Investor-Citizenship Concept in Comparative Law and Turkish Law: Ius Pecuniae
Alper Çağrı YılmazRecently, many states have started to develop programs that facilitate the citizenship applications of wealthy individuals investing in their adopted countries. In comparative law, some states entitle the investors to reside in the country, and the acquisition of citizenship comes after the usual requirements for residency and other conditions are met. On the other hand, in some of the other state and administration practices, investors are allowed to acquire citizenship directly, without going through the normal naturalization procedures. The main criticism of the doctrine toward investor citizenship concept is the lack of a genuine link, based on the notion of the Nottebohm case of the International Court of Justice, between the individual and the state and society. The regulation enabling foreign investors to acquire Turkish citizenship has recently been approved in Turkish law, by means of the sub-paragraph (b) added to the first paragraph of Article 12 of the Turkish Citizenship Act No. 5901. The main point of criticism in the doctrine is also valid for Turkish law, in terms of certain types of investment, which are enshrined in the aforementioned Act.
Mukayeseli Hukukta ve Türk Hukukunda Yatırımcı Vatandaşlık Olgusu: Ius Pecuniae
Alper Çağrı YılmazGünümüzde pek çok devlet, ülkelerinde yatırım yapan varlıklı bireylerin, o devletin vatandaşlığını kolaylaştırılmış biçimde kazanmasına imkân tanıyan bazı programlar geliştirmektedir. Mukayeseli hukukta bazı devletlerin hukuk nizamlarında yatırımcılara, öncelikle ilgili ülkede ikamet etme hakkı verilmekte, vatandaşlığın iktisabı ise söz konusu ikamet şartı ve öngörülen diğer şartların karşılanmasından sonra gündeme gelmektedir. Buna karşılık başka bazı devlet ve yönetim uygulamalarında ise ikamet ve diğer şartlar aranmaksızın, yatırımcıların doğrudan vatandaşlık kazanabilmelerine imkân tanınmaktadır. Yatırımcı vatandaşlık olgusuna ilişkin doktrindeki eleştiri noktasını, temeli Uluslararası Adalet Divanının Nottebohm kararına dayanan, birey ile devlet ve toplum arasında gerçek bir bağ kurulamaması oluşturmaktadır. Türk hukukunda yabancı yatırımcıların Türk vatandaşlığını kazanmalarına imkân sağlayan düzenleme, yakın zamanda, 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 12. maddesinin birinci fıkrasına eklenen (b) bendiyle kabul edilmiştir. Doktrindeki temel eleştiri, Türk hukukunda söz konusu düzenlemeyle uygulamaya konan bazı yatırım türleri bakımından da geçerlilik arz etmektedir.