A New Milestone for Turkey’s Enhancing International Economic Partnerships: The Turkey-Japan New Generation Free Trade Agreement
The Turkish government’s “open trade policy” to negotiate and conclude bilateral and multilateral economic partnership agreements (EPAs) or free trade agreements (FTAs) with various states across the world have become particularly salient since 2013. Since then, against the backdrop of a global protectionist wave, Turkey has significantly intensified its efforts to conclude “new generation FTAs.” The ongoing FTA negotiations with the Japanese government - active since 2014 - are one of the outcomes of those efforts. In this paper, the general characteristics of new generation FTAs and their significance in the context of the global protectionist currents will be tackled. Subsequently, advances in economic relations between Turkey and Japan will be examined in comparison with Turkey’s previous new generation FTAs with Korea and Singapore and assessed in the context of Turkey’s active and open trade policy of enhancing international EPAs and its priorities for leaving a considerable maneuver space for implementing its national economic policies.
Türkiye’nin Gelişmekte Olan Uluslararası Ekonomik Ortaklıklarında Yeni Bir Kilometre Taşı: Türkiye-Japonya Yeni Nesil Serbest Ticaret Anlaşması
Türk hükümetinin dünyanın farklı bölgelerindeki çeşitli devletlerle ikili veya çok taraflı ekonomik ortaklık (EOA) veya serbest ticaret anlaşmalarına (STA) girmeye yönelik “açık ticaret politikası” bilhassa 2013’ten sonra belirgin hale gelmiştir. Küresel korumacılık dalgasına rağmen, Türkiye, 2013’ten bu yana “yeni nesil STA’lar” imzalamaya yönelik çabalarını kaydadeğer ölçüde arttırmıştır. Japonya ile 2014’ten beri süren STA müzakereleri de bu çabaların bir ürünüdür. Bu makelede, yeni nesil STA’ların genel karakteristiği ve küresel korumacılık dalgaları bağlamında önemi ele alınacaktır. Ardından, Türkiye ve Japonya arasındaki ekonomik ilişkilerde yaşanan ilerlemeler, Türkiye’nin daha önce Kore ve Singapur ile yaptığı yeni nesil STA’lar ile mukayese edilerek ve Türkiye’nin uluslararası EOA’larını arttırmak için yürüttüğü aktif ve açık ticaret politikası bağlamında değerlendirilecektir. Türkiye’nin kendi ulusal ekonomik politikalarını uygulamak için belli bir hareket alanı muhafaza etmeye yönelik öncelikleri de bu değerlendirmede göz önünde tutulacaktır.