Değerli hocam Prof. Dr. İlhan Postacıoğlu’nun Fakültemizde yaptığı hizmetlerin, verdiği derslerin, yetiştirdiği öğrencilerin ne kadar çok olduğu göz önünde tutulursa, bu Armağan gerçekten çok küçük kalacaktır. Ne var ki. Sayın Postacıoğlu kendi isteği ile emekli olup Fakülteden ayrılmış olmasına rağmen, hukuktan kopmadığı, kopamadığı için, bu yöndeki değerli faaliyetlerini gene sürdürmektedir. Hukuktan kopamadığı diyorum, gerçekten de Postacıoğlu ve hukuk mantığı birbirlerinden ayrılamazlar. Çünkü Sayın hocam her sorunu, her konuyu mutlaka hukuk açısından görür ve genellikle de herkesten başka bir çözüm yolu bulur. Sayın Postacıoğlu tartışmayı seven bir bilim adamıdır. Ancak her fırsatla karşındakini sınamak gibi bir hocalık alışkanlığı bulunduğu için, sussanız bile, merakla, gözlerinizin içine bakarak ne düşündüğünüzü anlamaya çalışır. Zaten susmak doğru değildir, hocanın fikrini kabul etmediğiniz anlamına çekileceği için kendisini kızdırmış olursunuz. Bu yüzden öğrenciliğimden beri, tabii Usul ve İcra-İflâs hukuku sınavı dışında, değerli hocamla tartışmaktan kaçınarak, soru yağmuruna tutulmamağa çaba sarf etmişimdir. Sayın Postacıoğlu çok mükemmel Fransızca bildiği için, Fransız edebiyatına da derinlemesine vâkıftı. Le Compte de Lisle'den parçalar okur, ama gene de anlayıp anlamadığınızı sezmek için kuşkuyla yüzünüze bakar. Çok derin bir müzik kültürü olduğu için, sık sık konserlere gider, ama salondaki en küçük ses ya da öksürük hocayı o kadar rahatsız eder ki, hemen «Suss» ikazı ondan gelir! Bütün bunları şu anda hocamı anarken neye düşündüm, neye yazdım bilemiyorum. Otuz yılı aşkın bir süreden beri tanıdığım, çok sevdiğim, çok saydığım Postacıoğlu her şeyde, yediği yemekte, okuduğu kitapta, verdiği derste, yazdığı makalede öylesine erişilemez bir mükemmellik ve eksiksizlik aramıştır ki, en ufak aksaklık onu herkesten fazla rahatsız etmiştir. Bir noktayı daha belirtmeden geçemeyeceğim; Postacıoğlu inanmış, gerçek bir Atatürkçüdür. Hiçbirimiz kendisini imtihan edemezdik ama, büyük Atatürk'ün Galatasaray Lisesinde kendisini imtihan etmesini bir küçük kitapçıkta anlatırken, o erişilmez üslûbu ile, ne duygulu bir kişiliğe sahip olduğunu pek güzel belirtmiştir. |