2. Uluslararası Prof. Dr. Fuat Sezgin İslâm Bilim Tarihi Sempozyumu Bildiriler Kitabı
Ebü’l-Kâsım ez-Zehrâvî ile Şerefeddin Sabuncuoğlu’nun Eserlerinin Benzerliği Var mı?
H. Kadircan Keskinbora, Fuat İnceBu çalışmamızda 11. yüzyıl bilginlerinden Endülüslü cerrah Ebü’l-Kâsım ez Zehrâvî’nin et-Tasrîf isimli eseri ile 15. yüzyıl Anadolu bilginlerinden cerrah Şerefeddin Sabuncuoğlu’nun Cerrâhiyye-i (İl)Hâniyye isimli eserinin karşılaştırılarak benzerlikleri bulunup bulunmadığı ortaya konmaya çalışılmaktadır. Modern cerrahinin öncüsü kabul edilen Zehrâvî, Batı’da “Albucasis” ismiyle bilinmektedir. Zehrâvî, eserinde iyi bir cerrahi uygulama için anatomi bilgisinin şart olduğunu ifade etmiştir. Bunların yanında karın bölgesindeki yaralanmalarda düşündüğü cerrahi dikiş teknikleri, vücutta çözünen katgütü kullanması ve katarakt cerrahisini tıpta ilk kez ayrı bir kısım olarak açıklaması gibi hususlar da gerçekten dikkat çekicidir. Zehrâvî, bir tıp ansiklopedisi niteliğindeki et-Tasrîf’te hastalıkların genel durumundan çocuk ve ihtiyar beslenmesine, zehirlere, cilt hastalıkları ve ateşli hastalıklara, bunlardan ilaçlara ve formüllerine kadar tüm bilgileri vermiştir. Kitabın cerrahiyle ilgili kısmı ise son, yani otuzuncu kısımdır. Amasyalı hekim-cerrah Şerefeddin Sabuncuoğlu iyi derecede Arapça ve Farsça bildiği için bu dillerdeki kitaplardan istifade etmesini bilmiştir. Kendi eserlerini ise Türk dilinde yazmıştır. Cerrâhiyye-i (İl)Hâniyye üç kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısımda o dönemin en geçerli cerrahi yöntemlerinden biri olan dağlama/koterizasyon uygulamaları anlatılmaktadır. İkinci kısım ise yarma, delme ve pansuman gibi dönemin cerrahi girişim ve uygulamalarının, bu işlemlerde kullanılan âletlerin ve ameliyatların tanımlanıp çizimleri ile gösterildiği kısımdır. Zehrâvî ile Şerefeddin Sabuncuoğlu’nun eserlerinde cerrahi bilgiler benzerlik göstermektedir. Buradan, Sabuncuoğlu’nun Zehrâvî’den yararlandığı konusu açıktır. Görsellik açısından ise çok büyük farklılıklar vardır. Zehrâvî sadece cerrahi âlet çizimi yapmıştır. Çizdiği 174 cerrahi âletin ayrıntılarını dikkatle vermiştir. Sabuncuoğlu ise ameliyatın nasıl yapılacağı, cerrahın hastanın hangi tarafında nasıl duracağı, büyük işlemlerde kaç yardımcı bulundurulması gerektiği gibi, bir ameliyatta gereken ayrıntıların en önemlilerini minyatürlerle göstermiştir. Böylece Şerefeddin Sabuncuoğlu sadece bir cerrahi kitabı değil, bir “cerrahi atlası” oluşturmuştur. Cerrahiyi öğrenmeye başlayan bir aday için atlasların, teorik kitaptan ne denli farklı, ne kadar önemli olduğunu gayet iyi bilmekteyiz. Sonuç olarak, Şerefeddin Sabuncuoğlu Zehrâvî’nin kitabını Türkçeye tercüme etmiş, ondan yararlanmış, bazı bilgi ve tecrübe eklemeleri yapmış olup, Zehrâvî’nin adını kitabının dört yerinde belirtmiştir. Sabuncuoğlu, kitaba ameliyat resimleri eklemek suretiyle, “cerrahi atlası” tarzında kendine özgü bir eser ortaya çıkarmıştır. Bugünkü bilgilerimize göre, Şerefeddin Sabuncuoğlu’nun Cerrahiyye-i (İl)Hâniyye’si ilk cerrahi atlasıdır.
Are There Similarities Between the Works of Abū al-Qāsim al-Zahrāvī and Serefeddin Sabuncuoglu?
H. Kadircan Keskinbora, Fuat İnceIn this study, we will compare the work of 11th century Andalusian surgeon Abū al-Qāsim’s work named al-Taṣrīf and 15th century Anatolian surgeon Serefeddin Sabuncuoglu’s work named Jarrāḥiyya al-Ḫāniyya and try to reveal whether there are similarities. Al-Zahrāvī, who is considered the pioneer of modern surgery, is known as “Albucasis” in the West. Al-Zahrāvī stated in his work that knowledge of anatomy is essential for a good surgical practice. In addition to these, matters such as the surgical suturing techniques he considers in abdominal injuries, the use of the first catgut that dissolves in the body, and the explanation of cataract surgery as a separate section for the first time in medicine are really remarkable. In al-Taṣrīf, which is a medical encyclopedia, al-Zahrāvī included all the information from the general condition of diseases to nutrition of children and old people, poisons, skin diseases, and febrile diseases, all the way to medicines and formulas. The surgical part of the book is the last part, the thirtieth. Serefeddin Sabuncuoglu, a physician-surgeon from Amasya, knew how to benefit from books in these languages, as he knew Arabic and Persian well. He wrote his own studies in the Turkish language. Jarrāḥiyya al-Ḫāniyya consists of three parts. In the first, cauterization applications, which is one of the most valid surgical methods of that period, are explained. The second part is where the surgical interventions and practices of the period, such as splitting, piercing, dressing, and the instruments used in these procedures are defined and illustrated with drawings. Surgical information is similar in the works of al-Zahrāvī and Şerefeddin Sabuncuoglu. From this, it is clear that Sabuncuoglu benefited from al-Zahrāvī. In terms of visuals, there are huge differences. Al-Zahrāvī only drew surgical instruments. He carefully detailed the 174 surgical instruments he drew. Sabuncuoglu, on the other hand, showed in miniatures the most important details required in an operation, such as how the surgery will be performed, how the surgeon will stand on which side of the patient, and how many assistants should be kept in large operations. Thus, Serefeddin Sabuncuoglu produced not only a surgical book, but also a “surgery atlas.” We know very well how different and important an atlas is from a theoretical book for a candidate beginning to learn surgery. As a result, Serefeddin Sabuncuoglu translated al-Zahrāvī’s book into Turkish, benefited from it, added some knowledge and experience, and mentioned al-Zahrāvī’s name in four places in his book. By adding surgical pictures to the book, Sabuncuoglu created a unique work in the style of “surgery atlas.” According to our current knowledge, Şerefeddin Sabuncuoğlu’s Jarrāḥiyya-i Ilḫāniyya is the first surgical atlas.