About Our 26th Issue
If we consider the natural and social evolutions that humanity has gone through, especially wars, revolutions, hunger, death, deprivation, poverty and corruption on the paths opened by the effort to know the universe, the value of man and justice will find its place automatically. In his work Philosophical Essay on Perpetual Peace (2022), in which he developed the concept of ‘just peace’ instead of the concept of ‘just war’, the famous German philosopher Immanuel Kant considered it his duty to question how a world without war could be possible by addressing the theoretical, political and legal dimensions of the universally continuous and permanent ideal. Every person and every society encounters problems and challenges. It is necessary to reveal the principles and values that will ensure peace, which history, experience and theory will show us how to respond to these. Because the enlightenment of societies is undoubtedly focused on peace. In this enlightenment effort, we had made a call with the theme of “Social Memory” for our 26th issue in order to continue contributing to the effort to evolve the conflicting side of both the local and global agenda into peaceful paradigms. In this context, it is always a great source of pride for us to share with you the new studies that come to our magazine, the contents of which we will discuss below.
26. Sayımız Hakkında
Evreni tanıma çabasının açtığı yollarda özellikle insanlığın geçirdiği doğal ve toplumsal evrimler; savaşlar, devrimler, açlık, ölüm, yokluk, yoksunluk, yoksulluk ve yolsuzluklar düşünülürse insanın ve adaletin değeri kendiliğinden yerini bulur. Ünlü Alman düşünür Immanuel Kant ‘haklı savaş’ kavramı yerine ‘haklı barış’ kavramını geliştirdiği Ebedi Barış Üzerine Felsefi Deneme (2022) adlı yapıtında, evrensel çapta sürekli ve kalıcı idealin kuramsal, siyasal ve hukuksal boyutlarını ele alarak savaşsız bir dünyanın nasıl olanaklı olabileceğini sorgulamayı görev bilmiştir. Her insan ve her toplum sorunlarla ve meydan okumalarla karşılaşır. Bunlara nasıl karşılık vermek gerektiği konusunda tarihin, deneyimin ve kuramın göstereceği, barışı sağlayacak ilke ve değerleri ortaya çıkarmak gerekir. Çünkü toplumların aydınlanması hiç tartışmasız barışa odaklıdır. Bu aydınlanma uğraşısında, bugün gerek yerel gerekse küresel gündemin çatışmacı yanının barışçıl paradigmalara evrilmesi çabasına katkıları devam ettirebilmek adına 26. sayımız için de “Toplumsal Bellek” temasıyla çağrıya çıkmıştık. Bu bağlamda, aşağıda içeriklerinden söz edeceğimiz dergimize gelen yeni çalışmaları sizlerle paylaşmak her zaman olduğu gibi bizim için büyük kıvanç kaynağı olmaktadır.
