9th International Congress of Turcology Proceedings Book
Old Oghuz Turkish and the Concept of Written Language
Onur KurukayaLanguages are separated into various types according to their appearance, such as spoken languages, written languages, lingua franca (bridge language), mother tongue, and secondary languages. These apparent types are determined by how far the languages spread, how many people speak them, and their connection to writing. Some languages rise to the level of being a written language and then become an active language in a geography. Written language emerged to record spoken language. Anatolia is a geography that was politically and culturally complex when the Turks arrived and was turned into an area where Turkish became a single language over time. This process started with Turkish as a spoken language that gradually turned into a written language. Many conditions must occur in order for a language to become a written language, and these can basically be separated into two conditions: linguistic and social. When looking at the formation of a written language from a linguistic point of view, providing a standard unity of phonetics and morphology in all regions comes first. Afterwards, this process accelerates more with reflecting this unity onto writing, finally forming the concept known as a written language. When considered from a social point of view, concepts such as regime and cultural, religious, and ethnic elements come first. While Turkish did become the written language of Anatolia, which of these conditions did it fulfill? How did the complex cultural and linguistic situation in Anatolia allow Turkish to become a written language? This article will try to find answers to these questions according to available written texts and secondary sources.
Eski Oğuz Türkçesi ve Yazı Dili Kavramı
Onur KurukayaDiller, görünümlerine göre çeşitli türlere ayrılırlar: Konuşma dili, yazı dili, lingua franca (ortak iletişim dili), birinci ve ikinci dil gibi. Bu görünüm türleri dillerin ne kadar yayıldığına ve ne kadar kişi tarafından konuşulduğuna, yazıyla olan bağlantısına göre belirlenmiştir. Bazı diller yazı dili olma seviyesine çıkıp bulunduğu coğrafyada etkin dil konumuna gelirler. Yazı dili, sözlü dili kayıt altına almak için ortaya çıkmıştır. Türkler, Anadolu’ya geldiklerinde siyasi ve kültürel açıdan karmaşık bir durumda bulunan bu coğrafya, zamanla Türkçenin tek bir dil olduğu alana dönüşmüştür. Öncelikle Türkçenin konuşma dili olmasıyla başlayan bu süreç zamanla yazı dili olmaya doğru gitmiştir. Bir dilin yazı dili olması için birçok şarta sahip olması gerekir. Bu şartları temelde ikiye ayırabiliriz: Dil bilimsel ve toplumsal şartlar. Yazı dili oluş sürecine dil bilimsel açıdan bakıldığında bütün bölgelerde standart bir ses ve şekil bilgisi birliği sağlanması en başta gelmektedir. Sonrasında ise bu birliğin yazıya yansımasıyla bu süreç daha da hızlanır. En sonunda ise yazı dili dediğimiz kavram oluşur. Toplumsal açıdan düşünüldüğünde ise yönetim biçimi, kültürel, dinî ve etnik ögeler gibi kavramlar başta gelmektedir. Türkçe, Anadolu’da yazı dili olurken bu şartlardan hangilerine sahipti? Anadolu’daki karmaşık kültürel ve dilsel durum, Türkçenin yazı dili olmasına nasıl imkân verdi? Bu sorulara elimizdeki yazılı metin ve ikincil kaynaklara göre cevap bulmaya çalışacağız.