Moğol tarihine âid Ermeni kaynaklarından, Vardapet Vanagan Gence’li Kiragos, Müverrih Vardan ve Stepanos Orbelyan gibi müelliflerin eserleri meyanında, Akner’li Grigor’un tercümesini sunduğumuz eseri, Moğolların Yakınşark ülkelerine yaptıkları istilâları tarihinde mühim bir boşluğu doldurmaktadır. Okçu Millet'in Tarihi adını taşıyan bu eser, son zamanlara kadar Rahib Mağakya adlı meçhul bir şahsa atfedilmiş ve 1870 senesinde St. Petersburg’da neşrolunan metin ile K. Patkanian’ın Rusça (1871) ve Brosset’nin Fransızca tercümeleri aynı adı altında tab’edilmiştir. Aynı senede (1871) Kudüs’de neşredilen metin ise Müverrih Vardan’a atfedilmiştir. Fakat yapılan son tetkikler neticesinde, Okçu Millet'in Tarihi’nin müellifinin Mağakya ve Vardan değil, Kilikya’nın Akneri-Vank manastırı rahiblerinden Grigor olduğu meydana çıkmış bulunuyor. Okçu Milletin Tarihi adlı eserin müellifinin Mağakya olduğunu ilk defa Çamiçyan söylemiştir. Çamiçyan’m tek nüsha olarak eline geçen bu eserin içinde müellifin Mağakya olduğuna dâir Lir kayid görmüş ve ona istinaden aynı neticeye varmış olduğuna şüphe edilemez. Okça Milletin Tarihi’nin metni üzerinden bilahara Kudüs’de tab’ edilen (1870) eserin hiçbir yerinde Mağakya ismi mevcud olmayıp kolofondaki şu satırlar onun müellifinin Grigor olduğunu açıkça göstermektedir: «Bu tarih, 720 (1271) senesinde, Akantz manastırı reisi şanlı peder İstepanos’un emri ve aynı manastırın hazinedarı Vardan ve bütün rahiblerin rızası üzerine mustarib Grigor tarafından yazıldı”. Bundan maada, aynı zamanda Süryanî Mikael Vekayinamesi’nin Ermenice tercümesinin müstensihi olan Aknerli Grigor, mezkûr kitabın kolofonunda dahi: “Bu kitab, 1273 senesinde, mustarib Grigor’un eliyle yazılmıştır. Biz de bunun kırkdört senelik noksanını Allah’ın iradesi ile yazacağız” ibaresini kaydetmiş bulunuyor. Filvaki’ kolofondaki bu vaad yerine getirilmiş ve Mikael Vekayinamesi’nin hitam bulduğu 1229 30 tarihine, 44 senelik vekayi’i ihtiva eden Okçu Milletin Tarihi takib etmektedir. Müellifin tesbiti meselesi ile tanı bir ehliyetle uğraşmış olan âlim Mıkhitaryan rahiblerinden P. N. Akinian, Mağakya muammasını şu suretle halletmiştir l!: Kudüs Ermeni Patrikliği kütüphanesinde 960 numaralı olup Sokrat'ın Kilise Tarihi’nin hülasasını ve Mikael Kror.ojisi’nı ihtiva eden ve 1602 senesinde istinsah edilmiş bir yazma mevcuttur ki bunun birinci kısmın müstensihi olan Barseğ onu Vardapet Mağakya’nın emri ile yapmış, yazmanın ikinci kısmı ise Mağakya bizzat kendisi yazmıştır. Mağakya’nın aynı yazmaya ilâve ettiği kelofon, isimler ayrı olmak üzere, Okçu Milletin Tarihi’nde'ci kolofonla hemen hemen ayındır. Vardapet Mağakya bir kitab meraklısı idi ve ismi XVII asrın ilk yarısında birçok yerde zikredilmiştir. Ve-nedik’deki Mıkhitaryan kütüphanesinin 781 numaralı yazması bu yazmanın bir kopyası olsa gerektir. Bu yazma Sokrat’ın ve Mikael’in eserlerini ihtiva etmekte olup 1624 senesinde İstanbul'da, rivayete göre Mağakya’nın eli ile yazılmıştır. Patkanian, bunun bir kopyasını Venedik’ten almıştır. Akner’li Grigor’un hâltercümesi bilinmiyor. Yalnız bâzı muhtıralardan ve kendi eserinden çıkarılan malûmata göre onun Akner manastırına mensub bir rahib olduğu anlaşılmaktadır. Doğum tarihine âid bir kayıd görülmemişse de 1335 senesinde takriben 85 yaşında olduğu halde vefat ettiği zannolunur. Grigor, eserinin seyrinden ve bilhassa lisanından anlaşıldığına göre Kilikya’lı olsa gerektir. Okçu Millet'in Torihi'ni tamamiyle Grigor’un eseri saymak mümkün değildir. Zira, Kilikya’dan hiç çıkmamış olan müellif, eseri yazdığı 1273 senesinde henüz 23 yaşında olduğundan, 1228-1273 senelerinde bilhassa şark eyaletlerinde vukubulan hadiseleri müşahidi sıfatiyle yazmasına imkân yoktur. Eserin tetkikinden de anlaşıldığı veçhile, 1228-1265 senelerine âid ilk kısım, şarklı ve «hocamız - diye zikrettiği Vardapet Vanagan'ın bir şagirdinin ağzıyla yazılıdır. Grigor’a mehaz teşkil eden bu zatın şark eyaletlerini ve bilhassa «memleketimiz» diye zikrettiği Ağuvank (Arran) ı çok yakından tanıdığı görülmektedir. Bundan başka, eserde rastlanan şahıs adları ile İdarî, adlî ve askeıî teşkilâta ait Moğolca bâzı kelime ve tâbirlerin nisbeten doğru yazılmış olması, bunların, Mogolları iyi bilen bir şahsın ağzından çıktığını gösterir. Halbuki bu kadar doğru malûmat veren hiçbir Kilikya’lı müellif görülmemiştir. Müellif, eserin sonunda, onun 'hülâsa halinde» olduğunu söylemekle zımnen mufassal bir kaynağın mevcudiyetini ima etmiştir. Akner manastırı Kilikya'nın meşhur ziyaretgâhlarından ve kültür merkezlerinden biri olduğundan, şark eyaletlerinden gelen dinî ve askerî mühim şahsiyetlerin bir uğrak mahalli olmuştur. Ziyaretçilerin bu muhitte zamanın siyasî ve askerî vaziyet ve hareketleri hakkında haspihallerde bulunmuş olmaları tabiidir. Grigor’un eserinde de görüldüğü veçhile, kıral Hetum da mezkûr manastırı ziyaret ederek günlerce kalmış ve tahttan feragat ettikten sonra oraya çekilmiş ve orada ölmüştür. Manastır rahibleri, ziyaretçilerin ve Moğollarla yakın temasta bulunup Karakorum’a kadar seyahat etmiş olan kiralın anlattıkları malûmatı dinledikten maada, âdetleri veçhile kronolojik bir surette kayd ederlerdi. Akner’li Grigor’un «hulâsa halinde» yazdığı kitabın mufassal kaynakları bu kayıdlar teşkil etmiş olsa gerektir. Binaenaleyh, Okçu Millet'in Tari/ıi’nin ilk mühim bir kısmı telif bir eserden ziyade bir kompilasyon addetmek daha doğru olur. Eserin 1265 senesinden sonrasına âid alup müellifin gözü ile gördüğü vakaları teşkil eden son kısım, lisanda görülen farktan da anlaşıldığı gibi, Grigor'un kendi kaleminden çıkmıştır. Tercümemiz, metnin 1870 Kudüs neşri esas tutularak yapılmış ve müellifin ifade ve üslûbu aynen muhafazaya gayret edilmiştir. İtalik harflerle yazılı olan kelimeler metinde de Türkçe olarak yazılmıştır. Haşiyelerde görüleceği veçhile, bâzı vakalar ve isimler, Vardan’ın, Kiragos’un, Hetum (Haython)un ve Orbelyan’ın metinleriyle karşılaştırılmıştır. Ayrıca da eserin İngilizce tercümesini gözönünde bulundurulmuş, şahıs isimleri için de bilhassa F. W. Cleaves’in aynı tercüme vesilesiyle hususî olarak yazmış bulunduğu bir makalesinden8 istifade edilmiştir. |