Atatürk Devri Türk Dış Politikası 1920-1938: Kafkasya, Balkanlar, Ortadoğu Siyasi, Sosyal, Kültürel, Ekonomik İlişkiler Perspektifinden
Misâk-I Millî İzinde, Millî Çıkarlar Doğrultusunda; Atatürk’ün Dış Politika Anlayışına Bakışlar
Cezmi EraslanAtatürk savaştan sonraki dış politika uygulamalarını “yurtta barış, dünyada barış” olarak tanımlamıştır. Atatürk düşüncesinde dış politika mutlaka iç politikaya dayandırılmalıdır. Uzun savaş ve işgal yıllarının neticesinde yanmış yıkılmış ülkenin imarı ilk hedef olmuştur. Bütün bunları yapmak için savaştan mümkün olduğunca uzak durmaya çalışmıştır. Ancak savaştan uzak durmak demek milli haklardan vaz geçmek anlamında değildir. Ülkesinin askeri ve ekonomik sınırlarını bilerek gerçekçi bir dış politika uyguladı. Dünya gelişmelerini yakından takip ederek, uluslararası paktlara katıldı. Dünya ve bölge gelişmeleriyle uyumlu olarak ikili ilişkilerde her türlü barışçı unsuru kullandı. Ülkeyi savaşa sokmadan hakların müdafaası için diplomasinin her türünü kullanmıştır. İngilizlerin Akdeniz hâkimiyeti için Alman ve İtalyanlara mukabil, Türkiye’yi çok değerli bir müttefik olarak görmeye başlaması ve kendi safına çekmeye çalışmasını doğru değerlendirmiştir. Daima milleti en uygar seviyeye çıkarmaya çalışan Atatürk, barış içinde gelişmeye ve çağdaşlaşmaya inanan bir liderdi. Savaşı milletin isteklerinin gerçekleşmesi için kullanılabilecek son çare olarak görmüş ve devamlı değişen uluslararası gelişmelere karşı milletin menfaatini korumak üzere hazır bulunmayı temel hedef olarak saptamıştır.
In the Way of National Pact, in Line With National Interests; Views on Atatürk’s Foreign Policy Understanding
Cezmi EraslanAfter the First World War, Ataturk defined his foreign policy activities as ‘Peace at home, peace in the World’. According to Ataturk, the foreign policy should be supported by the internal policy. After long years of war, the first goal was to reconstruct the ruined country. In order to achieve this, he tried to avoid war as much as possible. However, avoiding war did not mean abandoning national rights. He implemented a realistic foreign policy, knowing his country’s military and economic limits. By closely monitoring international developments in the World, he joined the multilateral pacts while he respected the status quo. He used all kinds of peaceful elements in bilateral relations in line with the world and regional developments. He used all forms of diplomacy to defend rights without bringing the country into war. He correctly assessed that the British began to see Turkey as a very valuable ally against the Germans and Italians for Mediterranean domination and tried to attract it to their ranks. Atatürk, who always tried to bring the nation to the most civilized level, was a leader who believed in peaceful development and modernization. He saw war as the last solution that could be used to fulfill the wishes of the nation. He has always set his main goal as the readiness to protect the interests of the nation against volatile international developments.