CHAPTER


DOI :10.26650/BS/AA14.2021.001-1.04   IUP :10.26650/BS/AA14.2021.001-1.04    Full Text (PDF)

From Space to Language: the Fragmentation Paradigm of Holism

Tekin Budakoğlu

Some artists recreate space according to their own aesthetic perceptions. Socio-cultural elements such as history, which is a continuous process, time, and tradition form the background of this recreation. The artist perceives the space, which gains continuity with the penetration of these factors, and creates his or her aesthetics with a holistic perspective. On the other hand, with the beginning of modernity, it was necessary to dissolve that these socio-cultural elements that have power to rebuild collective memory and to revolutionize social relations in order to disrupt the concept of continuity, social dynamics formed according to the influence of money caused to make the bounds of morality disappear. This disintegration, which begins on the social level and transcends the identities of individuals, develops a different perspective in terms of space. In fact, when it comes to space, modernity has set itself to be holistic as opposed to fragmented. The ultimate aim of modernity in this paradoxical perspective is to establish an open system in which the monetary cycle will never disappear, attempting to strengthen its own existence. In this period, the perception of power is transformed as well. The system, which gives priority to the principles of power, centralization, and integrity in the modern era, changes the identity and establishes its power on a slippery ground in the “liquid-modern” era, as Zygmunt Bauman put it. The division and disintegration in elements such as history, identity, and time bring with it the breaks in the consciousness of the artist, who tries to capture the spirit of the city completely, and ultimately the codes of the literary text in the liquid-modern era are determined. In fact, in the traditional understanding ofliterary products that became meaningless in thisunbounded cycle, language possibilities increased and gained importance in textual relations became more evident. This study, which is based on the texts of thinkers such as Marshall Berman, Zygmunt Bauman, Marshall McLuhan and David Harvey, explains that it is difficult but not impossible for the artist to grasp the city as a whole in modern times.


DOI :10.26650/BS/AA14.2021.001-1.04   IUP :10.26650/BS/AA14.2021.001-1.04    Full Text (PDF)

Mekândan Dile: Bütünlüğün Parçalanma Paradigması

Tekin Budakoğlu

Kimi sanatçılar, kendi estetik algılarına göre mekânı yeniden yaratır. Bu yeniden yaratımın arka planını ise süreklilik hâlindeki tarih, zaman, gelenek gibi sosyo-kültürel unsurlar oluşturur. Bu unsurların varlığına nüfuz etmesiyle kendisi de süreklilik kazanan mekânı artık bir bütün olarak algılayan sanatçı, estetiğini yekpare bir bakışla oluşturur. Buna karşın modernite, süreklilik kavramını bozabilmek adına kolektif hafızayı oluşturan unsurları çözmesi ve toplumsal bağları köklerinden sökmesi gerektiğini anladığında bireyselliği ve paranın gücünü devreye sokmuş, böylelikle paranın hükmüne göre şekillenen toplumsal dinamikler, değerlerin üzerlerindeki hâlenin kaybolmasına neden olmuştur. Toplumsal düzlemde başlayan ve bireylerin kimliklerine de sızan bu parçalanma, mekân düzleminde farklı bir görünüm kazanır. Öyle ki modernite, söz konusu mekân olduğunda hedefe, parçalanmanın aksine bütüncül olmayı koymuştur. Modernitenin, paradoksal görünen bu yaklaşımdaki nihai amacı da kendi varlığını garanti altına almaya çalıştığı, parasal döngünün hiç kaybolmayacağı açık bir sistem oluşturmaktır. Bu dönemde iktidar algısı da başkalaşır. Modern dönemde güç, merkezleşme, bütüncül olma prensiplerini önceleyen sistem, Zygmunt Bauman’ın ifadesiyle “akışkan modern” dönemde ise kimlik değiştirir ve iktidarını kaygan bir zemin üzerine kurar. Tarih, kimlik, zaman gibi unsurlardaki bölünme ve parçalanma, şehrin ruhunu bütünüyle yakalamaya çalışan sanatçının bilincinde kopmaları beraberinde getirir ve nihayetinde, akışkan modern dönemdeki edebî metnin kodları da belirlenmiş olur. Öyle ki sonsuz bir döngü içinde anlamın tüketilemediği, dil olanaklarının arttığı, metinsel ilişkilerde önem kazanan bir edebî ürün anlayışı belirginleşmiştir. Bu çalışma, Marshall Berman, Zygmunt Bauman, Marshall McLuhan, David Harvey gibi düşünürlerin metinlerinden yola çıkarak modern zamanlarda sanatçının şehri bütün olarak kavramasının imkânsız olmasa bile epey güçleştiğini ve bunun gerekçelerini açıklamaktadır.



References

  • Baudelaire, C. (2017). Modern Hayatın Ressamı (9. baskı). (A. Berktay, Çev.). İstanbul: İletişim Yayınları. google scholar
  • Bauman, Z. (2017). Akışkan Modernite (2. baskı). (S. O. Çavuş, Çev.). İstanbul: Can Yayınları. google scholar
  • Berman, M. (2017). Katı Olan Her şey Buharlaşıyor (19. baskı). (Ü. Altuğ, B. Peker, Çev.). İstanbul: İletişim Yayınları. google scholar
  • Eagleton, T. (2017). Edebiyat Kuramı (5. baskı). (T. Birkan, Çev.). İstanbul: Ayrıntı Yayınları. google scholar
  • Harvey, D. (2014). Postmodernliğin Durumu Kültürel Değişimin Kökenleri (7. baskı). (S. Savran, Çev.). İstanbul: Metis Yayınları. google scholar
  • Kaplan, M. (2018). Edebiyatımızın İçinden (5. baskı). İstanbul: Dergâh Yayınları. google scholar
  • Lefebvre, H. (2014). Mekânın Üretimi. (I. Ergüden, Çev.). İstanbul: Sel Yayınları. google scholar
  • McLuhan, M. (2017). Gutenberg Galaksisi: Tipografik İnsanın Oluşumu (4. baskı). (G. Ç. Güven, Çev.). İstanbul: Yapı Kredi Yayınları. google scholar


SHARE




Istanbul University Press aims to contribute to the dissemination of ever growing scientific knowledge through publication of high quality scientific journals and books in accordance with the international publishing standards and ethics. Istanbul University Press follows an open access, non-commercial, scholarly publishing.