The Aegean Sea and the Eastern Mediterranean in the Global and Regional Balance Based on the Axes of Geography, History, and International Law
Global Competition in the Eastern Mediterranean and Turkey’s Position: Energy Geopolitics, Security, Development Nexus
Sadık ÜnayThe Levant, located in the eastern part of the Mediterranean basin, as the designated locus of numerous historical conflict zones, has always been a crucial geostrategic area targeted by regional and global powers. The fact that it contains critical passageways between Eurasia and the Middle East as well as Europe, North Africa, and the Indian Ocean increased the strategic importance of the Eastern Mediterranean throughout history. This strategic importance was further increased with the discovery of rich hydrocarbon reserves in the region over the course of the 20th century. Recent discoveries of comprehensive natural gas reserves once again attracted the attention of regional and global powers to the Eastern Mediterranean with a focus on extracting and commercializing the natural gas resources. Intensifying international competition over the control and utilization of natural gas reserves triggered conflicting claims for Exclusive Economic Zones (EEZ) among the countries in the region. Israel, Greece, Egypt, and the Greek Administration of Southern Cyprus are attempting to utilize energy geopolitics to construct a new regional political economy that tries to isolate Turkey. However, the Turkish government has responded to these attempts by initiating a proactive foreign policy line and multifaceted economic and military steps in order to ensure equitable distribution of energy wealth and preservation of national interests of Turkey and the Turkish Republic of Northern Cyprus. The efficient extraction of natural gas resources and their transport to international markets via pipelines and liquefied natural gas (LNG) terminals require resolving the current political and diplomatic problems including the legal status of Cyprus. In this study, the historical evolution of energy security as a concept of political economy, energy policies of the European Union, regional dynamics in the Eastern Mediterranean, scenarios to commercialize the natural gas resources, and Turkey’s recent diplomatic and economic actions will be analyzed.
Doğu Akdeniz’de Küresel Rekabet ve Türkiye’nin Konumu: Enerji Jeopolitiği, Güvenlik, Kalkınma Ekseni
Sadık ÜnayAkdeniz havzasının doğusunda yer alan ve birçok tarihi çatışma sahasını bünyesinde barındıran Levant bölgesi, her dönemde küresel sistemde öne çıkan güçlerin egemenlik ve kontrol alanlarına katmak istedikleri önemli bir jeostratejik merkez olmuştur. Avrasya ana kıtasıyla Ortadoğu ve Kuzey Afrika arasında geçiş yollarını içermesi; Hint Okyanusu’ndan Avrupa’ya ulaşan ticaret yollarının odağında olması ve sanayi devrimi sonrasında büyük önem kazanan zengin hidrokarbon kaynaklarına sahip olması bu bölgenin stratejik önemini arttırmıştır. Son yıllarda çokuluslu enerji şirketleri tarafından yapılan keşiflerin ortaya çıkardığı zengin doğalgaz sahaları nedeniyle Doğu Akdeniz bölgesinin bölgesel ve küresel aktörlerin çeşitli diplomatik ve ekonomik mekanizmalarla kontrol altına almak istedikleri kritik bir uluslararası rekabet sahnesine dönüştüğü görülmektedir. Özellikle Kıbrıs Adası çevresindeki Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) anlaşmazlıklarının tetiklediği hukuki ve siyasi sorunlar aşılabildiği takdirde ulaşılacak maddi kaynakların büyüklüğü doğalgaz rezervlerinin paylaşımı, çıkarılması ve iletim hatlarıyla ticarileştirilmesi bağlamında gittikçe sertleşen bir uluslararası rekabet ortamını beslemektedir. Türkiye’nin Suriye’den Libya’ya uzanan geniş bir yelpazede uyguladığı proaktif dış politika ve güvenlik yaklaşımlarından rahatsız olan İsrail, Kıbrıs Rum Yönetimi, Mısır ve Yunanistan gibi ülkeler Türkiye karşıtı bir bölgesel bloklaşma girişimini yürütebilmek için Doğu Akdeniz’deki enerji işbirliğini bir ortak çıkar platformu olarak kullanmaktadır. Bu bağlamda Ankara’nın çok yönlü siyasi, diplomatik ve ekonomik girişimleri hem enerji güvenliği öncelikleri bağlamında Doğu Akdeniz rezervlerinden elde edilebilecek ulusal çıkarları maksimum düzeyde savunmak; hem KKTC’nin hukuki statüsünü korumak; hem de kendisine karşı kurulmak istenen bölgesel blokaj ağını engellemek amaçlarına odaklanmaktadır. Bölgedeki enerji kaynaklarının verimli bir şekilde çıkarılması ve çeşitli boru hatları ve LNG tesisleri üzerinden dünya pazarlarına sorunsuz ulaştırılması, başta Kıbrıs meselesi olmak üzere gündemdeki siyasi ve diplomatik sorunların çözülebilmesine bağlıdır. Bu çalışmada ‘enerji güvenliği’ kavramının tarihi süreç içindeki gelişimi; AB’nin enerji politikaları; Doğu Akdeniz’de oluşan bölgesel dengeler ve doğalgaz kaynaklarını ticarileştirme senaryoları; Türkiye’nin son yıllarda izlediği diplomatik ve ekonomik yaklaşımlar masaya yatırılmaktadır.