This article provides a comprehensive examination of the historical evolution and interdisciplinary expansion of Turkish Studies in China. Türkiye’s strategic importance in the Belt and Road Initiative (BRI) has significantly intensified Chinese academic interest, contributing to the emergence of Turkish Studies as a dynamic and evolving field. This study analyzes five core areas of development—Turkish language education, research centers, book and journal publications, graduate theses, and translation work—offering a structured evaluation of academic progress from 1949 to 2024. Originally limited to language and historical topics, Turkish Studies in China have increasingly incorporated disciplines such as political science, economics, cultural studies, and international relations. In particular, the post-2013 period has witnessed notable growth in scholarly output, institutional infrastructure, and student engagement, underscoring the field’s maturation and sustainability. By situating academic trends within the broader trajectory of Sino-Turkish relations, this article illustrates how scholarly production mirrors diplomatic, cultural, and geopolitical shifts. Furthermore, the findings demonstrate the central role of knowledge production and academic collaboration in fostering cross-cultural understanding and strategic partnerships between China and Türkiye. This study contributes to ongoing discussions on area studies in non-Western contexts and highlights the unique path of Turkish Studies in contemporary Chinese academia.
Bu makale, Çin’deki Türkiye çalışmalarının tarihsel gelişimini, kurumsallaşma sürecini ve disiplinler arası açılımını kapsamlı bir şekilde incelemektedir. Çin ile Türkiye arasındaki etkileşimler, antik İpek Yolu’na dayanan kültürel ve ekonomik ilişkilerle şekillenmiş; iki ülke 20. yüzyılda benzer modernleşme süreçlerinden geçmiş, fakat akademik düzeydeki ilişkiler uzun süre sınırlı kalmıştır. 1971 yılında diplomatik ilişkilerin kurulması ve ardından 2013’te Türkiye’nin Kuşak ve Yol Girişimi’nde stratejik ortak olarak öne çıkması, Çin akademisinde Türkiye’ye yönelik ilgiyi belirgin şekilde artırmıştır. Bu doğrultuda makale, Türkiye çalışmalarının Çin’deki gelişimini beş temel eksende analiz etmektedir: Türk dili eğitimi, araştırma merkezlerinin kuruluşu, akademik yayınlar, lisansüstü tez çalışmaları ve çeviri faaliyetleri. 1949’dan 2024’e kadar uzanan dönemsel değerlendirme, alanın yalnızca dil ve tarih araştırmalarına dayalı bir çerçeveden çıkıp siyaset, ekonomi, uluslararası ilişkiler, kültürel çalışmalar gibi çokboyutlu bir yapıya dönüştüğünü göstermektedir. Özellikle son on yılda yayın sayısındaki hızlı artış, araştırma merkezlerinin çeşitlenmesi ve disiplinler arası yaklaşımların benimsenmesi, Türkiye çalışmalarının Çin’de olgunlaşan bir alan haline geldiğini ortaya koymaktadır. Bu çalışma, Çin-Türkiye ilişkilerinin akademik düzlemde nasıl yankı bulduğunu ve bu bağlamda alan çalışmalarının Çin’deki dönüşümünü yansıtmaktadır.