Yenikapı 20 Batığının İnşa Tekniği ve Karakteristik Özellikleri
Işıl Özsait Kocabaş, Taner GülerMarmaray ve Metro projeleri kapsamında, 2004-2013 yılları arasında İstanbul’un Yenikapı semtinde gerçekleştirilen kurtarma kazıları sırasında, Konstantinopolis’in önemli ticari ulaşım merkezi Theodosius Limanı ortaya çıkarılmıştır. Yenikapı 20 (YK20), Theodosius Limanı’nda keşfedilen 37 batıktan biridir. YK20, radyokarbon analizlerine göre 687- 975 yılları arasına tarihlendirilmiştir. Karina kısmı sağlam olarak günümüze ulaşan batığın korunan boyutları 8,76 m uzunluk ve 2,25 m genişliktedir. Batık gövdesi, in situ belgelemesi yapıldıktan sonra araziden kaldırılmış; kazı sonrası belgeleme ve yapım tekniği çalışmaları İstanbul Üniversitesi Yenikapı Batıkları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde gerçekleştirilmiştir. Arkeolojik kanıtlar ve ön rekonstrüksiyon çalışmalarına göre YK20, Akdeniz karma yapım yöntemi ile inşa edilmiş, Latin yelkenli, yaklaşık 10,76 m uzunluğunda küçük bir ticaret gemisidir. Kestane kaplamalı ve kenar kavelalı olan Yenikapı batıklarından YK9, YK12 ve YK18 ile benzer konstrüksiyon özelliklerine sahiptir. Bu çalışmada,dokuz yıl süren Yenikapı kazıları ve limanın tarihçesi konu ile bütünlük oluşturmak amacıyla sunulmuş, batığın dokümantasyonu özetlenmiş, genel konstrüksiyon özellikleri ve analizi Yenikapı batıkları ile karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiştir.
Characteristic Features and Construction Technique of Shipwreck Yenikapı 20
Işıl Özsait Kocabaş, Taner GülerDuring the salvage excavations carried out in the Yenikapı district of Istanbul between 2004 and 2013 within the scope of the Marmaray and Metro projects, the Theodosius Harbor, the essential commercial transportation center of Constantinople, was unearthed. Yenikapı 20 (YK20) is one of 37 shipwrecks discovered in Theodosius Harbor. YK20 is dated to AD 687-975 years by radiocarbon analyses. The preserved dimensions of the shipwreck, whose hull part is intact, are 8.76 m in length and 2.25 m in width. After in situ documentation, the hull was removed from the site; post-excavation documentation and construction technique studies were carried out at Istanbul University Yenikapı Shipwrecks Application and Research Center. According to archaeological evidence and preliminary reconstruction studies, YK20 is a small merchantman with a length of approximately 10.76 m, with Latin sails, built using the Mediterranean mixed construction method. It has similar construction characteristics to the Yenikapı shipwrecks YK9, YK12, and YK18, which have chestnut planks and planking edge dowel joints. In this article, the Yenikapı excavations, which lasted for nine years, and the history of the harbor are presented to create integrity with the subject, the documentation of the shipwreck is summarized, its general construction features and analysis are evaluated in comparison with the other Yenikapı shipwrecks.
Yenikapı kurtarma kazıları, İstanbul Arkeoloji Müzeleri başkanlığında, 2004-2013 yılları arasında sürdürülmüştür. Derinliği 12 m olan dolguda gerçekleştirilen kazılar sırasında, Neolitik dönemden son Osmanlı dönemine kadar aralıksız bir tabakalanma tespit edilmiş; İstanbul’un kültür tarihini zenginleştiren yüz binlerce eser ve mimari kalıntı ortaya çıkarılmıştır. Theodosius Limanı’nın ve 600 yıllık süreçte farklı zamanlarda batmış olan 37 gemi kalıntısının keşfi ise denizcilik tarihi ve gemi yapım teknolojisi hakkında eşsiz bilgiler sunmaktadır. Yenikapı batıkları kullanımlarına göre ticaret gemileri ve kadırgalar olarak iki grupta ele alınmaktadır. 5.-11. yüzyıllar arasına tarihlenen ticaret gemileri, yaklaşık 7 m uzunluğundaki küçük teknelerden 40 m’ye ulaşan açık deniz gemilerine kadar çeşitli boyut ve özelliktedir. Kürekli küçük savaş gemileri olan Yenikapı kadırgalarının tahmini orijinal uzunlukları ise yaklaşık 30 m’dir. Bu kadırgalar, Bizans dönemine tarihlenen arkeolojik örneklerinin ilk kez Yenikapı’da ele geçmiş olması sebebiyle ayrı bir değer taşımaktadır.
2008 yılında kazı alanının doğu tarafında keşfedilen YK20 batığı, gövde bütünlüğünü koruyarak günümüze ulaşmış ticaret teknelerinden biridir. Batık, bir tarafının ikinci çapa tahtasına kadar korunmuş olması; yelken yatağı, iç kuşakları, kemere parçası gibi kazılarda nadir ele geçen ahşap elemanlarının in situ olarak ele geçmesi gibi sebeplerle gemi inşa teknolojisi çalışmaları açısından önemli verilere sahiptir. Batığın arazideki in situ belgelemesi Total Station® cihazıyla 3 boyutlu olarak gerçekleştirilmiştir. Ayrıca, kaplama yüzeyleri asetat kâğıdına 1:1 ölçeğinde çizilmiş; fotoğraflanmış ve foto-mozaikleri oluşturulmuştur. Belgeleme sonrasında batık gövdesi sökülmüş, “L” profiller ve destekler yardımıyla ahşaplar kaldırılmış ve İstanbul Üniversitesi Yenikapı Batıkları Uygulama ve Araştırma Laboratuvarı’ndaki havuzlara taşınmıştır. Laboratuvarda, YK20 batığının her bir ahşap elamanı, 3 boyutlu temaslı ölçüm cihazı ile tam ölçekli olarak çizilmiş ve ayrıntılı olarak fotoğraflanmıştır. Ahşap elemanlar üzerinde yapılan detaylı analizler sonucunda, geminin yapım teknolojisi, inşasında kullanılan aletler, ustanın işaretleri ve konstrüksiyon özellikleri hakkında detaylı bilgilere ulaşılmıştır. Dokümantasyon ve teknoloji çalışmaları tamamlandıktan sonra, batık ahşapları üzerinde bozulma durumuna yönelik analizler gerçekleştirilmiştir. PEG (polietilen glikol) emdirmesi ve dondurarak kurutma olarak karar verilen konservasyon süreci İÜ Yenikapı Batıkları Projesi Uygulama ve Araştırma Laboratuvarı’nda devam etmektedir.
Akdeniz gemi inşası, kabuk-ilk ve iskelet-ilk olarak tanımlanan başlıca iki yöntem ve bu yöntemlerin gelişimi üzerinden ele alınmaktadır. Kabuk-ilk yöntemi önce omurga ve iki yanına yerleştirilen kaplama tahtalarının inşası ile başlamaktadır. Bu inşanın temel özelliği geminin tasarım ve şeklinin kaplamalar tarafından belirlenmesidir. Döşek ve postalar kaplamalardan oluşan kabuk tamamlandıktan sonra inşaya eklenmektedir. Günümüzde de uygulanan iskelet-ilk tekniğinde ise bunun tam tersi bir metodoloji bulunmaktadır. Birbirine bağlanmış döşek ve postalardan oluşan iskelet omurgaya sabitlendikten sonra kaplamalar bunların üzerine monte edilmektedir. Bu yöntemde gövdenin tasarım ve dayanımı iskelet sistemi tarafından sağlanmaktadır. Gemi inşa tarihinde iki uçta bulunan bu tekniklerin arasında bulunan geçiş dönemi uzun bir sürece yayılmıştır. Bu dönemde gerçekleştirilen yapım yöntemi “karma inşa” olarak isimlendirilmektedir. Gemi arkeolojisinden gelen kanıtlar, MS 2. yüzyıl ortasından sonra gevşeyen ve aralıkları artan zıvanalı geçmelerle başladığı öne sürülen teknolojideki değişim sürecinin 13. yüzyıla kadar devam ettiğini göstermektedir. Yenikapı batıkları bu uzun geçiş dönemindeki karma inşa sürecinin 5.-11. yüzyıllar arasındaki gelişimini örnekleyerek gemi inşa teknolojisinde dikkate değer bir boşluğu doldurmuştur. Bu batıklardan biri olan YK20 karma inşanın özelliklerini taşıyan bir gövdeye sahiptir. Alt gövdesinde, kaplama tahtaları omurgadan birinci çapa tahtasına kadar kenar kavelaları ile birbirine düzenli aralıklar ile bağlanmıştır. Bu kenar kavelaları gövde içindeki eğrilerin alt hizalarına denk gelmektedir. Uzun kaplama tahtaları boyuna birleşimlerinde ise S-biçimli parileler ile birbirine eklenmiştir. Bu yapım özellikleri, teknenin alt gövdesinin kabuk-temelli felsefeye göre inşa edildiğinin kanıtlarıdır. Bununla birlikte, birinci çapa tahtasından sonra boyuna elemanlar arasında kenar birleştirmeleri tespit edilmemiştir. İnşanın bu aşamasından sonra gövdenin şekillendirilmesinde ağırlıklı olarak eğriler rol almıştır. Diğer çoğu Yenikapı batığında ve bu yöntemle inşa edilen Akdeniz gemilerinde rastlanan bu durum karma inşanın en karakteristik özelliklerinden biridir. Teknenin inşasında altı farklı ağaç cinsi tespit edilmiştir. Kaplamalarda Anadolu kestanesi, döşek ve postalar meşe, omurga elemanları ve yelken yatağında ise kayın ağaçları kullanılmıştır. Sayıca az olan karaağaç, karaçam ve çınar ağaçlarının ise inşadan farklı zamanlarda gerçekleştirilen onarımlarda gövdeye eklendiği belirlenmiştir. Elemanların şekillendirileceği ağaç türlerinin, gövdedeki kullanım yerlerinin özelliklerine göre seçilmesi, Yenikapı batıklarında tespit edilen karakteristik inşa özelliklerindendir. Meşe, Anadolu Kestanesi ve Kayın ağaçlarının doğal yayılım alanlarının Karadeniz ve Marmara çevresinde olması, inşada kullanılan ağaçların Anadolu’nun kuzey coğrafyasından sağlandığına işaret etmektedir. YK20 ahşaplarının Oxford Üniversitesinin Radyokarbon Hızlandırma Ünitesi’nde gerçekleştirilen radyokarbon analizleri, MS 687-975 yılları arasını göstermektedir. Batık bu analizler ve bulunduğu tabaka doğrultusunda 9.-10. yüzyıllara tarihlendirilmektedir.
Ön rekonstrüksiyon çalışmalarına göre YK20, yaklaşık 10,76 m uzunluğunda ve 2,66 m genişliğinde küçük bir ticaret teknesidir. Tek direkli, büyük olasılıkla Akdeniz’deki Bizans gemilerinde yaygın olduğu gibi, Latin/Settee yelken donanımı ile sevk ettirilmekte ve döneminin karakteristiği olan bir çift çeyrek dümenle kontrol edilmektedir. Kıç tarafında kapaklı bir depolama bölmesine sahiptir. Orta kısmında gövde altı açısı olabildiğince düşük ve düz diplidir.