2. Uluslararası Prof. Dr. Fuat Sezgin İslâm Bilim Tarihi Sempozyumu Bildiriler Kitabı
Sosyolojik Bilim Tarihi Yazımı Üzerinden İslam Bilim Tarihi Yazımı Teklifi
Nihal Özdemir1931 yılında Boris Hessen’le başlayan, 1935 yılında Robert Merton’la devam eden ve 1941 yılında Edgar Zilsel ile tamamlanan sosyolojik bilim tarihi yazımı teklifi, bilimi içinde geliştiği toplumun dinî, siyasî, ekonomik ve kültürel parametrelerinden ayrı bir olgu olarak incelememektir. Pozitivist yaklaşımlar şimdiye kadar bilimi tüm toplumsal ve kültürel parametrelerinden soyutlayarak incelemiş ve böyle bir bilim tarihi yazım geleneği şekillendirmişlerdir. Bugün hâlâ bilimi içinde geliştiği coğrafyadan ve toplumdan çekerek adeta matematiksel bir uzamda inceleme çabalarına uygun bilim tarihi yazımı devam etmektedir. Bu bakış açısına uygun yazım örneklerinde, bilim üreten toplumların coğrafî şartlarının, inancının, geleneklerinin, ekonomik durumunun, yönetim şeklinin sanki bu toplum içine doğmuş ve bu şartlarda yetişmiş bilim insanına hiçbir etkisi olmadığı varsayılmaktadır. Oysa Boris Hessen, yeni bilimin yasalarını ortaya koyan Newton’un Principia’sında dönemin İngiltere’sinin ekonomik ihtiyaçlarının cevapları olduğunu ortaya koydu. Robert Merton, İngiliz püritenliğinin her şeyin insanlığın yararına olma değerinin yeni bilimin en temel amacı olduğunu iddia etti. Edgar Zilsel ise toplumsal sınıf farklılığının ortadan kalktığı dönemlere denk gelen yeni bilimin öncülerinin, yani zanaatkârlar ve bilim insanlarının buluşabilmesinin bu sosyolojik olgunun bir değişimi neticesinde gerçekleştiğini savundu. Her biri sosyolojik bilim tarihi yazımının önemli kilometre taşları olan bu isimler sadece bunlarla da sınırlı kalmıyor. Artık yeni sosyolojik bilim tarihi yazımı anlayışına uygun olarak yazılan eserlerin sayısı pozitivist bakış açısını zayıflatmış gibi görünmektedir. Yeni eserler, bilimin insanî bir etkinlik olduğunu ve insana dair olan tüm bağlantıları ile ele alınması gerektiğini kabul eden bir yaklaşımla kaleme alınmaktadır. Bu tebliğ şu soruları irdelemeyi hedeflemektedir: Hem yöntem hem de konumlandırma ve dönemlendirme açısından hâlihazırda çözmesi gereken sorunları olan İslam bilim tarihi yazımını da sosyolojik bilim tarihi yazımı ile inceleyerek katkıda bulunabilir miyiz? Bu bakış açısı ile yazılan eserlerin üretimini artırabilir miyiz?
A Proposal for the Historiography of Science in Islam through Sociological Historiography of Science
Nihal ÖzdemirThe proposal of the sociological historiography of science, which started with Boris Hessen in 1931, continued with Robert Merton in 1935, and was completed with Edgar Zilsel in 1941, is not to examine science as a separate phenomenon from the religious, political, economic, and cultural parameters of the society in which it developed. Positivist approaches have examined science by abstracting it from its social and cultural parameters. The approaches to the history of science have been shaped accordingly. Today, the tradition of writing as if it were in a mathematical space, independent of the geography and society it developed, still continues. In the examples written in accordance with this point of view, it is assumed that the geographical conditions, beliefs, traditions, economic situation, and management style of the societies that produce science have no effect on the scientists born in this society raised under these conditions. Whereas, Boris Hessen revealed that Newton’s Principia was a response to the economic needs of England at that time, Robert Merton claimed that the English Puritan tenet that everything should be for the benefit of mankind was the most fundamental aim of the new science. Edgar Zilsel, on the other hand, argued that with the disappearance of social class differences, the pioneers of the new science, namely artisans and scientists, could meet. In other words, according to Zilsel, the change of this sociological phenomenon affected science. Each of these names is an essential milestone in the historiography of sociological science. Now, the works written in accordance with the new sociological historiography of science appear to have weakened the positivist perspective. New works are written with an approach that accepts that science is a human activity and should be studied together with everything related to human beings. This paper aims to ask the following questions: Can we rewrite the history of Islamic science with sociological historiography of science, both in terms of method and periodization? Can we increase the number of works written with this point of view?