BÖLÜM


DOI :10.26650/B/SSc5.2024.018.005   IUP :10.26650/B/SSc5.2024.018.005    Tam Metin (PDF)

Arkai̇k Si̇yasal Kamusallıktan Starbucks’a Poli̇ti̇ka, Kahvehaneler ve Kamusal Alan Kavramı Üzeri̇ne Düşünceler

Hüseyin Köse

Kahvehaneler, edebî ve politik kamusallığa ev sahipliği yapmış geleneksel mekânlardır. Bu fiziksel mekânların yüzyıllar boyunca geçirdikleri yapısal ve işlevsel dönüşümü Starbucks ve “üçüncü yer” kavramı odağında okumak, kamusal alanın tarihsel süreçteki yapısal dönüşümü açısından da önemli ipuçları verebilir. Böylesi bir irdeleme, özellikle 17., 18. ve 19. yüzyıllar boyunca değişen ölçeklerde muhalefete, eleştirel düşünceye, bozguncu ve hicvedici akla yataklık etmiş olan bu arkaik uzamların yeni iletişim teknolojilerinin politika dışı alanlar yarattığı, rasyonel kanaatlerin popülizmin ve post-truth’ün gölgesinde yitip gitmeye yüz tuttuğu, dolayısıyla duygu ve inanç dışı etmenlerle şekillenmiş politik bir kamusallığın sivil ve pratik imkânlarından artık kolaylıkla söz edilemediği bir çağdaki görünümünü sabitlemesi bakımından önemlidir. Konu, bir kez kahvehaneler, kamusal alan ve politika ilişkisi biçiminde kurgulanınca, amacımız da ister istemez politik tahayyüle ilişkin hissedilen endişeli düşüncelerin eğlence endüstrisi tarafından yapı bozuma uğratılması etrafında şekillenmiş olmaktadır. Başka bir deyişle, kahvehanenin yapısal ve işlevsel dönüşümünden yola çıkarak, politik idealizmi dışlıyor gibi görünen küresel neoliberal bir dünyada kamusal alan kavramını nasıl konumlandırmalıdır? Dolayısıyla bu yazıda amacımız bu ve benzeri sorulara bugünün egemen düşünsel paradigması içinden anlamlı yanıtlar vermeye çalışmak değil; daha eskiye, Batı Avrupa’da 17. ortalarından başlayarak 18. yüzyılın sonlarında gitgide etkili olmaya başlayan salon, kafe ve kahvehanelerle birlikte, kamu otoritesinin dışında konumlanmış görece sivil nitelikli kamusal yapıların politik ve tarihsel gerçekliğine uzanabilmek. Başka bir deyişle, ilk somut kamusal alan biçimlerinden biri olan kahvehaneleri içerdikleri eleştirel, politik, dönüştürücü ve ilerici potansiyelleriyle birlikte, günümüzün Starbucks ve muadili ticari üçüncü yerlerin küresel tüketimci niteliğiyle ilişkisi bağlamında yeniden düşünmek. 


DOI :10.26650/B/SSc5.2024.018.005   IUP :10.26650/B/SSc5.2024.018.005    Tam Metin (PDF)

From Archaic Political Public to Starbucks; Thoughts on the Concepts of Politics, Coffeehouses and Public Places

Hüseyin Köse

Coffeehouses are traditional places which host literary and political public. Reading the structural and functional transformation of these physical spaces in the context of Starbucks and “third place” can present significant information on the structural transformation of the public space throughout the history. Such a review is crucial, especially in terms of fixing the appearance of these archaic spaces, which had harbored dissent, critical thinking, subversive and satirical reasoning on varying scales throughout the 17th, 18th, and 19th centuries, in an age when new communication technologies created non-political spaces, rational convictions were on the brink of fading away in the shadow of populism and post-truth; therefore, the civil and practical possibilities of a political public shaped by factors other than emotion and belief could no longer be easily mentioned. When the subject is based on the coffeehouses, public spaces, and their relation to politics, our aim for the study is unintentionally centered around the deconstruction of concerned thoughts regarding the political imagination by the entertainment sector. In other words, where to place the concept of public spaces in a neoliberal world seemingly excluding political idealism considering the structural and functional transformation of the coffeehouses? Therefore, our aim in this study is not to give reasonable answers to this and similar questions in today’s dominant intellectual paradigm but rather to start from way before, from 17th century Western Europe and to reach the political and historical reality of the public places situated outside the public authority along with the saloons, cafés, and coffeehouses which were more influential at the end of the 18th century and arguably had more of a civil nature. In other words, the aim of this study is to rethink the critical, political, transformative, and progressive potential of coffeehouses, which are one of the first substantial public places, in the context of their relationship with today’s Starbucks and similar third commercial places with the global consumerist nature.



Referanslar



PAYLAŞ




İstanbul Üniversitesi Yayınları, uluslararası yayıncılık standartları ve etiğine uygun olarak, yüksek kalitede bilimsel dergi ve kitapların yayınlanmasıyla giderek artan bilimsel bilginin yayılmasına katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. İstanbul Üniversitesi Yayınları açık erişimli, ticari olmayan, bilimsel yayıncılığı takip etmektedir.