Osmanlı İmparatorluğunda Coğrafya ve Kartografya
Karlofça Antlaşması Sonrası Osmanlı-Venedi̇k-Avusturya Üçlü Sınırının (Triplex Confinium/hudûd-i Selâse) Tespiti ve Haritalandırılması
Güner DoğanBir sınır beyliği olarak Osmanlılar tarih sahnesinde yerini aldıkları andan itibaren zaman içinde gerçekleştirdikleri fetihler ile birlikte hızlı bir şekilde topraklarını genişletmişlerdir. Bu genişleme beraberinde mevcut sınırların da aynı şekilde değişmesini getirmiştir. Doğru bir tabirle demek gerekir ki, Osmanlı sınırları son derece “değişken” bir yapıya sahiptir. 4 asır boyunca sürekli değişen Osmanlı sınırları gün be gün Karlofça Antlaşması ile küçülmeye başlayacaktır. 1699 yılında imzalanan Karlofça Antlaşması ile artık Osmanlı sınırlarının nerede başlayıp nerede bittiği sorusu çok daha mühim bir hal almıştır. Bu noktada sınırların ayrıntılı olarak tespiti ve haritalandırılması işi de Osmanlılar ve onun rakibi güçler tarafından daha dikkatli olarak çalışılmıştır. Ancak Osmanlı tarafı için sınırların haritalandırılması çok kolay bir iş olmayacaktır. Devletin avantajını ve onurunu korumak adına başarılı diplomatlara sahip olan Osmanlılar, iş teknik meselelere geldiğinde türlü zorluklar ile mücadele etmek durumunda kalmışlardır. Buna karşılık Venedik ve Avusturya, görevlendirdikleri harita uzmanları sayesinde, teknik gerektiren bu meselede daha üretken olmuşlardır. Bu iki devletin haritalar ve sınır bölgesi coğrafyası hususunda uzman isimlerinin kim oldukları ve ne işlere imza attıkları hususu bu makalenin merkezinde yer almaktadır. Bunun yanı sıra çalışma, üç devlet ve görevlendirilen diplomatları özelinde Karlofça Antlaşması sonrası sınırların nasıl tespit edilip haritalandırıldığı üzerine de ayrıntılı bilgiler vermektedir.
Determining and Mapping of the Ottoman-Venice-Austria Triple Frontier (Triplex Confinium/Hudûd-i Selâse) After The Treaty of Karlowitz
Güner DoğanAs a border emirate, the Ottomans expanded their lands rapidly with the conquests they realized in time, from the moment they took their place on the stage of history. This enlargement brought with it the same changes in the existing borders. To put it rightly, the Ottoman borders had a very “variable” structure. The Ottoman borders, which had been constantly changing for 4 centuries, began to shrink day by day with the Treaty of Karlowitz. Signed in 1699, the Treaty of Karlowitz made the question of where the Ottoman borders began and ended much more significant. In this regard, determining and mapping the borders became a crucial task to which the Ottomans and their rival powers paid great attention. However, mapping the borders would be challenging for the Ottoman side. While the Ottomans had highly successful diplomats who safeguarded the advantage and honor of the state, they had to contend with various difficulties when it came to technical matters. In contrast, Venice and Austria were more productive in these technical matters due to their appointed map experts. This article focuses on the identities of these experts from the two states and the significant achievements they made in terms of maps and the geography of the border regions. Additionally, the study provides detailed information on how the borders were determined and mapped after the Treaty of Karlowitz, specifically focusing on the three states and the diplomats they appointed.