Philosophical Remarks on City And Right to the City
Urban Space and Public Space Relationship in Richard Sennett
Arda TelliThe crises of contemporary political thought have brought the concept of public space to the center of political debate in recent years. The question of how to establish cohabitation permeates political debate, both as a frontier and as a possibility. Looking at historical and current debates, the formation, functioning and development of the public space show different views. The first part of the study aims to evaluate the birth and transformation of the concept of public space with this historical background. After considering the birth of the concept and its position in the modern period, the views of Habermas and Arendt, who discuss the concept of public space in a historical framework, will be included. In the second part of the study, Sennett’s views, which address the public space in a sociopsychological framework, will be included. According to him, in the process of modernity, the qualities that make public space distinctive, such as touch, contact, interaction with differences, have disappeared. Modern life, which has been isolated and ghettoized, produces homogeneous and sterile relationships.. In the process of all this change, cities have become an area where logos and political subjectivity cannot be produced, and urban life has left its founding function in individual and social life to Gemeinschaft and the world of meaning that it produces. In this context, the study aims to evaluate Sennett’s discussion of urban space and public life with current political debates.
Rıchard Sennett’te Kentsel Mekân ve Kamusal Alan İlişkisi
Arda TelliÇağdaş politik düşüncenin güncel krizleri, kamusal alan kavramını son yıllarda politik tartışmaların merkezine taşımaktadır. Birlikte/ortak yaşamın temellerinin nasıl kurulacağı sorusu doğrultusunda kamusal alan-özel alan ilişkisi, devlet-toplum-yurttaş ilişkileri, özgürlük, eşit söz hakkı gibi tartışmalarla beraber kamusal alan hem sınır hem de imkan olarak politik tartışmalara nüfuz etmektedir. Tarihsel ve güncel tartışmalara bakıldığında kamusal alanın oluşumu, işleyişi ve gelişimi farklı görünümler sergilemektedir. Çalışmamız birinci bölümde bu tarihsel arka plan eşliğinde kamusal alan kavramının doğuşunu ve dönüşümünü değerlendirme amacı taşır. Kavramın doğuşu ile modern dönemdeki konumu ele alındıktan sonra kamusal alan kavramını tarihsel çerçevede tartışan Habermas ve Arendt’in görüşlerine yer verilecektir. Çalışmanın ikinci bölümünde Habermas ve Arendt’ten farklı olarak kamusal alanı sosyo-psikolojik çerçevede ele alan Sennett’in görüşlerine yer verilecektir. Sennett kamusal alanın yaşam tarzı ve kentsel mekanla olan bağının tarihsel izlerini serimlerken, modernlik sürecinde dokunma, temas etme, farklılıklarla etkileşimde bulunma gibi kamusal alanı ayırıcı kılan niteliklerin ortadan kalktığını vurgulamaktadır. Tektipleştirilmiş ve gettolaşmış modern yaşam; homojen ve steril ilişkiler üretmektedir. Böylelikle kentler hem bireyin hem de toplumsal ilişkilerin inşa edildiği mekân olmaktan giderek uzaklaşmaktadır. Bütün bu değişim sürecinde kentler Logos’un ve politik öznelliklerin üretilemediği bir alana dönüşmüş, kentsel yaşam, bireysel ve toplumsal yaşamdaki kurucu işlevini Gemeinschaft’a ve onun ürettiği anlam dünyasına bırakmıştır. Çalışma bu bağlamda Sennett’in kentsel mekân ile kamusal yaşama ilişkin yürüttüğü tartışmayı güncel politik tartışmalarla değerlendirmek amacındadır.