İKİ ÖNCÜ AMERİKALI MİSYONERİN KALEMİNDEN 19. YÜZYILIN İLK YARISINDA NAHÇIVAN VE ÇEVRESİ
Ayşegül KuşNahçıvan, oldukça eski bir yerleşim yeridir ve arkeolojik kazı ve araştırmalardan anlaşıldığı kadarıyla, iskân tarihi paleolitik döneme kadar uzanır. Nahçıvan’ın İran-Kafkasya, Karadeniz ve Hazar Denizi ile Anadolu arasındaki ticaret yollarının üzerinde olması, eski çağlardan itibaren pek çok devletin burada hâkimiyet mücadelesine sebebiyet vermiştir. Urartular, Medler, Persler, Seleukos Krallığı ve Sasaniler bu devletlerden bazılarıdır. Hz. Osman devrinde Dvin ve Tebriz gibi önemli şehirler ele geçirildikten sonra Nahçıvan da alınmıştır. Abbasiler döneminden itibaren günümüzdeki Azerbaycan topraklarına yerleşmeye başlayan Türkler, Selçuklular zamanında bölgeyi ele geçirmişlerdir. Moğol istilası esnasında büyük zarar gören şehir, bu dönemde Altınordu ve İlhanlı hâkimiyeti altına girmiştir. 15. yüzyılda bölgede yaşanan hâkimiyet mücadelesine Karakoyunlular, Akkoyunlar ve Safeviler de katılmıştır. 1514 yılından itibaren Nahçıvan, yer yer Osmanlı yönetimine girmiş ve çıkmıştır. III. Mehmed döneminde Osmanlı topraklarında baş gösteren Celali isyanlarını fırsat bilen Safeviler, 1603’te Nahçıvan’ı tekrar kendi topraklarına katmayı başarmışlardır. 19. yüzyılın başlarında ise Kafkaslar, Rusya ile İran arasında tam bir hâkimiyet mücadelesine sahne olmuş ve Nahçıvan, Kafkaslarda yayılmacı bir politika izleyen Rusya tarafından 1827’de işgal edilerek Rus yönetimi altına girmiştir. Doğuya yönelik ilgilerinin bir uzantısı olarak çok sayıda batılı seyyah ve araştırmacı siyasi, sosyal ve ekonomik vb. çeşitli amaçlar doğrultusunda Kafkasya’ya gelmişlerdir. Bu ilgi özellikle 19. yüzyılda, sömürgeciliğe ve batılı devletlerin emperyalist emellerine koşut olarak daha da artmıştır. Bu nedenle, ülkelerinin birtakım siyasi ve ekonomik çıkarlarını gözetmek adına çok sayıda batılı seyyah ve araştırmacı doğuya çeşitli seyahatler yapmışlardır. Bu seyyahlardan ikisi, 19. yüzyılın ilk yarısında Anadolu, Ermenistan ve Kuzey batı İran’ı ziyaretleri esnasında bölgeye gelen Amerikan Board misyonerlerinden Eli Smith ve H. G. O. Dwight’tır. Bu çalışmanın amacı onların Nahçıvan’daki ziyaretleri esnasında kaleme aldıkları gezi notlarından yola çıkarak 19. yüzyılın ilk yarısında bölgenin içinde olduğu, özellikle fizikî ve sosyo-kültürel durumu ele alarak değerlendirmek ve bölge tarihinin aydınlatılmasına katkı sağlamaktır.
NAKCHIVAN AND ITS VICINITY IN THE FIRST HALF OF THE 19TH CENTURY FROM THE PEN OF THE TWO PIONEER AMERICAN MISSIONARIES
Ayşegül KuşNakhcıvan is an ancient place; the findings of archaeological excavations and research that the settlement dates back to the Paleolitic era. Since ancient times, the strategic importance of Nakhchivan, due to its situation on the trade routes between Iran-Caucasia, the Black Sea–The Caspian Sea and Anatolia, led to many nations fighting for domination in the region. These nations included the Urartians, Meds, Persians, the Kingdom of Seleukos, and the Sassanids. During the reign of Caliphate Osman, such towns as Dvin in Armenia and Tabriz in Iran, and then Nakhchivan, were taken. The Turks, who had started to settle in Azerbaijan during the reign of Abbasis, took the region during the period of Seljuks. During this period, Nakhchivan, which was considerably destroyed during the invasions of the Mongols, remained under the domination of the states of Golden Horde and Ilhans. In the 15th century, Akkoyunlus, Karakoyunlus, and the Safevis also fought for domination in the region. From 1514 onwards, Nakhcıvan slipped in and out of the Ottoman administration. In 1603, during the reign of Selim III, when the Celali events emerged, the Safevis retook Nakhcıvan. At the beginning of the 19th century, Caucasia was the location of the battle for domination between Russia and Iran, and in 1827 Nakcıvan was invaded by Russia following an expansionist policy. As result of their political, social, and economic purposes interests in the east, several western travelers and researchers visited the region. This interest increased, especially during the colonialism of the 19th century. Therefore, many western travelers and researchers visited the Ottoman lands in order to pursue their country’s political and economic interests. Two such travelers were the American Board missionaries Eli Smith and H.G.O. Dwight, who came to the region in the first half of the 19th century during their visit to Anatolia, Armenia, and north-west Iran. Using the travelogues they recorded during their visit to Nakhcıvan, this study aims to evaluate the physical and socio-cultural structure of the region at the beginning of the 19th century and contribute to the history of the region.