9th International Congress of Turcology Proceedings Book
The Relationship of an Avar Noblewomen’s Headdress with Central Asia: An Archaeological and Iconographic Examination
Csilla BaloghIn 1937, an isolated rich female grave was found during the construction of a house in Cibakháza, a village in Hungary’s Jász-Nagykun-Szolnok county. Having died between the ages of 40-45, the noblewoman was buried in a dress decorated with gold ribbons, gold jewelry, a gold-decorated knife, and dagger, and likely had been buried in secret. Of the finds from the tomb, the most notable were three palm-sized gold plates adorning the headdress that appeared on the skull. Studies conducted up to this point have assessed these plates as the work of Byzantine goldsmiths and interpreted them as the Christian tree of life with bird (dove) figures. However, the trident crown-type/headdress has been known for a long time to be a symbol of power based primarily on depictions and on 7th-8th-century Turkic archaeological material. This phenomenon provides an adequate basis for the reconstruction of the Avar female headdress. The contradiction between the nomad type crown/headdress and the gold plates decorated with Christian symbols by examining the motifs and composition of these ornaments. Contrary to previous scientific views, this study considers the bird figure on the ornaments to not be a dove but a phoenix, with parallels to the composition found in Central Asian Turkic memories. The study identifies Central Asian examples and parallels of the depictions on the crown that appear to be related to the headdress of an Avar noblewomen, thus placing this exceptional crown from the Avar period into a new context.
Bir Avar Soylu Kadın Başlığının Orta Asya İlişkileri – Arkeolojik ve İkonografik İncelemesi
Csilla Balogh1937’de Cibakháza’da (Jász-Nagykun-Szolnok ili, Macaristan) ev inşaatı sırasında tek başına gömülmüş, zengin bir kadın mezarı bulunmuştur. Muhtemelen gizlice gömülen, 40-45 yaşları arasında ölen soylu kadın, altın kurdelelerle süslenmiş elbise, altın takılar, altın süslü bıçak ve hançerle gömülmüştür. Mezarın buluntuları arasında en dikkat çekici olanı, kafatası üstünde ortaya çıkan ve başlığı süsleyen, avuç içi büyüklüğünde üç altın plakadır. Bugüne kadar yapılan araştırmalar, bu levhaları Bizans ustalarının eseri olarak değerlendirmiş ve Hristiyan içerikli hayat ağacı ve kuş (güvercin) figürü olarak yorumlamıştır. Bununla birlikte üç dişli taç/başlık tipinin, 7-8. yy. Türk arkeolojik materyaline, öncellikle tasvirlere dayanarak bir iktidar sembolü olduğu uzun zamandan beri bilinmektedir. Bu olgu, Avar soylu kadın başlığının rekonstrüksiyonu için yeterli bir temel sağlar. Bozkır tipi bir taç/başlık ile Hristiyan sembollerle süslenmiş altın levhalar arasındaki çelişkiyi ise bu süslerin motiflerini ve kompozisyonunu inceleyerek çözebiliriz. Önceki bilimsel görüşlerin aksine, süslemelerin üzerindeki kuş figürünün bir güvercin değil, bir Anka kuşu olduğunu düşünmekte ve kompozisyonun paralellerini Orta Asya Türk kalıntılarında bulmaktayız. Çalışmada, Avar “prensesinin” başlığıyla ilişkili görünen Orta Asya örnekleri ve taç üzerindeki tasvirlerin paralelleri tanıtılıyor ve bunlar aracılığıyla Avar Dönemi’ne ait bu müstesna taç yeni bir bağlama yerleştiriliyor.