Bir eserin müellifi ile mevzuu arasındaki alâkanın tarihçesi, bu tarihçenin bazı ânlarının bilinmesi, eserin okuyucuları için de faydalı olsa gerek. Ziya Gökalp’ten sonra İstanbul üniversitesinde içtimaiyat profesörlüğü yapmış olan merhum hocam M. İzzet, değerini bugün dahi muhafaza eden "İçtimaiyat dersleri" nde İçtimaî ve İktisadî adalete müteveccih bir cemiyet ilmi telâkkisini her vasıta ile telkine çalışırken derslerinde de amelî ahlâk kaidelerine ayrı bir yer ayırmıştı. İçtimaî sigorta ve kooperatifçilik Fikirleri bu kaideler arasında yer almakta idi. 1922 -1930 arasında devam eden Profesörlüğü, içtimaiyat ve ahlâk derslerine devam etmiş olan talebeler üzerinde kuvvetli bir tesir bırakmıştır. 1930 - 1931 seneleri esnasında Pariste bulunduğum zaman ilk işim Fransız İstihlâk Kooperatifleri Birliği namına Çöllüğe de France’da yapılan kooperatifçilik tedrisatına devam etmek ve zamanımızın büyük kooperasyon üstadını dinlemek oldu. İhtiyar Clmrles Gide'in ancak gençlere yaraşır bir heyeacn ile istihlâk kooperatifçiliğinden bahsedişi hâlâ gözlerimin önündedir. 1912-1918 deki istihlak kooperatifçiliği tecrübemizin iflâsı, her Türk’ten çok daha ziyade bu meşhur Fransız âlimini müteessir etmiş ve onu eserimizde işaret olunan bir izaha bile sevk eylemişti. Bu izah denemesi, değerini hâlâ muhafaza etmektedir. İstanbul üniversitesinde 1930 da M. izzetin ölümünden sonra ciddî hiç bir içtimaiyat tedrisatı yapılmamış idi. Nihayet ondan boş kalan yere 1933 -1934 üniversite İslâhatı sıralarında Leipzig üniversitesindeki İçtimaî siyaset derslerinden uzaklaştırılmış bulunan Dr. Gerhard Kessler getirildiği zaman ben Avrupadaki ikinci Üniversite tahsilimi yeni bitirmiş bulunuyordum. Daha yurda avdet etmeden evvel Maarif Vekâletince, henüz şahsını tanımadığım bu ecnebi Profesör ile birlikte çalışmağa memur edilmiştim. Önceleri bir iki sene Edebiyat Fakültesinde, sonraları Hukuk ve İktisat Fakültelerinde devam eden bu birlikte çalışmanın bana düşen kısmı tercüme işine inhisar ediyordu. İşte 1936 dan sonra İktisat Fakültesinin “Sosyoloji -Sosyal Siyaset - Kooperatifçilik - Komün Bilgisi" gibi dörtlü ders zümresinden sosyoloji ve kooperatifçilik derslerinin tercümesi bir müddet tarafımdan yapılmıştır. "İçtimaiyata başlangıç" ve "Kooperatifçilik" isimli tercümeler, bu beraber çalışma devresinin mahsulleri arasında bulunmaktadır. Kooperatifçilik kütüphanemiz için bir yenilik teşkil eden bu ikinci tercümemin, neşrinden bugüne kadarki kooperatifçilik neşriyatı içîn nasıl esaslı bir kaynak teşkil ettiğini, üniversite içi ve dışı çevrelerde kooperasyon kültürünü yaymak için ne kadar değerli bir hizmet ifa eylediğini zikre lüzum görmüyoruz. Biri 1921-1924, biri 1930-1931, diğeri 1934-1942 senelerine ait olan bu üç noktayı — yani Prof. M. İzzet, Prof. Ch. Gide ve Prof. G. Kessler ile yukarıda anlatılan şekildeki alâkadarlıkları — burada belirtmekten maksadım, tatbiki iktisat sosyolojisinin mühim meselelerinden olan kooperatizm ile müellifin alâkası hakkında okuyucuya bir fikir vermektir. Eser, ilhamını değerli Türk içtimaiyatçısı Prof. M. İzzet'den, İktisadî mantığını Prof. Ch. Gide'den ve ihtiva ettiği bazı teknik bilgileri Prof. G. Kessler'den almaktadır. İlk iki üstadın adını rahmetle, üçüncüsününkini de minnet ile burada yâd etmek benim için bir vazifedir. Son senelerde hayli zenginleşmiş olan kooperatifçilik edebiyatımıza bu eserin bir yenilik getirip getirmediğine hükmetmek okuyucu zümresine aittir. Bu neviden bir hüküm verecek olanların hukuk ve iktisat sosyolojilerine ait bir TATBİKİ İÇTİMAİYAT denemesi karşısında bulunduklarını düşünmeleri lüzumuna bilhassa işaret etmek isteriz. İhtisas erbabının, eserdeki eksiklikleri göstermeleri, müellifi minnetdar bırakacak ve muhtemel bir ikinci basılışında bu tenkitlerden faydalanmaklığımıza yardım edecektir. Eserin tertibine daha ziyade öğreticilik prensipi hâkim olmuştur. Bu maksadla eserin sonuna her mesele ile alâkalı, talebeyi Türk kooperatifçiliği sahasında şahsi ve zatî çalışmalara sevkedecek türkçe birer bibliyografya konmuş bulunuyor. Eser, zamanımızın artık Türkiyemizde de beliren İçtimaî mesele'1 si ve "Sosyal sınıflar, tabakalar muvazenesi" bakımından serpilmesi çok zaruri olan, fakat istenen amelî muvaffakiyetleri maalesef elde edemeyen Türk kooperatifçiliğine küçük bir hizmet ifa ederse müellifi kendisini tatbikî ve amelî Türk sosyolojisi namına bahtiyar sayacaktır. |