9th International Congress of Turcology Proceedings Book
Definition of the Simile According to Balāgha Works
Ahmet Zahid DemircilerSimiles are one of the most basic forms of expression and have been defined differently by different sources. This study aims to reach a satisfactory definition for simile with regard to Turkish and Arabic sources. Due to the theoretical approach of the al-balāgha [Rhetoric] disciplines, this study focuses on the definitions in the works from this field. These works define simile to basically mean “to compare,” “to associate,” and “to prove an association,” and these fundamental explanations are limited to certain conditions. Some of the definitions stipulate an inherent relevance or common quality must exist between the parties of the simile. According to other definitions, this common quality must be superior in one of the parties, or the quality must have further relevance to one of the parties. Other definitions exempt istiʿāra [metaphor] and tajrīd [abstraction]. The definition of simile meaning “to compare” involves giving the Turkish equivalent of a word derived from Arabic. Definitions that stipulate an inherent relevance to need to exist between the parties of a simile exclude certain types of similes. The conditions under which the common quality is superior in one of the parties or that the quality has more relevance in one of the parties may not apply to certain types of similes. According to the definitions that exclude istiʿāra and al-tajrīd, the simile is ultimately defined as “to prove an association.” When the foregoing expressional forms are removed, similar simile uses are eliminated. In the end, this definition includes all kinds of similes.
Belagat Kitaplarında Teşbihin Tanımı
Ahmet Zahid DemircilerTemel ifade şekillerinden olan teşbihin, çeşitli kaynaklarda birbirinden farklı tanımlandığı görülmektedir. Bir tanımdan beklenen, tanımlananın tüm fertlerini kapsaması ve bilhassa benzerleriyle olan sınırını belirgin biçimde çizmesidir. Bu çalışma teşbih kavramının tatminkâr bir tanımına ulaşmayı hedeflemektedir. Belagat ilimlerinin teorik üslubundan ötürü çalışmada bu sahaya ait eserlerdeki tanımlar esas alınmıştır. Sözü edilen eserler, teşbihi temelde ‘benzetme’, ‘ortak etme’ ve ‘ortaklık gösterme” olarak tanımlamakta ve bu temel izahlar birtakım şartlarla sınırlandırmaktadırlar. Tanımların bazıları benzetmenin tarafları arasında haddizatında bir ilgi, ortak bir vasıf bulunmasını şart koşmuştur. Başka bazı tanımlara göre bu ortak vasıf tarafların birinde üstün olmalı veya vasfın tarafların birine ilgisi çok olmalıdır. Bazı tanımlarda ise istiare ve tecridin istisna edildiği görülmektedir. Teşbihin ‘benzetme’ olarak açıklanması Arapça asıllı kelimenin Türkçe sözlük anlamını vermekten ibarettir. Teşbih taraflarının arasında haddizatında bir ortaklık bulunmasını şart koşan tanımlar ise bazı teşbih türlerini dışarıda bırakır. Örneğin benzetme yönü taḫyi̇li̇ olan teşbihlerde ortaklık, muhayyilenin yakıştırması; benzetme yönü izafi olan teşbihlerde zihnin bir kurgusudur. Ortak vasfın taraflardan birinde üstün olması veya vasfın tarafların birine ilgisinin çok olması şartları da bazı teşbih türlerinde geçerli olmayabilir. Örneğin teşabühün uygun düştüğü yerde yapılan teşbihlerde ve talep edilen bir şeyi açığa vurma amacıyla yapılan teşbihlerde ortak vasfın tarafların herhangi birinde üstün olması veya baskın olması gibi hususlar dikkate alınmaz. Kapalı veya açık istiare ve tecridi istisna eden tanımlara göre ise teşbih mutlak olarak ‘ortaklık gösterme’ olarak tanımlanmıştır. Adı geçen ifade şekilleri çıkarıldığında teşbihe benzeyen kullanışlar dışarıda bırakılmış olur. Bu tanım yukarıdaki diğer tanımlarda mevcut kayıtları içermediği için tüm teşbih türlerini kapsar.