Mutfak Üçgeni
Dünyanın tüm dillerinde olgular arasındaki karmaşık karşıtlık sistemleri, hepsinde ortak olan daha basit bir sistemi, yani ünsüz ve ünlü arasındaki karşıtlığı çeşitli yönlerde detaylandırmaktan başka bir şey yapmaz; bu karşıtlık, kapalı ile açık ve tiz ile pes arasındaki çifte karşıtlık yoluyla, bir yanda “ünlü üçgeni”ni: a u i diğer yanda “ünsüz üçgeni”ni meydana getirir: k p t
Bununla birlikte bu tür ayrımlara ilham veren metodolojik ilkenin, diğer alanlara, özellikle de dil ile birlikte gerçekten evrensel bir insan faaliyeti biçimi olarak yeterince vurgulanmamış mutfak alanına da uygulanabileceği görülür […]. Bu faaliyetin (pişirme), köşeleri sırasıyla çiğ, pişmiş ve çürümüş kategorilerine karşılık gelen semantik bir üçgensel alan içinde -dikkate almak istediğimiz belirli kültürlere bağlı olarak çok farklı şekillerde- konumlandırılmış bir sistemi varsaydığı hipotezinden yola çıkacağız. Pişirme açısından çiğin işlenmemiş kutup olduğu, diğer ikisinin ise zıt yönlerde belirgin biçimde işlendiği açıktır: Pişmiş, çiğin kültürel, çürümüş ise doğal dönüşümüdür. O halde temel üçgenin altında, biri işlenmiş ile işlenmemiş, diğeri kültür ile doğa arasında olmak üzere ikili bir karşıtlık yatmaktadır.