin güç aracılığıyla özel çıkarlar doğrultusunda çarpıtılması modern toplumun başat demokratikleşme sorunu. Oysa diyalog biçiminde iletişim, özgür ve eşit konumlardaki bireyler arasında yapılan ussal bir tartışma ortamı sağlar. Ve de Habermasyen bakış açısıyla diyalog’un önkoşulu iletişimsel ussallık da, yalnızca daha iyi kanıtın geçerliliğinin zorunlu olarak kabulüne izin vermesinden ötürü tartışmanın sonucunu bundan başka güçlerin etkilemesi olasılığını ortadan kaldırır. O nedenle bu tartışma, özellikle eşit söz hakkına sahip ve baskı altında bulunmayan bireyler arasında yapılması gereken bir tartışmadır.

Bu yaklaşımlarda demokrasi, bir hükümet kurma yöntemi olmanın ötesinde, toplumsal bağlayıcılığı olan kararların alınması ve uygulanması süreçlerini meşruluk kavramı açısından eleştirel bir değerlendirmeye tabi tutmayı olanaklı kılan ölçüleri içermekte. Bu ölçüler, doğrudan doğruya siyasal kararların bir kamusal diyalog süreci sonucunda oluşacak uzlaşma temelinde meşruluk kazanacağını kabul etmekte ve böylesi bir diyalog’un uygun koşullarda gerçekleşmesi için zorunlu olan temel ilkeleri ifade etmekte.

Bu nedenle sivil toplum tabanlı katılımcı demokrasinin baskı gruplarından oluşan çoğulcu demokrasiye olan üstünlüğünü haklı sebeplerle kanıtlama uğraşısına katkı sağlamak amacıyla bu sayımızın temasını ‘Demokrasi Kültürü’ olarak belirledik. Bu bağlamda aşağıdaki alt temalarda yürütülen tartışmalarla ulusal/uluslararası düzlemde demokrasinin gelişimine katkı sağlayacağını düşündüğümüz çalışmalarınızı beklemekteyiz.      

  • Modernlik/Geleneksellik ve demokrasi
  • Demokratik gereklilikler
  • Medya ve demokrasi kültürü
  • Siyasal kültür ve demokrasi
  • İnsan hakları ve demokrasi
  • Toplumsal değerler ve demokrasi
  • Seçkincilik
  • Eşitlikçilik
  • Sivil toplum ve demokrasi
  • Yurttaşlık kültürü
  • Demokratik özgürlük
  • Toplumsal cinsiyet ayrımı
  • İletişim Etiği
  • Öteki söylemi
  • Diyalojik iletişim
  • İletişimsel ussallık
  • Sanat ve demokrasi
  • Kent ve demokrasi
  • Barış söylemi


    4. BOYUT Medya ve Kültürel Çalışmalar Dergisi

    Editöryal Kurul

     


    ALL ANNOUNCEMENTS



    Istanbul University Press aims to contribute to the dissemination of ever growing scientific knowledge through publication of high quality scientific journals and books in accordance with the international publishing standards and ethics. Istanbul University Press follows an open access, non-commercial, scholarly publishing.