Tradition of Knowledge in the Mamluk Period – II
Where Maghreb and Mashriq Sufism Meet: Mystical Life in Egypt in the 13th and 14th Centuries
Derya BaşThe beginning of Sufi life in Egypt in the 9th century does not show a different course from the other regions of the Islamic geography. The Sufis in the region were always in close contact with the Sufis of Baghdad. Most of the Sufis operating in Egypt were of the Junaydī line. With the formation of Sufi orders in the 13th century, Egypt became a region that attracted Sufis. In addition to the Egyptian-based tariqats such as the Bedawiyya, Shāzeliyya, and Desūkiyya, in which the influence of Abū Median al-Maghribī is seen in almost all of them, Egypt, where Baghdad-based tariqats such as the Qadiriyya and Rifāiyya were active, was the scene of a colorful Sufi life in these centuries. A significant number of the tariqats operating in Egypt in these centuries were related to each other both by descent and by tariqa. This situation also seems to have created a control mechanism within the tariqats. Although the supervision of the ulema over the tariqas always continued, the favorable attitude of the Ayyubid and Mamluk administrations towards Sufis strengthened the tariqats in Egypt. These rulers, who tended to strengthen the Sunnite structure after the Fatimid period, attached great importance to their relations with Sufis who were a part of Sunnism. Some examples from the menākıbnāmes written during the period are evidence that the Egyptian ulema also established good relations with Sufi greats. This harmony of Sunnite-Ashʿarite scholars and administrators with Sufis marked the religious life in Egypt during these centuries. Although the positive attitude of the ruling class towards Sufis did not change much, in the 15th century this harmony was replaced by the intolerance of the anti Ashʿarite Salafist scholars. The importance Ibn al-ʿArabī attached to the Egyptian poet Ibn al-Fārīz and his poetry attracted followers of Ibn al-ʿArabī to Egypt. Members of the Akbarī school such as Sadr al-Dīn al-Qūnawī, Muayyid al-Dīn al-Jandī, and Abdurrezzāq al-Kashānī came to Egypt and recited Ibn al-Fārīz’s Qasīda al-Ṭāiyya under the tutelage of Sadr al-Dīn al-Qūnawī at the first Saīd al-Suadā khanqah established in Egypt, and each of these commentators later wrote a commentary on this qasīda. This powerful poet of Egyptian Sufism exerted his greatest influence on the followers of Ibn al-ʿArabī.
Mağrib Ve Maşrik Sûfîliğinin Buluştuğu Yer: 13-14. Yüzyıl Misir’ında Tasavvufi Hareketlilik
Derya Baş9. asırda Mısır’da tasavvufi hayatın başlangıcı İslam coğrafyasının diğer bölgelerinden genelde farklı bir seyir göstermez. Zira bölgedeki sûfîler Bağdat sûfîleri ile hep yakın ilişki içinde olmuşlardır. Mısır’da faaliyet gösteren sûfîlerin çoğu Cüneydî çizgidedir. 13. asırda tarikatların teşekkülü ile birlikte Mısır, sûfîleri cezbeden bir bölge hâline gelmiştir. Ebû Medyen el-Mağribî etkisinin hemen hepsinde görüldüğü Mısır menşeli Bedeviyye, Şâzeliyye, Desûkıyye gibi tarikatların yanı sıra Kâdiriyye, Rifâiyye gibi Bağdat merkezli tarikatların faaliyette bulunduğu Mısır 13. ve 14. asırlarda renkli bir tasavvufi hayata sahne olmuştur. Eyyûbî ve Memlüklü yönetimlerinin sûfîlere yönelik olumlu yaklaşımları tarikatları Mısır’da güçlendirmiştir. Bununla birlikte ulemanın sûfîler üzerinde gözetim ve denetimi kendilerine has yöntemlerle devam etmiştir. Fâtımiyye dönemi sonrası Sünnî yapıyı güçlendirme eğiliminde olan yöneticiler Sünnîliğin bir parçası olan tasavvuf ehli ile münasebetlerine büyük önem atfetmişlerdir. Döneme dair yazılan menâkıbnâmelerden kimi örnekler Mısır ulemasının da tasavvuf büyükleri ile iyi ilişkiler tesis ettiklerinin kanıtıdır. Sünnî-Eşʿarî ulema ve idarecilerin sûfîlerle bu uyumu bu asırlarda Mısır’daki dinî hayata damgasını vurmuştur. Yönetici sınıfın sûfîlere pozitif yaklaşımları pek değişmese de 15. asırda bu uyum yerini Eşʿarîlik karşıtı Selefî ulemanın hoşgörüsüzlüğüne bırakmıştır. İbnü’l-Arabî’nin Mısırlı şair İbnü’l-Fârız’a ve şiirlerine verdiği önem İbnü’l-Arabî takipçilerini de Mısır’a cezbetmiştir. Sadreddin el-Konevî, Müeyyidüddin el Cendî ve Abdürrezzâk el-Kâşânî gibi Ekberî ekol mensupları Mısır’a gelmişler ve Saîdü’s-Süedâ Hankahı’nda İbnü’l-Fârız’ın Kasîde-i Tâiyye’sini Sadreddin el-Konevî’nin hocalığı eşliğinde okumuşlar ve daha sonra bu şârihlerin her biri bu kasideye bir şerh yazmışlardır. Mısır tasavvufunun bu güçlü şairi asıl büyük etkisini İbnü’l Arabî takipçilerinde göstermiştir.