Temadan..
Seçim Kültürü
Seçim kurumunun gelişimi parlamentoların doğuşu ve gelişimiyle bir koşutluk göstermiştir. Burjuvazinin soylulara karşı mücadelesi parlamentolara önem kazandırmış, bu gelişme de beraberinde seçimle ilgili sorunları ön plana çıkarmıştır. Oy hakkına sahip olacakların belirlenmesi bu konuda yaşanan ilk sorunu oluşturmuştur. İlk başlarda, bu hak sınırlı bir kesime tanınmış, demokrasinin gittikçe gelişimiyle ilke olarak her yurttaşa oy hakkı tanınmıştır. Bu nedenle, sınırlı oydan genel oya yönelik gelişme sonucunda, bugün seçimlerde genel oy ilkesini kabul etmeyen rejimler demokratik sayılmazlar. Hatta bu hak, İnsan Hakları Evrensel Sözleşmesi ile de uluslararası hukuk açısından güvenceye alınmış bulunmaktadır.
Seçim kurumunun gelişimi açısından ikinci sorun, seçim yetkisinin hukuksal nitelikleri noktasında yaşanmıştır. Günümüz demokrasilerinde seçim yetkisi, hukuksal nitelikleri açısından kişiye bağlı, serbest, eşit ve gizli olarak kullanılması gereken bir haktır.
Bu konuda demokrasilerin yaşadığı bir başka anlaşmazlık, oy verme usulleri (yöntemleri) noktasında kendini göstermiştir. Seçimlerin tek dereceli mi, yoksa iki dereceli mi yapılması üzerinde uzunca tartışmalar yaşanmıştır. Temsilcilerin seçmenler tarafından doğrudan doğruya seçilmeleri halinde tek dereceli seçimler söz konusu olmuş, ancak seçmenler temsilcilerinin seçimini yine kendilerinin seçecekleri ikinci derecede seçmenlere bıraktıkları durumlarda da iki dereceli seçimler yaşanmıştır. Bu iki farklı usul ayrı ayrı denenmiş ve ancak demokrasilerde gelişmenin tek dereceli seçim usulünün kabul edilmesi yönünde olduğu görülmüştür. Türkiye’de de 1946 seçimlerine kadar milletvekili seçimi iki dereceli iken, bu tarihten sonraki seçimlerde tek dereceli uygulamaya geçilmiştir. Seçimlerle ilgili yaşanan en önemli sorunu ise seçim sistemleri oluşturmuştur.