Philosophical Remarks on City And Right to the City
Languages and the Structure of Architectural Structure
Egemen Seyfettin KuşcuBuildings and cities were always historically one of the important and problematic human creations. But today as a result of the increase of human population (and the increase of constructions needed) bring out a complicated web of relations between buildings, cities, nature and humans. This complicated web of relations formed new kind of problems, and the solutions about that problems must be debated. The possibility of new approaches can be exposed with the notion of ‘structure’. To recognize the structure of architectural structure, we can study the structure of languages. By a discussion about the structure of language (and an analyze of meaning) we can investigate architectural structure (and the meaning of architecture) and as a result of this investigation, the possibility of new approaches to the essence of architectural structure can be revealed. The aim of this study is to conceive the structural quality of buildings and of cities. To reach the conclusion I offer an analogy between language and architecture. To offer an analogy between these two human creations is not a new case. Historically there are many important examples of that analogy. But in the last century this kind of an approach to architecture was seen as an old fashioned idea. By the help of the philosophical linguistic turn in the 20th century,we nowhave a chance again for a new kind of analogy. By the help of that new analogy offered which depends on the notion of ‘structure’, new possibilities for the formation of architecture can be put forward.
Diller ve Mimari Yapının Yapısı
Egemen Seyfettin KuşcuBina ve şehir yalnızca günümüzde değil tarihsel olarak da önemli ve tartışmaya açık insan üretimleri arasında yer bulmaktadır. Ancak günümüzde insan nüfusunun ve ona bağlı olarak ihtiyaç duyulan yapılaşmanın artışı bina, şehir, çevre ve insan arasında karmaşık bir ilişkiler ağının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu karmaşık ilişkiler ağının yarattığı yeni sorunların yeni yaklaşımlarla çözümlenmesinin olanağı araştırılmalıdır. Yeni yaklaşımların olanağı ‘yapı’ kavramının ele alınmasıyla ortaya konabilir. Mimari yapının yapısının anlaşılabilmesi için dilin yapısından hareket edebiliriz. Dilin yapısına yönelik bir tartışma (ve anlamın incelenmesi) ile mimari yapının sorgulanması (ve anlamının incelenmesi) ve bu sorgulama sonucunda da mimari yapının neliği ile ilgili yeni yaklaşımların olanağı ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmanın amacı bina ve şehrin yapı niteliğinin anlaşılmasıdır. Bu amaçla yapının yapısını anlamak için dilin yapısı ile karşılaştırma yapılacaktır. Söz konusu benzerlik kurma girişimleri yeni değildir. Tarihsel olarak bu benzerlik kurma girişimlerinin oldukça önemli örnekleri bulunur. Ne var ki çağdaş dönemde mimariye ilişkin böylesi bir yaklaşım geri planda kalmış görünmektedir. 20. yy’da felsefedeki dile dönüş ile birlikte gün yüzüne çıkan yeni olanaklar aracılığıyla benzerlik ilişkilerini tekrar fakat farklı bakımlardan kurmak için yeni fırsatlar ortaya çıkmaktadır. Bu yazı ‘yapı’ kavramı üzerinden önerilecek analojiyle dil-mimari ilişkisinin yeni anlayışlara alan açışının örneklerini tartışmaktadır.