Disaster diplomacy has emerged as a critical motivator for governments seeking to establish a positive agenda in the aftermath of crises. It compels us to ask how political preferences can shift after such disasters. As a case study, Greek-Turkish relations in the Eastern Mediterranean are evaluated in this study to understand the probable impacts of disaster diplomacy. After a year of high tension in the Eastern Mediterranean, the Greek and Turkish navies came to the edge of a hot conflict. On the 6th of February, 2023 an earthquake in south-eastern Türkiye created a humanitarian tragedy, and Greece’s solidarity with the Turkish people after the earthquakes, before any other disagreements in the Eastern Mediterranean, raised a question about the probability of another rapprochement between Greece and Türkiye as it happened after the 1999 earthquakes. This study aims to answer the following question: What are disaster diplomacy’s limits and prospects for overcoming expanding and multi-layered problems in the Eastern Mediterranean? The influence of leaders and the media on shaping public opinion and its relationship with changes in foreign policy priorities were examined in two separate cases from 1999 and 2023.
Afet diplomasisi, krizlerin ardından olumlu bir gündem oluşturmaya çalışan hükümetler için önemli bir menevra alanı sunmakta ve ilişkileri daha olumlu bir yola sokmak için fırsatlar sunmaktadır. Öte yandan, siyasi tercihlerin nasıl ve ne ölçüde değişebileceğini sorgulamamız için de pek çok sebep bulunmaktadır. Bu çalışmada, Doğu Akdeniz'deki Türk-Yunan ilişkilerine afet diplomasisinin olası etkileri ele alınmaktadır. Doğu Akdeniz'de 2019 sonrası giderek yükselen gerilimlerle dolu bir süreç yaşanmış ve Yunan ve Türk donanmaları sıcak bir çatışmanın eşiğine gelmişken, 6 Şubat 2023’te Türkiye'de meydana gelen büyük depremler sonrası oluşan insani trajedi sonrası Türk Yunan ilişkilerinde söylem dönüşümü olmuştur. Bu süreçte Yunanistan’ın Türk halkıyla dayanışması, çok daha önce de gerçekleşen ve yine çatışmalı bir sürecin sonunda 1999 depremleri ardından yaşanan süreci akıllara getirdi. Son yaşanan depremler sonrası daha önce olduğu gibi Yunanistan ve Türkiye arasında bir yakınlaşma sürecinin ne ölçüde gerçekçi olduğu önemli bir soru olarak gündeme geldi. Bu çalışma, Doğu Akdeniz'deki genişleyen ve çok katmanlı bir hâl alan sorunların üstesinden gelmek için afet diplomasisinin sınırlarını sorgulamayı ve beklentilerin özelliklerini ele almayı amaçlamaktadır. Liderlerin ve medyanın kamuoyunun şekillenmesindeki etkisi ve dış politika önceliklerindeki değişimlerle ilişkisi, 1999 ve 2023 yıllarında iki ayrı vaka örneği üzerinden incelenmiştir.