Transformation of the Public Sphere in Türkiye from the Republic Era to the Present
Discussion of Numerical Data of Female / Male Set Workers in the Field of Turkish Cinema in the Context of Gender Codes
Berceste Gülçin ÖzdemirThe existence of women as employees in the field of cinema has always been one of the important matters of debate in terms of feminist film history and feminist film theories. This debate is a reminder that women are once again made to stay in the background in the public sphere compared to men. Even in the twenty-first century, women’s visibility as employees in the field of cinema remains a questionable issue. This study was carried out to reveal the difference between the number of female set workers and the number of male set workers employed in the Turkish cinema industry. Using qualitative methods, the study presents numerical data from between the years 2013- 2018 in the context of Turkish films that came to theaters in Turkey during this time. The differences between the number of female set workers and male set workers are graphically illustrated in relation to the number of directors, scriptwriters, directors of photography, and producers. This study aims to reveal the visibility of women in the film industry. The numerical data presented in this context aim to relate the concept of social gender to the topic of subjectivity. In a world order where social gender codes are reinforced from a patriarchal perspective, women need to be granted rights in the context of equality of employment opportunities. Both academic studies and women’s activism in the field can increase women’s visibility and pave the way for them to work with men within a framework of equal rights. Therefore, the study will be continued in the following years. Presenting the data and discussing the results of this study in the field will not only raise practical issues in relation to cinematic practice but will also bring to light some of the relevant questions that exist in feminist film theory. In this context, the changes that have characterized Turkish Cinema will be compared to relevant changes in both European Cinema and Hollywood.
Türk Si̇neması Sahasında Kadın / Erkek Set Çalışanlarının Sayısal Veri̇leri̇ni̇n Toplumsal Ci̇nsi̇yet Kodları Bağlamında Tartışılması
Berceste Gülçin ÖzdemirSinema alanında kadınların çalışan olarak varoluşları feminist film tarihi açısından ve feminist film kuramları açısından her zaman tartışılan önemli konulardan birini oluşturmuştur. Bu durum, kadınların kamusal alanda erkeklere göre ikincil planda bırakıldıklarını tekrar hatırlatmaktadır. 21. yüzyılda dahi kadınların sinema alanında çalışan olarak görünürlükleri hala sorgulanabilir bir konu olmaya devam etmektedir. Bu çalışma, Türk sinemasında kadın set çalışanları sayısı ile erkek set çalışanları sayısı arasındaki farkı ortaya koymak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Nitel araştırma yöntemlerinin temel alındığı çalışmada, sayısal veriler 2013-2018 yılları arasında Türkiye’de vizyona girmiş yerli filmler kapsamında ortaya koyulmuştur. Yönetmen, senarist, görüntü yönetmeni ve yapımcı sayıları çerçevesinde kadın set çalışanı ile erkek set çalışanı sayısı arasındaki farklar grafiklendirilmiştir. Çalışmanın amacı, kadınların sinema endüstrisinde görünürlüklerini ortaya koymaktadır. Bu bağlamda sunulan sayısal veriler toplumsal cinsiyet kavramıyla bağlantılı öznellik konusunu tartışmaya açmayı hedeflemektedir. Toplumsal cinsiyet kodlarının ataerkil bakış açısıyla pekiştirildiği dünya düzeninde kadınlara fırsat eşitliği bağlamında haklar sağlanması gerekmektedir. Hem akademide yapılacak çalışmalar hem de sahada meydana gelecek kadın hareketlenmeleri kadınların görünürlüğünü arttırmakla birlikte erkeklerle eşit haklar çerçevesinde çalışabilmelerinin önünü daha çok açacaktır. Bu nedenle, çalışmanın ilerleyen yıllarda da devam etmesi planlanmaktadır. Çalışmanın sahada tartışmaya açılması ve verilerin sunulması sadece sinema alanında pratiğe yönelik konuları gündeme getirmekle kalmayacak, bu konuyla ilgili feminist film teorisinde var olan bazı sorgulamaları da tekrar gün yüzüne çıkaracaktır. Bu bağlamda, gerek Avrupa Sineması gerek Hollywood Sineması’nda bu konuyla ilgili meydana gelen değişiklikler, Türk Sineması’nda meydana gelen değişikliklerle karşılaştırılabilir olma imkanına ulaşacaktır.