SURŪRĪ TARAFINDAN TERCÜME EDİLMİŞ SAPARNA HAKKINDA BİR TIP METNİ: TERCEME-İ RİSĀLE-İ BĪḪ-İ ÇĪNĪ
Tarihî Türk dilinin gelişimi çerçevesinde tıp metinleri, ilk kez Eski Uygurcada belgelenmiştir. Bu dönemi takiben tıp metinleri, özellikle Eski Anadolu Türkçesinde yeniden görülmüştür. Daha sonra tıp hakkındaki bu eserlerin sayıları Osmanlı Türkçesinde artış göstermiştir. Eski Anadolu Türkçesinin halefi Osmanlı Türkçesi astronomi, coğrafya, fizik, kimya, ziraat ve tıp gibi çeşitli konularda eserleri ihtiva eder. Bu yazı, XVI. yüzyılın Osmanlı edebî sahasında en önemli şârih ve mütercimlerden biri olan Muṣliḥ al-Dīn Muṣṭāfā Surūrī tarafından tercüme edilmiş Terceme-i Risāle-i Bīḫ-i Çīnī’nin tenkitli neşri temelinde sözcüksel ve bilimsel bir tahlilini yapmayı amaçlamaktadır. Belirlenebildiği kadarıyla Terceme-i Risāle-i Bīḫ-i Çīnī’nin biri İstanbul Köprülü Kütüphanesi’nde ve ikisi de İstanbul Süleymaniye Kütüphanesi’nde olmak üzere üç nüshası bulunmaktadır. Bu makalede, bu eser üç nüshasıyla karşılaştırmalı olarak incelenecektir.
A MEDICAL MANUSCRIPT ON SARSAPARILLA TRANSLATED BY SURŪRĪ: TERCEME-İ RİSĀLE-İ BĪḪ-İ ÇĪNĪ
Within the framework of the development of historical Turkic languages, the medical texts were first documented in the language of Old Uyghur. Following this period, these texts appeared again particularly in Old Anatolian Turkish. The quantity of the works on medicine later increased in Ottoman Turkish. Ottoman Turkish, which is the descendant of Old Anatolian Turkish, included studies on a wide range of subjects such as astronomy, geography, physics, chemistry, agriculture, and medicine. This paper aims to present a lexical and scientific analysis of Terceme-i Risāle-i Bīḫ-i Çīnī (Translation of the treatise on sarsaparilla), based on the critical edition of the manuscript that was translated by Muṣliḥ al-Dīn Muṣṭāfā Surūrī, who was one of the most important commentators and translators of the XVIth century Ottoman literature. As far as it can be determined, there are three copies of Terceme-i Risāle-i Bīḫ-i Çīnī, one of which is in Köprülü Library in Istanbul and the other two are in Süleymaniye Library in Istanbul. This article will make a comparative analysis of these three copies.