Kentsel Çevresel Estetik ve Kimlik: Masouleh Örneği, İran
Azadeh RezafarKent, çevre estetiği ve mekân kimliği, özellikle son yıllarda tasarım ve planlama gündemindedir. Rekabete dayalı kentleşme, tüm dünyada kimlik ve estetik kaybına sebep olmaktadır. Geleneksel yapı yöntemlerinin kullanımının azalması ve geliştiriciler, yetkililer ve hatta kent yöneticileri tarafından yerel bağlam dikkate alınmadan yapılan planlar tüm kentlerin birbirine benzemesine yol açmaktadır. Kentlerin gitgide birbirine benzemeye başlamasıyla, şekli, formu, dokusu ve özellikle kimlik ve estetiği, günümüzde önem kazanmıştır. Estetik ve kentsel kimlik kavramlarının tanımlanması zor olmasına rağmen, onları değerlendirmek için bazı parametreler bulunmaktadır. Bu araştırmanın iki temel amacı bulunmaktadır. Birincisi, estetik ve kentsel kimliği değerlendirmek için parametrelerin belirlenmesidir. İkincisi ise, bu parametreleri, tarihî ve turistik yerleşim üzerinden denetlemektir. Bu amaçla estetik ve mekân kimliği kavramları, literatür araştırması kapsamında ele alınmıştır. Çalışmada İran’ın Masouleh kenti, tarihî ve turistik yerleşime örnek olarak seçilmiştir. Tarihî yerleşimin sistematik gelişimi ile peyzaj, çevresel uyum ve dokusundaki kimlik ve estetik, araştırma kapsamında ortaya koyulan parametreler üzerinden betimsel-analitik yaklaşım metodolojisi ile değerlendirilmiştir. Bu araştırma bulguları, tarihî yerleşim alanlarının estetiği ve kimliğini ortaya koymaya yönelik bilgilerdir. Bu bilgilerin bilimsel çalışmalara dâhil edilmesinin gelecekte daha estetik yerleşimlerin tasarlanmasına yardımcı olabileceği düşünülmektedir.
Urban Environmental Aesthetic and Identity: The Case of Masouleh, Iran
Azadeh RezafarUrban environmental aesthetics and place identity have begun to take their place on the design and planning agenda, especially in recent years. Urbanization resulting from competition between cities has caused the loss of identity and aesthetics in cities all over the world. The decreasing use of traditional building methods and planning, without consideration of the local context, by developers, authorities, and even administrators of cities has led cities to resemble each other. In light of these developments, the shape, form, texture, and especially identity and aesthetics of settlements become important in planning and urban design. While the concepts of aesthetics and urban identity are difficult to define, there are some parameters to evaluate them. This paper has two main objectives. The first is to determine parameters to evaluate aesthetics and urban identity. The second is to check these parameters over historical and touristic settlements. For this purpose, the concepts of aesthetics and spatial identity will be explained within the scope of the literature. The city of Masouleh in Iran has been chosen as an example of a historical and touristic settlement. The systematic development of the historical settlement, as well as the landscape, identity, and aesthetics of the environment’s harmony and texture, were evaluated with a descriptive-analytical approach methodology based on the parameters revealed in the scope of the research. The findings aim to reveal the aesthetics and identity of historical residential areas. Including this information in scientific studies will lead to the design of more aesthetic settlements in the future.
Kentler çok boyutlu sosyal, kültürel, doğal, tarihî, mimari ve yapay öğeleri içinde barındıran karmaşık ve dinamik sistemlerdir. Endüstrileşme ile başlayan ve günümüzde hız kazanan kentleşme ve göç süreciyle birlikte, tasarımcılar, yetkililer ve hatta yöneticiler tarafından yerel bağlam, tarih, kültür, estetik, geleneksel yapı yöntemleri ve planlama, dikkate alınmadan kentsel yerleşim alanları gelişmektedir. Buna ek olarak kentler arası rekabete dayalı planlı veya plansız kentleşme, tüm dünya kentlerinde kimlik ve estetik kaybına neden olmaktadır. Gitgide yeşil alanların azalması ve birbiriyle uyumsuz yüksek yapıların artması, kentsel estetiği ve kimliği olumsuz etkilemektedir. Böylece kentleşme sürecinde, tarihî, kentsel, estetik değerlerin yitirilmiş olması, özellikle son yıllarda kentsel estetik ve mekânsal kimlik kavramlarının kentsel tasarım ve planlama gündeminde yer almasına yol açmıştır. Herhangi bir yerleşimin kırdan kente geçişi, literatürde kentleşme olarak ifade edilmektedir. Yerel bağlam ve mimari estetikten yoksun olarak hızlıca gelişen yerleşim alanları, tüm kentlerin birbirine benzemesine sebep olmaktadır. Kendi özgün kültür ve kimliğinin kaybolduğu birbirine benzeyen kentler, aynı zamanda görsel kirliliğe de yol açmaktadır. Bu durumun artması ile birlikte, yerleşim yerlerinin şekli, formu, dokusu ve özellikle kimlik ve estetiği günümüz planlama ve kentsel tasarım gündeminde önem kazanmıştır. Estetik, kentlerin birbirinden ayırt edilmesini sağlayan bir değerdir. Kimlik ise, bir yeri diğerlerinden farklı kılan sürekli benzerlikler ve birlikteliklerdir. Estetik duyarlılık ile tasarlanmış çevre, fiziksel, sosyal ve ruhsal sağlığın yanı sıra, yaşam kalitesini yükseltip kentin algılanmasını kolaylaştırıp gayrımenkul değer artışını sağlamaktadır.
Doğada ve sanatta güzeli konu edinmek, onu aramak ve algılamak olarak tanımlanan estetik, tarih boyunca, ‘güzel’ kavramı ile ilişkilendirilmiştir. Bu tanım, kendine özgülük ve özgünlük kavramıyla beraber, kimliği ifade etmektedir. İnsanlar için estetik kabul edilen güzel bir kent imgesi aynı zamanda insanca yaşamın gerekliliğini sağlamaktadır. Diğer taraftan kentsel kimlik doğal, yapılaşmış ve sosyal çevreden oluşmaktadır. Bu çevrelerde oluşan farklılıklar, insanların kendisine göre oluşturdukları estetik değer ve kimliktir.
Estetik kalite, fiziksel çevrenin başarılı biçimde inşa edilmesi anlamına gelse de kavramsal açıdan görecelidir. Yani estetik kavramı kişiden kişiye farklılık göstermektedir. İnsan tarafından oluşan yapılar ile doğal çevre arasında uyumun sağlanması, bu yapıların insanın sanatsal ve duygusal yönünü açığa çıkartması gereklidir. Yapılar arasındaki uyum, doğa ve yeşil alanlar, tarihi eserler, kültürel değerler, sosyal tesisler ve tüm kentsel öğelerin arasında uyumun sağlanması kentsel estetik ve kalite için gerekli parametrelerdir. Aynı zamanda yapay ve doğal elemanlar, bitki örtüsü, iklim koşulları, mimari, coğrafya, uygarlıklar ve yerel gelenekler, yaşam biçimleri, ekonomik ve politik yapı kentsel kimliğin bileşenleridir. Dolayısıyla kamusal, ortak ve kentsel omurga alanlarının estetiğini sağlamak, sosyal, kültürel ve tarihî değerleri dikkate almak, kentsel estetik ve kimliğe ulaşmak ve bütünlüğü sağlamak açısından önemlidir. Bu durum günümüz kentlerinde birtakım biçimsel müdahaleler, görsel güzellik ve süslemelerden öteye gidememektedir.
Son zamanlarda, kentsel estetik ve kimlik, mimari, kentsel planlama, tasarım ve bilimsel çalışmalara konu olmuştur. Estetik ve kentsel kimlik kavramlarının değerlendirilmesi için, literatürde bazı parametreler bulunmaktadır. Bu parametreler genel olarak kentsel tasarım çalışmalarında yer almaktadır. Kenti oluşturan biçimsel, formal ve fiziksel değerler ile imgesel veya sembolik değerler kentsel estetiği oluşturmaktadır. Şekil, oran, düzen, hiyerarşi ve mekânlar arası etkileşim gibi değerler biçimsel/ formal estetik bileşeni oluşturmaktadır. İmgesel estetik ise, yapılara insanların kültürel değer yargılarına, tecrübelerine ve bakış açılarına veya algı-anlam ilişkisine dayanarak verdikleri anlamlardır. Bunun yanı sıra ritim, harmoni, denge ve birlik ilkeleri tasarımda geçerli olan, göze hoş gelen bileşenler veya estetik parametreler olarak kabul edilmektedir. Bu parametreler aynı zamanda mimarinin dışsal estetik özelliklerini değerlendirmek için kullanılmaktadır. Dolayısıyla estetik, biçim ve anlam ile ilgili bir değerdir. Bu parametrelerin yanı sıra; estetik değerlendirme farklı toplumlar, kültürler ve kişiler arasında farklılık gösterebilmektedir. Bu kapsamda, tarihî ve turistik yerleşim alanları, yöresel kimlik ve estetik değerlerin sürekliliğinin sağlanması açısından önem arz etmektedir. Geleneksel mimari ve mekânsal çözümler ve yerel kültürel değerler bu yerleşim alanlarınının estetik özelliğini taşımaktadır. Zira, geleneksel mimari üretiminde, mimar veya herhangi bir uzmana gereksinim duyulmadan toplumum ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak kültürel değerler doğrultusunda mekânsal organizasyonlar yapılmaktadır. Yerel halkın sanat alışkanlıkları, gelenek ve görenekleri ve yaşam biçimleri yapı kültürüne yansıtılmaktadır.
Bu araştırmanın amacı, kentsel estetik ve kimlik kavramlarını turistik ve tarihî bir yerleşim alanı üzerinden değerlendirmektir. Bu amaç için Iran’ın Masouleh kenti seçilmştir. Masouleh, Zengin İran kültürü ve konut mimarisiyle literatüre sıkça konu olmuştur. Masouleh, mekân organizasyonu, konut, malzeme tipolojisi ve kentsel formu ile kendine özgü merdiven kavramıyla gelişen ve bu özelliğini koruyan bir yerleşim alanıdır. Burada mekânsal gereksinimler, yerleşimin gelenek, görenek, kültür ve yaşam biçimini en iyi şekilde karşılamaktadır. Kent, Çevre ve insana saygılı, ekolojik dengeye duyarlı, bölgenin iklim verilerini dikkate alan, yerel malzemelerin kullanımına öncelik veren özgün mimari çözümleri ve detayları ile zamana ve çevreye uyumlu estetik değerler içermektedir. Kısacası, Masouleh yerleşimin ruhu (genius loci) kavramının izini karakteristik mekânsal özelliklerinde doğal ve yapılı çevresiyle sürdürmektedir.
Ne yazık ki, günümüzde kentsel estetik bilimsel şekilde ele alınmayıp kişisel ve sübjektif yorumlarla değerlendirilmektedir. Bu araştırmada betimsel-analitik yaklaşım metodolojisi kullanılmıştır. Kentsel estetik ve kimlik parametrelerini ortaya çıkarmak için literatür çalışması yapılmıştır. Seçilen örnek yerleşim alanı olan Masouleh, çağdaş yerleşim tasarımında teraslı ev karakteristliğine sahiptir ve gelecekte aynı dinamiğe sahip olan yerleşimlerin estetik olarak tasarlanması için iyi bir örnek olacaktır. Aynı zamanda, geleneksel mimari parametreleri kullanmak günümüz sürdürülebilir mimari tasarımlar yaratmayı mümkün kılmaktadır. Bu çalışma ile tarihî estetik ve kimlik parametreleri yeni yerleşim alanları içinde korunup sürdürülebilir kent estetiğinin gelişmesinin sağlanabileceği düşünülmektedir.