Atatürk Devri Türk Dış Politikası 1920-1938: Kafkasya, Balkanlar, Ortadoğu Siyasi, Sosyal, Kültürel, Ekonomik İlişkiler Perspektifinden
Atatürk Dönemi Türk - Yunan İlişkileri
Nilüfer ErdemLozan Antlaşması sonrasındaki ilk yıllarda Türkiye’yle Yunanistan, arda kalan problemlerine çözüm aramışlardır. Örneğin Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi ile alakalı bazı gelişmeler iki ülke ilişkilerinin gerilmesine sebep olmuştur. Diğer taraftan gerek Türkiye’de gerekse Yunanistan’da sosyal, kültürel ve ekonomik pek çok etkiye sahip olan mübadeleden kaynaklı problemler yaşanmıştır. Sorunların aşılabilmesi 1928’de Venizelos’un Yunanistan’da yeniden iktidara gelmesi ve iki ülke arasında karşılıklı ziyaretlerin başlamasıyla mümkün olabilmiştir. 10 Haziran 1930 Ankara Sözleşmesi ile Türkiye ve Yunanistan arasında nüfus mübadelesinden kaynaklanan sorunlara çözüm getirilmiştir. 30 Ekim 1930’da imzalanan antlaşmalarla ise iki ülke arasında siyasal, ekonomik ve askeri yakınlaşma yanında, diplomatik yakınlaşma da sağlanmıştır. Şüphesiz deneyimli bir siyasetçi olan Venizelos, Gazi Mustafa Kemal’in liderlik ettiği Türkiye’nin “yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesiyle hareket ettiğinin farkındaydı. Bu sebeple de Gazi Mustafa Kemal’i 1934 yılında Nobel Barış Ödülü’ne aday göstermiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında Yunan kamuoyu, Türk inkılabına temkinli yaklaşmıştır. Ancak Türk-Yunan ilişkilerinin düzene girmesiyle birlikte tutum değiştirmiş ve Yunan basını Türk inkılabı ile ilgili pozitif yönde değerlendirmeler yayınlamıştır. Yunan kamuoyunun Türk inkılabı konusundaki ilgisi, kadın hakları başta olmak üzere toplumsal alandaki inkılaplar üzerinde yoğunlaşmıştır. Yunanistan’da 1933 yılının Mart ayında Panagis Çaldaris’in iktidara gelmesi Türk-Yunan ilişkilerini etkilememiştir. Aksine Çaldaris Türk-Yunan ilişkilerine büyük önem vermiş, iktidarda olduğu dönemde karşılıklı ziyaretler devam etmiştir. Bu dönemde iki ülkenin sınır güvenliğini güvence altına almak, ekonomik ve ticari işbirliğini sağlamak konularında antlaşmalar imzalanmıştır. Türkiye ile Yunanistan’ın yakınlaşması Balkan Antantı’na da zemin hazırlamıştır. Ancak 1930’ların ikinci yarısında TürkYunan ilişkilerinde ağırlık, askeri ve siyasi konulardadır. Bunun da sebebi II. Dünya Savaşı’nın ayak sesleridir.
Turkish - Greek Relations During Ataturk’s Era
Nilüfer ErdemIn the first years after the Treaty of Lausanne, Turkey and Greece sought for solutions to some remaining problems. For example, some developments related to the Fener Greek Orthodox Patriarchate caused tension between the two countries. However, both countries experienced problems socially, culturally and financially, as a result of the exchange. It was possible to overcome the problems when Venizelos came back to power in Greece in 1928 and mutual visits between the two countries were initiated. The Ankara Agreement on June 10, 1930 brought solutions to the problems which had arisen from the population exchange between Turkey and Greece. With the treaties signed on October 30, 1930, diplomatic rapprochement was achieved between the two countries, as well as political, economic and military rapprochement. Undoubtedly as an experienced politician, Venizelos was aware that Mustafa Kemal led Turkey through a “peace at home, peace in the world” policy. For this reason, he nominated Mustafa Kemal for the Nobel Peace Prize in 1934. Greek public opinion in the early years of the Republic of Turkey was reserved about theTurkish revolution. However, as Turkish-Greek relations became regular, the attitude changed and the Greek press published positive evaluations about the Turkish revolution. The interest of the Greek public in the Turkish revolution focused on social reforms, especially on women’s rights. The coming to power of Panagis Tsaldaris in March 1933 in Greece did not affect Turkish-Greek relations. On the contrary, Tsaldaris attached great importance to Turkish-Greek relations and mutual visits continued during his period in power. In this period, agreements were signed to ensure the border security of the two countries and to ensure economic and commercial cooperation. Greece’s rapprochement with Turkey prepared the ground for the Balkan Entente. However, in the second half of the 1930s, Turkish-Greek relations were focused heavily on military and political issues. The reason for this was the bell tolling the coming Second World War.