Byzantine Architecture in the Lower City of Perge
Ayça Tiryaki, Özgü Çömezoğlu UzbekThis study focuses on the Byzantine buildings located in the Lower City of Perge. One of the significant structures in the city is the South Church (Basilica A), which is a three-aisled basilica with a transept and gallery, dating back to the early 5th century. Another notable church in the city, capturing attention with its large dimensions, is the North Church (Basilica B). This basilica, with its five aisles and transept, is accompanied by an atrium to the west and a narthex. Due to its size, it is believed that this structure could have served as the city’s cathedral, dating to the 5th and 6th centuries. Located on the east-west oriented street of the city, the East Church (Basilica C) has managed to preserve its narthex to the west and its five-sided apse to the east. This remarkable structure, with its extraordinary length, is also among the early Byzantine churches in the city. On the north-south oriented street, a church with an inscribed cross plan (known as the Small Church) was constructed and can be dated to the 10th century. Inside the Palaestra to the west of the city, a structure with a tetraconch plan was erected. Similar to its counterparts, this edifice, believed to have been used for religious purposes, can be dated back to the latter half of the 5th century and the 6th century. The urban layout of the Lower City remained intact until the 7th century, at which point there was a decline in activity in the city. Subsequently, during the Middle Byzantine period, most likely around the 10th century, there is evidence of a limited reoccupation and settlement in the city.
Perge Aşağı Şehir Bizans Dönemi Mimarisi
Ayça Tiryaki, Özgü Çömezoğlu UzbekÇalışmanın içeriğini Perge’de Aşağı Şehir’de bulunan Bizans Dönemi yapıları oluşturmaktadır. Kentin önemli yapılarından biri olan Güney Kilise (Bazilika A), en erken 5. yüzyıla tarihlenebilen üç nefli, transeptli ve galerili bir bazilikadır. Kentte büyük boyutlarıyla dikkati çeken bir diğer kilise Kuzey Kilise (Bazilika B)’dir. Beş nefli ve transeptli bu bazilikanın batısında bir atrium ve bir de narteksi vardır. 5-6. yüzyıllara tarihlenebilen bu yapının boyutları sebebiyle kentin katedrali olabileceği düşünülmektedir. Kuzey Kilise de Güney Kilise’de olduğu gibi doğuda düz bir duvarla sınırlandırılmıştır. Kentin doğu-batı doğrultulu caddesi üzerinde bulunan Doğu Kilise’nin (Bazilika C), batısındaki narteksi ile doğusundaki beş cepheli apsisi günümüze gelebilmiştir. Yapının beden duvarlarının düzensiz kalıntıları tespit edilebilmektedir. Sıra dışı uzunluğuyla dikkat çeken bu yapı da kentin erken Bizans kiliseleri arasındadır. Kuzey-güney doğrultulu caddede, su kanalının hattı üzerinde, kanalı engelleyecek şekilde sonradan inşa edilmiş, 10. yüzyıla tarihlenen Kapalı Yunan haçı planlı bir kilise (Küçük Kilise) yer almaktadır. Kentin batısındaki Palaestra’nın içine, daha sonra tetrakonkhos planlı bir yapı inşa edilmiştir. Benzerleri dinî amaçla kullanılmış bu yapı, 5. yüzyılın ikinci yarısı ile 6. yüzyıla tarihlenmektedir. Aşağı Şehrin kent dokusunun 7. yüzyıla kadar korunduğu ve bu dönemden sonra kentteki faaliyetlerde bir kesinti yaşandığı tespit edilebilmektedir. Bundan sonra Orta Bizans Dönemi’nde, olasılıkla da 10. yüzyıl civarında kentte sınırlı da olsa bir iskânın olduğu anlaşılmaktadır.
Pamphylia bölgesinin önemli kentlerinden biri olan Perge’de yerleşim, Akropolis ve Aşağı Şehir olarak adlandırılan bölge olmak üzere iki alanda yoğunlaşmıştır. Bu çalışmanın içeriğini Aşağı Şehir dokusu içinde yer alan Bizans Dönemi yapıları oluşturmaktadır. Bu yapılar arasında biri kentin katedrali olan beş kilise ve bir de işlevi kesinleşmemiş bir trikonkhos bulunmaktadır. Birbirini kesen kuzey-güney ve doğubatı doğrultulu iki ana cadde boyunca konumlanmış Roma Dönemi kent dokusu Erken Bizans Dönemi’nde bozulmamış, bir takım değişiklik ve eklemelerle kullanımı devam etmiştir. Şehir kapısının yakınında, agoranın güneyinde yer alan Güney Kilise (Bazilika A) üç nefli, transeptli ve galerili bir bazilikadır (F. 2-F. 4) ve kireçtaşı kesmetaş bloklar ve az miktarda küçük moloz taşlarla inşa edilmiştir. Yapının batısında kare planlı, dört tarafı portiko ile çevrili bir de atriumu bulunmaktadır. Narteksi olmayan kilisenin naosuna atriumdan doğrudan giriş sağlanmaktaydı. Arkeolojik verilere göre nef ayrımını sağlayan sütunların tuğladan kemerlerle birbirlerine bağlandıkları öne sürülebilmektedir. Nefleri ayıran stylobatların üzerinde, daha sonraki bir evreye ait olan ve nefler arası geçişi engelleyen moloz duvarlar ortaya çıkarılmıştır. Yapının içten yarım yuvarlak apsisi ve apsisin iki yanında ikişer mekân biriminden oluşan pastophorion odaları vardır. Kilise doğuda düz bir duvarla sınırlandırılmıştır. Kilise synthrononunun ve doğu duvarının mermer levhalarla kaplı olduğu tespit edilmiştir. Transept kolları beden duvarlarının dışına taşmaktadır ve yan nefler transept kollarını sarmaktadır. Bu düzenleme, yapının planını T formuna dönüştürmektedir. Kilisede bulunan mimari plastik elemanlar arasında 5-6. yüzyıla tarihlenen örneklerin olması, yapının mimari özellikleriyle de örtüşmektedir (F. 10a, F. 10b). Bu veriler ışığında kilisenin en erken 5. yüzyıla ait olabileceği düşünülmektedir.
Kuzey-güney doğrultulu sütunlu ana caddenin batısında konumlanmış bir diğer anıtsal bazilika, Kuzey Kilise (Bazilika B)’dir. Beş nefli ve transeptli bu bazilikanın boyutları sebebiyle kentin katedrali olabileceği düşünülmektedir (F. 11-F. 13). Duvarlarında düzgün kesme taş ve devşirme blokların kullanımının yanı sıra bol miktarda tuğla, kiremit kırıkları ve harç dikkati çekmektedir. Özellikle doğu duvardaki izlerden duvarların kaplama levhalarla örtülü olduğu anlaşılmaktadır. Yapının batısında bir atrium ve bir de narteks yer almaktadır. İçten yuvarlak apsisinin iki yanında iki katlı pastaphorion odaları yer bulunmaktadır. Yapı doğuda düz bir duvarla sınırlandırılmıştır. İç ve dış yan nefler birbirinden farklı genişlikte, dış yan nefler transepti sarmayarak düz bir koridor şeklinde devam etmektedir. Bu özellikleriyle dış yan neflerin katekümenlerin kullanımı için koridor niteliğindeki mekânlar oldukları öne sürülebilmektedir. Kuzey Kilise’nin 5.-6. yüzyıllarda inşa edildiği önerilebilmektedir.
Aşağı Şehrin doğu-batı doğrultulu sütunlu caddesinin kenarında, 100 m kadar uzunluğa ulaşan bazilikal planlı bir başka kilise daha mevcuttur (F. 20, F. 21). Batısında narteksi ile doğusundaki beş cepheli apsisi tespit edilebilen Doğu Kilise’nin (Bazilika C) beden duvarlarının düzensiz kalıntıları günümüze gelebilmiştir. Duvar yapısındaki büyük bloktaş ve tuğla kullanımı, yapıyı Erken Bizans Dönemi’ne tarihlemektedir. Doğu Kilise, uzunluğu ile alışılmışın dışında bir örnek oluşturmaktadır.
Kuzey-güney doğrultulu sütunlu caddenin doğu-batı doğrultulu cadde ile birleştiği bölgenin hemen güneyinde, Kapalı Yunan haçı planlı bir kilise yer almaktadır (F. 24, F. 25). Bu küçük boyutlu yapı caddenin ortasından geçen su kanalını engelleyecek şekilde yerleştirilmiş olduğundan kanalın kullanılmadığı dönemde yapılmış olmalıdır. Kilisenin apsisinin kuzeyinde ve güneyinde duvarın içine açılmış birer niş yer almaktadır. Haç planlı naosun kubbesi dört sütunla desteklenmiştir. Yapıya giriş batı duvarındaki kapıyla sağlanmaktadır. Ayrıca kuzey duvarında da bu yönden bitişik Roma anıtına bağlanan bir açıklık vardır. Yapının duvarlarında kaba yonu ve devşirme kesme blok taşlar kullanılmış, düzensiz yerleştirilen taşların araları tuğla kırıklarıyla doldurulmuştur. Duvarların bazı kısımları sadece tuğla malzemeyle örülmüştür. Yapının apsisinin kuzey duvarında fresko izlerine rastlanmıştır. Elimizdeki verilere göre kilisenin 10. yüzyılda inşa edildiği önerilebilmektedir.
Doğu-batı doğrultulu cadde üzerinde, kentin batısında yer alan Palaestra’nın içine, daha sonra tetrakonkhos planlı bir yapı inşa edilmiştir. Bu yapı Palaestra’nın kuzey duvarını kesse de kullanımını engellemeyecek bir konumdadır (F. 28). Bu özellikleriyle Tetrakonkhos inşa edildikten sonra, işlevi değiştirilse de Palaestra’nın kullanımının devam ettiği söylenebilir. İçten ve dıştan dört yapraklı yonca planı gösteren bu yapı, dört yönde apsis benzeri dört eksedradan oluşmaktadır. Merkezde yonca planı çevreleyen bir dehlizi bulunmaktadır. Eksedralar, çevre dehlizine ikişer sütunla açılmaktadır. Tek katlı ve olasılıkla ahşap çatıyla örtülü Tetrakonkhos, Palaestra’nın taşları kullanılarak inşa edilmiş, bu blok taşların arasında moloz taş, tuğla ve tuğla kırıkları kullanılmıştır. Benzerleri dinî amaçla kullanılmış bu yapı, 5. yüzyılın ikinci yarısı ile 6. yüzyıla tarihlenmektedir.
Aşağı Şehir’de Bizans Dönemi’ndeki bu yapım faaliyetlerinin yanı sıra, Güney hamamın ve Agora’nın merkezindeki Tholos’un onarım ve eklemelerle kullanımının devam ettiği anlaşılmaktadır. Kent surları dışında kalan Tiyatro ve Stadion’un da 5-6. yüzyıllarda kullanıldıklarına dair veriler vardır. Aşağı Şehrin kent dokusunun 7. yüzyıla kadar korunduğu anlaşılmaktadır. Perge kenti büyük olasılıkla 616 yılındaki depremle büyük hasar görmüştür. 10. yüzyıla tarihlenen Küçük Kilise, bu dönemde kentte sınırlı da olsa bir iskânın olduğunu göstermektedir.