SECTIONAL MANDIBULAR COMPLETE DENTURE FOR A TOTAL MAXILLECTOMY PATIENT WITH TRISMUS: A CLINICAL REPORT
This report presents the case of a 60-year-old male patient with trismus induced by radiotherapy and fabrication of a sectional mandibular complete denture to allow the insertion of the denture into the mouth. A mandibular sectional denture was designed in two pieces with a locking mechanism by using mini anchor and ball abutment housing with cap. Patients who have undergone maxillectomy often have constricted mouth openings, as a result of surgical intervention and radiotherapy, and complain of an inability to insert or remove dentures. A new approach is vital for sectional dentures because existing sectional denture fabrication techniques cannot meet the ongoing needs of trismus patients. The mini anchor system with ball abutment housing has better mechanical retention in acrylic resin and can provide favorable stabilization during masticatory function; thus, additional framework is not required for assisting in stabilization and retention
Trismuslu Total Maksillektomi Hastasının Mandibular Parçalı Tam Protez ile Tedavisi: Olgu Bildirisi
Bu olgu bildirisinde, radyoterapiye bağlı trismus şikayeti bulunan 60 yaşındaki erkek hastada ağız açıklığındaki kısıtlılık nedeniyle yapılan parçalı mandibular tam protezin üretim aşamaları sunulmuştur. Parçalı mandibular tam protez, mini ankerler ile implant üstü protezlerde kullanılan top başlı tutucu sistemlerin plastik tutucu parçasına sahip metal yuvalar arasında kilit mekanizması oluşturularak iki parça halinde tasarlanmıştır. Maksillektomi geçirmiş hastalarda genellikle cerrahi girişimlere ya da radyoterapiye bağlı ağız kısıtlılıkları görülür. Bu durum, hareketli protezlerin hasta tarafından takılıp çıkartılmasını zorlaştırır. Trismus hastalarında yeni bir parçalı protez üretim yaklaşımı belirlenmesi önemlidir. Çünkü mevcut parçalı protez üretim teknikleri bu hastaların ihtiyaçlarını karşılayamamaktadır. Implant üstü protezlerde kullanılan top başlı tutucu sistemlerin plastik tutucu parçasına sahip metal yuvalar ile mini anker sistemlerin akrilik reçine içerisindeki mekanik tutuculuğu, çiğneme fonksiyonu esnasında kabul edilebilir bir stabilizasyon sağlar. Bu yaklaşım parçalı protezlerde stabilizasyon ve retansiyon için kullanılan ilave altyapı ihtiyacını ortadan kaldırır.