Marmara Denizi'nin Müsilaj Sorunu
Geçmişten Günümüze Marmara Denizi’nde Gözlenen Müsilaj Oluşumunda Fitoplanktonun Rolü
Neslihan Balkıs Özdelice, Turgay Durmuş, Muharrem BalcıKıyısal alanlarda görülen ötrofikasyon, karasal girdi yükünden dolayı yaşanan kirlilik sonucunda ortaya çıkmakta, müsilaj gibi zararlı alg artışları (HAB) ile balık ve bentik canlıların ölümü gibi deniz ekosistemlerinde ciddi zararlara neden olabilmektedir. Sucul ortamlarda organik madde sentezi ile besin zincirinin ilk halkasını oluşturan fitoplankton, denizlerin verimliliğinde önemli yer tutan temel üreticiler olarak çevresel değişimleri belirlemede büyük önem taşımaktadır. Kıyısal alanlarda özellikle fitoplankton tarafından üretilen organik maddelerin gerek su kolonunda ve gerekse de yüzeyde kümeleşmesi ile gözlemlenen müsilaj oluşumu kirlenme sonucunda ortaya çıkan bir diğer deniz HAB olayıdır. Türk karasularında Marmara Denizi’nde 2007-2008 yıllarında görülen müsilaj oluşumu, 2021 yılında tekrar ortaya çıkmış, daha yoğun ve kalıcılığı da uzun süreli olmuştur. Bu süreçlerde görülen müsilaj oluşumlarında haptofit, diyatom ve dinoflagellatların bölgesel ve zamansal farklılıklar göstermekle birlikte müsilaj kitle içerisinde baskın fitoplankton gruplarından oldukları belirlenmiştir. Marmara Denizi’nde gözlenen HAB olaylarının ortaya çıkma sıklığı ve kalıcılığının artarak devam etmesi durumunda su kalitesinin, denizel biyoçeşitliliğinin ve besin zincirinin olumsuz etkilenmesi ile ülke ekonomisi de büyük zarar görecektir. Küresel iklim değişikliğinden kaynaklanan deniz suyu sıcaklığı artışı ile ılıman olarak bilinen Akdeniz ikliminin "tropikalleşme" ve Akdeniz’den Karadeniz’e doğru olan çeşitli tür akınları ile de Karadeniz’in “Akdenizleşme” sürecine gireceği ilgili kaynaklarda ön görülmektedir. Bu değişen ortam ve kirlilik koşullarında fitoplankton tür kompozisyonu ve bolluğunda yaşanacak önemli değişiklikler beraberinde zararlı alg artışlarını getirecek ve coğrafik yayılımında da önemli rol oynayacaktır. Ilıman Akdeniz ikliminin tropikalleşme ve Karadeniz'in de Akdenizleşme süreçlerinde olduğu koşullarda, Türkiye kıyı sularında da HAB oluşumları kritik bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır.