Sayın Halil Arslanlı Kara Ticareti Hukuku hocamızdı. İlk derse geldiği günü hiç unutamıyorum. Son derece itina ile giyinmişti ama, elbisesi ve kravatı ile dikkati çekmekten çok, insanın içine nüfuz eden mavi gözleri ile bizi etkilemişti, Bit süre sınıfı süzdükten sonra, içine beyazların henüz pek fazla katılmadığı san saçlı başını otoriter bir biçimde eğerek “Hukuk Fakültesinin son sınıf öğrencilerini saygılarımla selâmlanın’’ demişti. Sayın Arslanlı hocanın sınıfımızı “saygıları ile” selâmlaması hepimize bir gurur, kendimize karşı bir güven, bir yıl sonra Fakülteden mezun olacağımızın idraki duygularını vermişti. Tabii buna karşılık gene hepimizde sayın Arslanlı’ya karşı ayrı bir saygı ve bağlılık hisleri uyanmıştı. Dikkat etmişimdir, Arslanlı hocanın dersinde sınıfta hiçbir zaman çıt çıkmamıştır. Hiçbir erkek arkadaşımızın Arslanlı’nın dersine kravatsız geldiğini hatırlamıyorum. Sayın Arslanlı son derece ciddi tutumu, verilen bir sözün dakikasında değil de saniyesinde yerine getirilmesinde gösterdiği olağanüstü özenle hepimize örnek olmuş bir hocamızdı 14 yıl önce aramızdan ayrılmış bulunan sayın Profesör Halil Arslanlı ciddiyet, dürüstlük ve nezaket örneği olarak daima aramızda hissedilmiş ve anısı bir an bile unutulmamıştır. Bu anıyı somutlaştıran şu armağan ise, sayın hocamız Halil Arslanlı’ya karşı duyduğumuz saygı ve sevginin sadece çok küçük bir karşılığıdır. |