Osmanlı İmparatorluğunda Coğrafya ve Kartografya
Güneydoğu Anadolu’nun En Tartışmalı Ortaçağ Sınırı: Sugûru’ş-şâmiyye’nin İslami Kartografik Vizyonunun İncelenmesi
Karen C. PintoDoğu Anadolu Fayı’na denk gelen, oldukça tartışmalı “Sugûru’l Şâmiyye” (Kuzey Suriye ve Güneydoğu Anadolu’nun İslam-Bizans sınırı) bu makalenin konusunu oluşturmaktadır. Müslümanlar, Kuzey Suriye’den Anadolu’ya bu önemli girişi kontrol altına almak için en az yedi yüzyıl boyunca mücadele etti. 7. yüzyıldan ve ilk halifelerden 14. yüzyıldaki Memluk, Türk ve Osmanlı akınlarına kadar Müslümanlar, Kilikya Ovası’na uzanan ve çok rağbet gören kıyı yolunun kontrolü için önce Bizans kuvvetleriyle, ardından Haçlılar ve Ermenilerle rekabet etti. Romalılar, Bizanslılar, Araplar, Türkler, Ermeniler ve Haçlılar, Avrasya’nın hakimiyetinin Kilikya ovalarının kontrolüne bağlı olduğunu anladılar. Bu makale, Arapça “Sûret-i Bahru’l-Rûm” (Bizans Denizi İmajı) başlıklı Orta Çağ İslam Akdeniz haritaları üzerinde Anadolu’da “Sugûru’l Şâmiyye”nin kalbini incelemektedir. Bunlar, ilk olarak sekizinci veya dokuzuncu yüzyılda tasarlanan ve on dokuzuncu yüzyıla kadar kopyalanan Kitâbu’l Mesâlik ve’l Memâlik (Yollar ve Memleketler Kitabı) el yazmalarında bulunmaktadır. Kuzey Suriye’den, Kilikya Ovaları boyunca, Tarsus ve Tarsus-Karşıtı sıradağlarının çevrelediği Doğu Anadolu’nun kalbine kadar uzanan “Sugûru’l Şâmiyye”, dünyanın en ölümcül üçlü deprem fay hatlarından birine denk geliyordu: hiperaktif Doğu Anadolu Fay Hattı. İslam haritalarında bu büyük sınır, sekizinci, dokuzuncu ve onuncu yüzyıllarda Doğu Akdeniz Levant’ındaki Müslüman ve Hıristiyan bölgelerinin bölünmesine işaret eden üç Anadolu nehrinin vurgulu çizgileriyle tasvir edilmiştir. Anadolu’nun bu üç önemli ırmağı Ceyhan (Ceyhan), Sayhan (Sayhan) ve Baradan (bugün Tarsus nehri olarak anılmaktadır) çevresinde el-Messîsa (Eski Misis), ʿAyn Zarba (Anavarza), Adana ve Ṭarsûs bölgeleri belirtilmektedir. Nehirlerle birlikte bu alanlar, ortaçağ İslam kartografik tahayyülünde Akdeniz bölgesinin en önemli sınırını işaret etmektedir.
The Most Contested Medieval Border of Southeastern Anatolia: Examining the Islamic Cartographic Vision of the Thughûr Al-shâmiyya
Karen C. PintoThe highly contested “Thughûr al-Shâmiyya” (Islamicate-Byzantine frontier of Northern Syria & South-eastern Anatolia) that coincided with the East Anatolian Fault is the subject of this paper. For no less than seven centuries, Muslims battled for control of this crucial entrance into Anatolia from Northern Syria. From the 7th century and the earliest caliphs onwards until the 14th century and sweeping Mamluk, Turkic, and Ottoman attacks, Muslims vied with Byzantine forces, first, then Crusaders and Armenians, and later, for control of the highly sought after bottleneck coastal route into the Cilician Plains. One of the most significant battlefields of world history, Romans, Byzantines, Arabs, Turks, Armenians, and Crusaders alike realized that the dominance of Eurasia rested upon control of the Cilician plains. This article examines the heart of the Anatolian “Thughûr alShâmiyya” on medieval Islamic maps of the Mediterranean that were titled “Sûrat Bahr al-Rûm” (Image of the Byzantine Sea) in Arabic. They are found in the Kitâb al-Masâlik wa-al-Mamâlik (Book of Routes and Realms) manuscripts that were first designed in the eighth or ninth century and copied until the nineteenth century. Stretching from Northern Syria across the Cilician Plains to the heart of eastern Anatolia ringed by the Tarsus and Anti-Tarsus mountain ranges, the “Thughûr alShâmiyya” coincided with one of the most deadly triple earthquake fault lines in the world: the hyper active East Anatolian Fault Line. On the Islamic maps this great frontier is depicted through the emphatic lines of the three Anatolian rivers that signaled the division of the Muslim and Christian spheres of the eastern Mediterranean Levant in the eighth, ninth and early tenth centuries. Around these three crucial Anatolian rivers of the Jayḥan (Ceyhan), Sayḥan (Sayhan), and Baradân (called the Tarsus River today) are arrayed the sites of al-Massîsa (Eski Misis), ʿAyn Zarba (Anavarza), Adhana (Adana), and Ṭarsûs (Tarsus). These sites, along with the rivers, mark the most crucial frontier of the Mediterranean region in the medieval Islamic cartographic imagination.