Polonyalı Simeon'un Seyahatnâmesi 1608 - 1619

DOI :10.26650/AB/AA14.2022.148   
YazarHrand D. Andreasyan

Osmanlı ülkelerinin XVII. asır başlarındaki vaziyetini aydınlatması bakımından ehemmiyetli olan Seyahatnamesiyle ilgi çeken Polonyalı Simeon, aslen Kefe’li bir ermeni ailesine mensub olup takriben 1584 senesinde Polonya'nın Zamotsa (Zamosc) şehrinde doğmuştur. Servet itibariyle mütevazı bir durumda bulunan babasının isteğiyle ilk derecede bir tahsil görmüş olan Simeon, kilise ve ruhanî şahsiyetlerle olan sıkı münâsebeti sayesinde, zamanı ve muhitinin bahş ettiği bilgi sahasında az çok ilerlemiş ve aranılan bir müstensih olmuştur. Yazılarından anlaşıldığı gibi çok dindar bir genç olan Simeon, ruhban sınıfına girmeği heveslenmişse de ancak tıbir (kilise hanendesi) mertebesine kadar çıkmış ve nihayet, 1620 senesinde Lemberg’de evlenerek dünyevî hayâta girmiştir. Dindarlığı ve bilgiye karşı duyduğu şiddetli alâka sebebiyle, Simeon, bin bir meşakkati göze alarak mukaddes mahalleri ziyaret arzûsunu tahakkuk ettirmiş ve çeşitli sıkıntılarla geçen yolculuğu sırasında “hacılar ve seyyahlara faydalı olabilecek” olan eserinin notlarını toplamağa gayret sarf etmiştir. Kudüs’e hacca gitmek gâyesiyle çıktığı seyâhat dolayısıyla İstanbul’a gelince, önüne çıkan her fırsattan istifade ederek, Venedik ve Roma gibi yabancı şehirleri, Anadolu’nun en uzak bölgelerini ve Osmanlı ülkelerinden Mısır, Suriye ve Filistin'i de görebilmiştir.
15 şubat 1608’de, 24 yaşında olduğu halde, Lemberg'den yola çıkan Simeon, 10 eylülde İstanbul’a varmış ve bir sene kadar burada kaldıktan sonra Ege ve Marmara havzasında bir gezinti yapmış, 1611’de, ermeni katolikosunun bir mümessiline refâkat ederek Rumeli yolu ile Venedik ve Roma’ya gitmiş. I612’de deniz yolu ile avdetinde İzmir’e çıkarak 1613’de seyahatini Anadolu’nun içlerinden Muş’a kadar uzatmış ve 1614’de tekrar İstanbul’a gelmiştir. Simeon, nihayet, 15 ağustos 1615’de, seyahatinin asıl hedefine gitmek üzere gemiye binerek Mısır’a
ve oradan da kara yolu ile Kudüs’e vâsıl olmuş ve ahdini yerine getirmiştir. 1616’da oradan ayrılan Simeon, Suriye yolu ile yine Anadolu’ya geçerek 1618 senesinde tekrar İstanbul’a gelmiş ve ayni sene içinde Polonya'ya avdet etmiştir.
İhata ve muhakeme bakımından mütevazı bir vasıf taşıyan Simeon. Seyahatname imde, gördüklerini ve duyduklarını olduğu gibi nakletmiş-dir ki, bu keyfiyet eserin kaynak olarak değerini artırmaktadır. Müellif, dinî hislerini uyandıran ziyaret yerlerinden mâada, uğradığı mahallin topografik, etnik ve İktisadî durumunu belirten basit teferruat vererek, dolayısıyla içtimâi hayatın çerçevesini çizmiştir. Bu bakımdan İstanbul, Tokat, Diyarbakır, Kahire, Kudüs, Halep ve diğer bâzı şehirler hakkında verdiği nisbeten mufassal ma’lûmat dikkate şâyandır.
Müellif, yazmasında kayd etmiş olduğu gibi, eserini 1619 senesinde kaleme almıştır. Binâenaleyh, seyahati esnasında yazdığı notları, avdetinden sonra Lemberg’de tasnif ve tedvin etmiştir. Eserin dili, ermeni edebî ve halk dilinin halitası olup, birçok yerlerde - tercümesinde itâlik olarak aynen verdiğimiz - Türkçe, bâzan da lehçe kelimeler kullanılmıştır.
Simeon’un Seyahatname'si, meşhur ermeni Mekhitarist filolog Per Nerses Akinian tarafından, 1932’de, Lemberg Üniversitesi yazmaları arasında keşf ve 1936’da Viyana Mekhitarist manastırı matbaasında bastırılmıştır.
Adı geçen Üniversitesi kütüphanesinin Ermenice yazma eserleri içinde, 58 numara ile kayıtlı bulunan Seyahatnâme’nin metni, 1925’de ilk defa Fransız armenologlarından Frédéric Macler görmüş fakat layığı ile tetkik etmemiş ve Revue des Etudes Arménienne'de\a\ (t. VII, 1927) bir makalesinde “bir seyahat hikâyesine benzer” kaydı ile zikr etmiştir. Nihayet, P. N. Akinian, eseri yerinde tetkik ettikten sonra, ehemmiyetini taktir ederek, müellifin hayatı ve eseri hakkında yaptığı etraflı bir etüd ile beraber, 1936’da neşretmiştir.
Yazma, 15.3X10 sm ebadında 198 varak (=396 sahife) dan ibaret, temiz yazı ile kırmızı deri ciltli bir defter halinde olup, yazan ve sahip olarak “Polonyah tıbir Simeon" adını taşır.
Seyahatname metnine, müellifin bir otobiyografiyse ile 1622- 1635 seneleri hadiselerinden olup kezâ Simeon’un yazdığı Sultan Osman'ın Lehistan seferi (1622), Abaza Paşa ve Yeniçeri kitâli, Rus-Leh harbi
(1632), Abaza Paşanın Lehistan'a taarruzu. Sultan Murad'ın Lehistan seferi, v.s. gibi ufak vakayinameler de eklenmiştir.
Seyahatname, yukarıda zikr edilen basmasından aynen tercüme edilmiş; ancak fasıllara ayırma hususunda tasarruf olunup, mukayese zemini hazırlamak ve tamamlayıcı malûmat verebilmek için garb müelliflerinin seyahatnamelerinden, ehemmiyetli görülen bâzı parçalar, not ve ek olarak ilâve edilmiştir.
Kitabın hazırlanmasında kıymetli yardımlarını gördüğüm Tarih asistanı Dr. Bekir Kütükoğlu’na burada teşekkürlerimi bildirmekle zevk duyuyorum.

KonularLiterature

BİLGİ


E-ISBN978-605-07-1265-0
YayıncıIstanbul University Press
Yayın Tarihi15.06.1964
Kapak (PDF)
Tam Metin (PDF)

ABONE OL




PAYLAŞ




İstanbul Üniversitesi Yayınları, uluslararası yayıncılık standartları ve etiğine uygun olarak, yüksek kalitede bilimsel dergi ve kitapların yayınlanmasıyla giderek artan bilimsel bilginin yayılmasına katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. İstanbul Üniversitesi Yayınları açık erişimli, ticari olmayan, bilimsel yayıncılığı takip etmektedir.