A NOVEL OF QUEST OVERSHADOWED BY LOVE: ŞANZELİZE DÜĞÜN SALONU
Mehmet Bakır ŞengülMan is surrounded/ besieged, broadly speaking, by moral values of the society he lives in but in the strict sense by his close circle and his family values. However, he gains an identity through his own efforts of quest. These efforts of search for an identity, usually overlap with the values of his social circle but they sometimes do not and turn to a completely opposite direction. One of the phenomena that people who are in need of the search for identity encounter is Sufism. Sufism, is one of the subjects that has always keeps its position in the history of Islamic philosophy. It promises a mental tranquillity towards the individual during the pursuit of self. Besides, Sufism aims to turn its followers’ lives into a focus of some set of values by surrounding them with life styles which have their own forms. In addition, Islamic mysticism and ‘dergah’ life, possessing a thousand-year-old tradition in Islamic societies with different names and perceptions also become a subject of literature. Şanzelize Düğün Salonu (2015) is a novel about people who belong to a dervish convent in Istanbul. It narrates the story of a character receiving the values of mysticism from his ‘sheikh’ father and his fallacies meeting the outer space. The hero of the novel, who is endowed with traditional dervish culture, begins to question both his tradition and his past owing to modern life in the outer world. In this study, the elements and the stages of identity construction of the character, who has initially been destroyed but then cured psychologically by love, in Şanzelize Düğün Salonu will be analysed with an analytical approach.
AŞKIN GÖLGESİNDE BİR ARAYIŞ ROMANI: ŞANZELİZE DÜĞÜN SALONU
Mehmet Bakır Şengülİnsan, geniş anlamda içinde bulunduğu toplumun, dar anlamda ise yakın çevresinin, ailesinin sahip olduğu değer yargılarıyla kuşanır/ kuşatılır. Yine de kendi arayışlarıyla bir kimlik kazanır. Arayışları, ait olduğu değerlerle örtüşen bir çizgide olabildiği gibi tam karşıt bir yerde de olabilmektedir. Arayış içinde olan bireylerin yollarının kesiştiği bir olgu da tasavvuftur. Tasavvuf, İslam düşünce tarihinde daima kendisine yer bulabilmiş konulardandır. Bireyin arayışlarında bireye içsel huzuru vadeder. Müntesiplerinin hayatını kendine ait formları olan bir yaşam biçimiyle kuşatarak onları belli değerler odağında dönüştürmeyi amaçlar. İslam toplumlarında farklı adlar ve anlayışlarla bin yılı aşkın bir geleneğe sahip olan tasavvuf ve dergâh yaşamı, edebiyata da konu olmuştur. Şanzelize Düğün Salonu (2015), İstanbul’daki bir dergâha mensup kişiyi/ kişileri odağa alan bir romandır. Roman, tasavvuf terbiyesini birinci kişiden, şeyh babasından, alan roman kahramanının dış dünyaya açılmasıyla yaşadığı bocalamaları anlatmaktadır. Geleneksel dergâh kültürünü alan kahraman, dış dünyadaki ‘modern yaşam’ yüzünden/ sayesinde kendini, geçmişini ve içinden geldiği geleneği sorgulamaya başlar. Bu çalışmada, Şanzelize Düğün Salonu romanında ‘aşkın’ önce yok ettiği ve sonra yeniden var ettiği bir bireyin kimlik inşasının yaslandığı yapı taşları ve aşamaları analitik bir yaklaşımla tahlil edilecektir.