THE EARLY TRANSLATIONS OF J.J. ROUSSEAU’S SOCIAL CONTRACT INTO OTTOMAN TURKISH
Rukiye Akkaya KiaFrom the Tanzimat era to the establishment of the Turkish Republic, reading and translating the works of French Enlightenment philosophers, especially those of Jean-Jacques Rousseau, had been a practice passed down from one generation to another. However, even before the Tanzimat era, several studies had already referred to the works of Rousseau, who was called an atheist and whose ideas paved the way for the French Revolution in 1789. The extant samples, which provide insights into the first translation of Rousseau’s Social Contract, include a few pages of an article published in a journal named Ictihad in 1911, an unfinished translation of “Book I” published in Paris in 1904, and other translations published in Istanbul in 1911. Considering the translations of Rousseau’s works during the period from the Young Ottomans to the Young Turks, we distinguish the clear disproportion between the translation of his political works and the Ottoman intelligentsia’s admiration for him.
J.J. ROUSSEAU’NUN SOSYAL SÖZLEŞME ESERİNİN OSMANLI TÜRKÇESİNE İLK TERCÜMELERİ
Rukiye Akkaya KiaTanzimat’tan Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna değin, Fransız aydınlanmasını ve özellikle J.J. Rousseau’nun çalışmalarını okumak, Osmanlı Türkçesine çevirmek nesilden nesile geçmiştir. Gerçi Tanzimat ilan edilmeden önce de 1789 Fransız büyük devriminin hazırlayıcısı bir ateist olarak anılan J.J. Rousseau’nun eserlerine ve düşüncelerine atıfların olduğu bazı çalışmalar vardır. Sosyal Sözleşme’nin, Osmanlı Türkçesine ilk tercümeleri üzerine bir fikir verebilecek olan elimizdeki örnekler; 1911’de İçtihad dergisinde yayımlanan birkaç sayfalık metin, 1904’te Paris’te yayımlanan eksik kalmış I. Kitap tercümesi ve nihayet 1911’de İstanbul’da tam metin olarak yayımlanan tercümelerdir. Genç Osmanlılardan Jöntürkler’e evrilen sürede yayımlanan bu çalışmalar değerlendirildiğinde; J.J. Rousseau’nun siyasi metinlerinin tercümeleri ile Osmanlı aydınlarının kendisine duyduğu hayranlık arasında açık bir orantısızlık olduğunu söyleyebiliriz.