Symposium on Orphans and Abandoned Children Proceedings
Representation of Children and Orphans in Cinema and Responsibilities of Cinema
İhsan KabilIn Turkish and world cinema, films centred on the child have historically appeared. Some have been productions that genuinely observe the world through the eyes of the child. Others have preferred to deal with the world through the eyes of adults to draw the world of children. The fact that films about children are actually shot by considering the child’s mental and emotional world, taking into account their intuitions, and exhibiting a pedagogical and psychological approach has gained importance both in terms of being on a more constructive ground in mental education of children and that the phenomenon we call children’s cinema conforms to its definition. When we say children’s films, from the era of silent cinema to the present day, many films have been produced in different genres, either centred on the child or depicting the child as a side character. Productions in the commercial cinema circle, which draw the child in a typology that is not very productive in a bourgeois family structure within a certain consumption chain and which do not contribute much to the child’s mental development, have been reflected on the screen. In cases where the child is not in a family, the portrayal of the child as an orphan or abandoned child is more often examined sociologically, sometimes with a socially realistic narrative. Studying the productions centred on the child in world cinema would be a very long list. Therefore, it may be more reasonable to try to proceed by making a selection from time to time.
Sinemada Çocuk ve Yetim Temsili ve Sinemaya Düşen Sorumluluklar
İhsan KabilTürk ve dünya sinemasında çocuğu merkeze alan filmler tarihi süreç içinde yer almış, kimi gerçekten çocuğun gözlerinden bakan yapımlar olmuş, kimiyse yetişkinlerin gözünden dünyayı ele almayı, çocukların dünyasını çizmeyi tercih etmişlerdir. Çocuk filmlerinin aslında çocuğun ruh ve duygu dünyasını gözeterek, sezgilerini dikkate alarak, pedagojik ve psikolojik bir yaklaşım sergilenerek çekilmesi, hem çocuklarının ruh eğitimi bakımından daha yapıcı bir zeminde olması hem de çocuk sineması dediğimiz olgunun kendi tanımına uyması açısından önem kesbetmiştir. Çocuk filmleri dediğimizde, ta sessiz sinema çağından günümüze değişik türlerde, ya çocuğu merkeze alan veya çocuğun yan karakter olarak tasvir edildiği birçok film çekilmiştir. Ticari sinema dairesinde yer alan, belli bir tüketim zinciri dahilinde çocuğu daha çok burjuva aile yapısı içinde pek de üretken olmayan bir tipolojide çizen, çocuğun ruh gelişimine pek de katkı sağlamayan yapımlar çokça beyaz perdeye yansımıştır. Çocuğun bir aile içinde olmadığı durumlarda, yetim, öksüz veya kimsesiz bir şekilde tasvir edilmesi, daha çok sosyolojik olarak irdelenen, kimi zaman sosyal gerçekçi bir anlatımla karşımıza çıkmaktadır. Dünya sinemasında çocuğu merkeze alan yapımlara bakmaya çalışsak, bunun çok uzun bir liste olarak belireceği aşikardır. Belki arada bir seçme yaparak ilerlemeye çalışmak daha makul olabilir.