İler ülkenin, mevcudiyeti ile övündüğü müesseseleri vardır. Bizim de övünebileceğimiz müesseselerimiz vardır. Zaten. Türkler, teşkilât ve müessese kuruculukları ile ün salınışlardır. Türklerin bu özelliğini en iyi gösterdikleri devir ise. Osmanlı Devleti zaman olmuştur. Osmanlı Devleti hakikaten teşkilât ve müessese yönünden dünyanın en zengin devletlerinden biri olmuştur. Nitekim bu teşkilatçılığı ve müesseseleriyle Osmanlı Devleti, varlığını en uzun süre (6 asır) devam ettiren devletlerden biri olmakla da ün kazanmıştır. Osmanlı Devleti’nin uzun ömürlü teşkilâtlarının başında da ilmiye teşkilâtı gelmektedir. Türklerin. ilim ve eğitim dünyalarını gösteren bu ilmiye teşkilâtının en önemli unsurunu ise Medreseler teşkil etmiştir. Bu Medreselerin içinde, kurulduğu günden beri, varlığını muhafaza ederek ve fonksiyonunu aralıksız devam ettirenlerin başında Fatih Medreseleri gelmektedir. İstanbul'un fethinden sonra, yani kurulduğu 1453 yılından bu yana mevcudiyetini devam ettiren bu Medrese hem İstanbul ve Türkiye’nin hem de dünyanın en eski Medreselerinden, yani Üniversitelerinden biri unvanına da sahiptir. İçinde yetişmekten ve bugün sinesinde hocalık yapmaktan gurur ve mutluluk duyduğum İstanbul Üniversitesinin temelini, yani başlangıcını teşkil eden Fatih Medresesi, bugün Türkiye'nin en eski Yüksek Öğretim müessesesi olarak varlığını devam ettirmektedir. İşte, dünyanın en uzun ömürlü Yüksek Tahsil müesseselerinden biri olan Fatih Medresesinin, yani İstanbul Üniversitesinin, tarihçesini bu küçük araştırmada vermeğe çalıştık. 1453’den bu yana geçirdiği reformlar, ders programlan, eğitim şekilleri, eğitim konuları, öğretim üyeleri ile öğrencilerin ne gibi şartlarda yaşadıktan ve çalıştıktan. Nihayet, öğretim üyeleri ile öğrenciler arasındaki münasebetleri bu kısa araştırmada incelemeye çalıştık. Ayrıca, bu uzun ömürlü eğitim müessesesinin geçirdiği malî ve manevi krizleri, eğitim sistemlerindeki aksaklıkları ve bunlara tesir eden faktörleri dile getirmeye çalıştık. Bu vesileyle İstanbul Üniversitesinin hem Medrese hem Darülfünun ve hem de modern üniversite dönemlerinin birer karşılaştırmalarını yaptık. Ders programlarını, öğretim üyeleri ile öğrencilerin durumlarını inceledik, sonuçlar çıkardık. Ümit ediyoruz ki. Bu sonuçlar, bugünün kıymetli üniversite idarecilerine bazı ışıklar tutacaktır. |