Covid-19: Moleküler ve Klinik Yaklaşım
COVID-19 ve Akciğer Ultrasonografisi
Nuri Barış Hasbal, Mustafa Sevinç, Abdülkadir ÜnsalYeni koronavirüs hastalığı (COVID-19), Kasım 2019 tarihinden bu yana yüksek bulaş ve artan ölüm oranları ile insanlığın tedricen en önemli sağlık sorunlarından biri haline gelmiştir. COVID-19 tanısı, ön planda nazofarengeal örneklerden yapılan gerçek zamanlı polimeraz zincir reaksiyonu (RT-PCR) ve toraks bilgisayarlı tomografisi (BT) ile konulmaktadır. Ancak PCR’ın sonuç vermesi belli bir süre gerektirmekte ve BT’nin de transport gereksinimi ve iyonizan radyasyon maruziyeti gibi istenmeyen etkileri bulunmaktadır. Dolayısıyla akciğer ultrasonografisi (AUS), yatak başı yapılabilir ve tekrarlanabilir olması, dinamik takipte kullanılabilmesi ve radyasyon maruziyetinin olmaması gibi nedenlerle ön plana çıkmaya başlamıştır. AUS, hastalığın tüm evrelerinde, acil servislerde tanı-triyaj amacıyla, servis ve yoğun bakım yatışları sırasında takip amacıyla hatta taburculuk kararı alınması sırasında bile kullanılabilir. COVID-19’da en önemli ultrasonografi bulgusu, B çizgileridir. Düzensiz plevral çizgi, noktasal defekt, subplevral konsolidasyon, hava bronkogramı ve ağır vakalarda plevral kayma hareketi bozulması da diğer ultrasonografi bulguları arasındadır. Ancak kimi araştırmacılar, B çizgilerinin aslında bir artefakt olduğunu, tanı ve takipte faydalı olabilmekle birlikte, saptandığında kesin tanı koydurmayacağını hatta tanının gecikmesine neden olabileceğini bildirmektedir. Yine işlemin uygulayıcı bağımlı olması ve bazı akciğer bölgelerinin gösterilebilme olasılığının olmadığını vurgulanmaktadır. Yazımızda güncel literatür bilgileri ışığında AUS’nin genel özelliklerini ve COVID-19’da kullanımını irdelemeye çalıştık.
COVID-19 and Lung Ultrasound
Nuri Barış Hasbal, Mustafa Sevinç, Abdülkadir ÜnsalThe new coronavirus disease (COVID-19) has gradually become one of the most important health problems of humanity since November 2019 with high transmission and increased mortality rates. The diagnosis of COVID-19 is made by real-time polymerase chain reaction (RT-PCR) from nasopharyngeal samples and thorax computed tomography (CT). However, PCR takes a certain time to be resulted. CT needs transport and exposes patients to ionizing radiation. In this context, lung ultrasound (LUS) has begun to come to the forefront due to the fact that it can be made at the bedside, can be used in dynamic follow-up, is reproducible and has no radiation exposure. B-Lines are the most important ultrasonographic findings of the disease. Some authors emphasize that the B lines are actually an artefact and may be useful in the diagnosis and follow-up of COVID-19, but these findings are not specific, and they will not diagnose exactly when detected. They also argued that LUS is probe-dependent and that some lung regions will never be displayed. When all these positive and negative aspects are handled, we tried to examine the general features of LUS and its use in COVID-19 in the light of current literature information in this review.