9th International Congress of Turcology Proceedings Book
Analysis of Müfide Ferit Tek’s Stories Published in Türk Yurdu Magazine under the Pseudonym of Süyüm Bike
Dinçer AtayMüfide Ferit Tek was one of the leading female writers of Turkish literature in the Second Constitutional Era and is known for her novels Aydemir and Pervaneler. She also wrote stories under the pseudonym of Süyüm Bike. As one of the most well-known women of the Turkish world, Süyüm Bike had been a noble woman from the Nogai Mirza. Also known as Han Bike Sultan, she had ruled the Kazan Khanate between 1549 and 1551 and signified freedom among Tatar women with her great spirit, especially in connection with her combative attitude that had not accepted defeat in the face of Russian intrigues. The first independent women’s magazine in Tatarstan was named after her. Yusuf Akçura’s intellectual influences are reflected in Müfide Ferit Tek’s works. Her choice to use the pseudonym of Süyüm Bike should be considered from the viewpoint of her female identity and Yusuf Akçura’s influence. Under that pseudonym, Müfide Ferit Tek’s four independent stories were published in five different issues of Türk Yurdu between 1329 and 1330. The first of these stories is titled Hayat Hanım and was about Hayat Hanım, an idealist Turkish woman who establishes a school named Ev Hanımı [housewife] based on her aspiration for Turkish women to be active in socioeconomic production so that they could be more active in social life. The tragedy Edirne’den Bursa’ya (From Edirne to Bursa) was published in two parts, in which the heroine, whose husband was martyred in the war, narrates her observations and experiences during her migration from Edirne to Bursa. Müfide Ferit Tek’s biographical details are revealed in the story titled Gecelerimden [From My Nights], which she wrote after the sorrowful occupation of Tripoli. The title of the last story she wrote under the pseudonym of Süyüm Bike in Türk Yurdu magazine was titled Mezarlıkta [In the Cemetery]. This last work is dominated by highly artistic depictions, presenting the existence of a young man (Yusuf Akçura) who comes to Istanbul from Turkistan under an idealist theme.
Müfide Ferit’in Türk Yurdu Mecmuasında Yayımlanan “Süyüm Bike” Müstear İsimli Hikâyelerinin Tahlili
Dinçer AtayII. Meşrutiyet Devri Türk Edebiyatı’nın önde gelen kadın yazarlarından olan Müfide Ferit, Aydemir ve Pervaneler romanları ile tanınır. Bununla birlikte Müfide Ferit “Süyüm Bike” müstear ismiyle hikâyeler de kaleme almıştır. Türk dünyasının en meşhur kadınları arasında yer alan Süyüm Bike, Nogay mirzalarından gelen soylu bir kadındır. Han Bike Sultan olarak da bilinen Süyüm Bike, 1549-1551 yılları arasında Kazan Hanlığı’nı yönetir. Rusların entrikalarına karşılık yenilgiyi kabul etmeyen mücadeleci tavrıyla Tatar kadınları arasında imler. Tataristan’daki ilk müstakil kadın dergisi, onun adını taşımaktadır. Müfide Ferit’in eserlerinde Yusuf Akçura’nın fikrî tesirlerinin yansımaları söz konusudur. Onun “Süyüm Bike” müstear ismini tercih etmesini de hem kadın kimliği hem de Yusuf Akçura tesiri ile birlikte düşünmek gerekir. Müfide Ferit’in “Süyüm Bike” müstear ismiyle Türk Yurdu’nun 1329-1330 yıllarındaki beş farklı sayısında dört müstakil hikâyesi yayımlanır. Söz konusu hikâyelerin ilki “Hayat Hanım” adını taşır. İdealist bir Türk kadını olan Hayat Hanım, “Ev Hanımı” mektebini kurar ve burada Türk kadınlarının sosyal hayatta daha ön planda olması için sosyo-ekonomik üretimde bir özne olarak yer almalarını tasavvur eder. İki parça hâlinde yayımlanan “Edirne’den Bursa’ya” adlı hikâyede, kocası muharebede şehit olan Edirneli bir kadının Bursa’ya göçü esnasındaki gözlem ve deneyimleri trajik bir bağlamda kahraman anlatıcının ağzından kurgulanır. Trablusgarp’ın işgalinin verdiği teessürle kaleme alınan “Gecelerimden” başlıklı hikâyede de Müfide Ferit’in biyografik detayları kendini gösterir. Onun Türk Yurdu’ndaki “Süyüm Bike” müstear isimli son hikâyesinin adı “Mezarlıkta” ismini taşır. Son derece sanatsal tasvirlerin hâkim olduğu bu metinde Türkistan’dan İstanbul’a gelen bir gencin (Yusuf Akçura) varlığı, idealizm izleği eşliğinde verilir.