The Place of Woman in Siberian Realm Turkish Legends and the Perception of Ancient Turks in This Regard
Gülten Bal, Onur Alp KayabaşıToday, women are still struggling to feel their existence and prove themselves. According to the research conducted in our country and the World, it has been estimated that women are surpassed by men with regard to their status. Nevertheless, when Turkish history, literature and culture are analyzed, the place of women in social life in Old Turks was far above women today. Women, who were spouses, companions of their husbands, and mothers of their children, were seen as prestigious, as the source of life in reference to fertility. In this study, the concept of women in the legends of Yakut (Saha), Tuva, Hakas, Şor and Altay Turks, who used to live in the Siberian Realm, which ran from Ural Mountains to the Pacific Ocean in the modern Russian Federation, was located in the Asian content, where Turkish people emerged and knew their homeland, will be analyzed with the help of examples from the legend contexts.
In the epic texts examined, it is seen that the status of women in the Old Turks is equal to, or even higher than that of men. There is no gender discrimination in the Turks, and women are not exposed to negative discrimination. The fact that Turkish women stood by men in all spheres of life, in terms of their position and status leads us to the conclusion that Old Turkish societies had a highly developed cultural structure when compared to other world peoples who were their contemporaries.
Sibirya Sahası Türk Destanlarında Kadının Yeri ve Bu Bağlamda Eski Türklerin Kadına Bakışı
Gülten Bal, Onur Alp KayabaşıGünümüzde kadın, hâlen varlığını hissettirme ve kendini kanıtlama çabası içerisindedir. Ülkemizde ve dünyada yapılan sosyolojik araştırmalara bakıldığında kadının konumu itibariyle erkeğin çok gerisinde olduğu değerlendirilir. Ancak Türk tarihi, edebiyatı ve kültürü incelendiğinde Eski Türklerde kadının sosyal hayattaki yerinin günümüz kadınlarından çok daha yukarıda olduğu görülür. Eşinin yoldaşı, hayat arkadaşı, çocuklarının anası olan kadın doğurganlığı münasebetiyle hayatın kaynağı durumundaki saygın bir varlık olarak anılır. Bu çalışmada Türklerin ortaya çıktığı ve ana yurdu olarak bilinen Asya kıtasında yer alan; günümüzde Rusya Federasyonu toprakları içerisinde kalan Ural Dağları’ndan Pasifik Okyanusu’na kadar olan alanı kapsayan Sibirya Sahası’nda yaşamış ve hâlen yaşamakta olan halklardan Yakut (Saha), Tuva, Hakas, Şor ve Altay Türklerinin destanlarındaki kadın kavramı destan metinlerinden verilen örnekler aracılığıyla incelenmiştir.
İncelenen destan metinlerinde kadının Eski Türklerdeki statüsünün erkekle eşit olduğu hatta daha üst konumda algılandığı, Türklerde cinsiyet ayrımı bulunmadığı ve kadının negatif ayrımcılığa maruz kalmadığı görülmektedir. Türk kadının bulunduğu konum ve statüsü itibariyle hayatın her alanında erkeğin yanında yer almasının, çağdaşları olan diğer dünya halklarıyla kıyaslandığında Eski Türk toplumlarının son derece gelişmiş bir kültür yapısına sahip oldukları sonucunu doğurmaktadır.